Gündem

Mehmet Akif Ersoy’un hayatını anlatan “Akif” filmine eleştiri: Ankara Hareketi’ne verdiği desteklere odaklanılıyor ve şairin tartışmalı taraflarına yer verilmiyor

Mehmet Akif Ersoy’un hayatını konu edinen “Akif” filmi seyirciyle buluştu

24 Eylül 2021 08:19

İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un hayatını konu edinen, yönetmenliğini Sadullah Şentürk’ün üstlendiği “Akif” filminin galası yapıldı. Türkiye gazetesinden Murat Öztekin, “steril bir Akif portresi” eleştirisi getirdiği filmle ilgili, “Ersoy’un Ankara Hareketi’ne verdiği desteklere odaklanılıyor ve şairin tartışmalı taraflarına yer verilmiyor” dedi.

Dün gösterime giren filmde Akif karakterini Yavuz Bingöl canlandırırken, ona Murat Han, Fikret Kuşkan, Mine Çayıroğlu, Hazım Körmükçü gibi isimler refakat ediyor.

Murat Öztekin, Ersoy’un Ankara Hareketi’ne verdiği destekler ve İstiklal Marşı’nın yazılış günlerine odaklanan filmle ilgili şunları kaydetti:

Hikâye, İngiliz işgali altındaki İstanbul’dan açılıyor. Galata Kulesi dâhil her yere lacivert kırmızı bayraklar asılmış, mektepler İngiliz karakoluna dönmüş ve halk şaşkın bir hâlde… Şair Mehmet Akif de, böyle bir ortamda arkadaşlarıyla “Sebilürreşad” adlı dergiyi çıkarmaya çalışıyor. Etrafında İngiliz ajanları dolaşırken, bir gün ailesini geride bırakıp Ankara’ya doğru, oğlu ve Ali Şükrü Bey’le birlikte yola çıkıyor. Mustafa Kemal Paşa’nın saflarına katılan Akif “Şairliğin zamanı değil” diyerek, yeni rejimi, kendilerinden hoşnut olmayan halka anlatmak için faaliyetlere girişiyor…

Türkiye şartlarına göre büyük bir bütçeyle çekildiği düşünülen “Akif” filminde; dekor ve kostümlerle 1920’lere dair güçlü bir devir tasviri yapılıyor. Bunların yetmediği yerlerde, başarılı sayılabilecek görsel efektlerden faydalanılıyor.

Elbette tarihe mâl olmuş şahsiyetlerin hayatı, yekpare olarak bir filmin hacminin ve anlatım dünyasının ötesindedir. Ancak “Akif” filmi, şairin ömrünün en “steril”sayılan devrine odaklanıyor. Onun cumhuriyetin kuruluşunda aldığı aktif rol ve Mustafa Kemal Paşa ile olan az bilinen ittifakı, gözler önüne seriliyor.

Fakat aynı sebeple, eserde şairin karakterinin derinliklerine sınırlı bir şekilde temas ediliyor. Ne imalarla sezdirilen sert “İttihatçı” karakterini tam olarak anlayabiliyoruz, ne de “dinî anlayışının” mahiyetini… Zaten bir noktadan sonra film Ankara Hareketinin kahramanlıklarının “epik” bir methiyesine dönüşüyor ve şair de bunun bir parçası olarak kalıyor.

Öte yandan ağdalı ve mesaj endişeli diyalogların büyük yer kapladığı eserde, Ankara yolunda Kuşçubaşı Eşref’in kurtarıcılığı gibi “kurgusal” sayılabilecek durumlar da mevcut...

Tamamını okumak için tıklayın.