Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, medyanın 'Zümrüt Apartmanı' adlı romanda 'pedofili' övgüsünde bulunduğu belirtilen Abdullah Şevki hakkında dava açıldığını duyuran haberlerde yanlışlık yaptığını söyledi. Bildirici, pedofili içeren sayfaları paylaşarak, pedofiliye eğilimi olan insanların gözünde bunu meşrulaştırmış ve yönteminin öğretilmiş olacağını belirtti. Bildirici, sosyal medyadan yaptığı paylaşımında da, "Medya ve sosyal medya pedofili içeren metinlerin yayılmasına katkıda bulunuyor, suça ortak oluyor" ifadesini kullandı.
Haberlerde Şevki ve yayıncının 'müstehcenlik' nedeniyle yargılanacağının yazıldığını söyleyen Bildirici, "Şevki’nin müstehcenlik nedeniyle değil, “müstehcen içerikte çocukları kullanmak” veya daha doğrudan bir ifadeyle 'çocuk pornografisi' suçlamasıyla yargılanacağı vurgulanmalıydı. İkisi çok farklı" dedi.
Bildirici, pedofili içeren metinlerin sosyal medya hesapları ve internet siteleri aracılığıyla yayılmasının tehlikeli olduğu söyledi. Bildirici, "Hem pedofiliyi kınayıp hem de pedofili içerdiğini söylediğiniz metinleri yaymak paradoksal bir durum." değerlendirmesinde bulundu. Bildirici'nin yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Ancak insanlar, o kitaplar hakkında kitabın bütününü okuyarak değil medya ve sosyal medyada alıntılanan ve paylaşılan sayfalara bakarak karar vermek durumunda kaldı. Bunun nedeni de o sayfaları bağlamından kopararak yayınlayan medya ve sosyal medya. Zümrüt Apartmanı’ndan bir, Gece Sesleri’nden bir, Mahrem’den üç sayfa. Sadece bu sayfaları okuyan insanların o kitaplarda çocuk pornosunun özendirildiği yargısına varmaları doğal.
Çünkü Abdullah Şevki’nin kitabından alıntılanan sayfa korkunç. Benim gördüğüm, çocuğun cinsel tacizi hiç de öyle olumsuz bir eylem gibi anlatılmıyor. Ayşe Kulin’in kitabından medyaya yayılan sayfada da bebekle tatmin, film sahnesi gibi aktarılıyor; irite edici bir metin doğrusu.
Elif Şafak’ın kitabından yayılan sayfaların son paragrafında “Gözlerini yumsa da açsa da gördüğü tek şey kömürlük karasıydı. Herkes, her şey aynı kör renge boyanmıştı” ifadesiyle yaşadıklarının çocukta yarattığı travmaya dikkat çekiliyor; olumsuzluk vurgulanıyor. Ama haberlerde bu metin öyle sunuluyor ki, okuyanların o paragrafı algılamaları imkânsız.
Asıl yanlışlık biz gazeteciler ve sosyal medya kullanıcılarında. İnsanların sadece bu sayfalara bakarak o kitaplarla ilgili karar vermesini sağlıyoruz. Kitapların bütünüyle ilgili bilgi de vermiyoruz. Üstelik bu sayfalarda pedofili övgüsü olduğunu savunan bazı sosyal medya kullanıcıları ve bu haberleri yazan bazı medya kuruluşları bile bu içeriklerin yayılmasına katkıda bulunuyor. Açın interneti, bu kitap sayfalarının okunur şekilde kopyalandığı haberlerden geçilmiyor. Hem pedofiliyi kınayıp hem de pedofili içerdiğini söylediğiniz metinleri yaymak paradoksal bir durum.
Bir yanlışı, bir kötülüğü topluma duyurmak için nasıl yapıldığını canlandırmaya, ayrıntılı anlatmaya gerek yok. Medya, toplumun bütününe hitap eder. Sağlıklı insanlar kadar, suça eğilimli ve psikolojik sorunları olan insanlar da okur haberlerimizi.
Pedofili övgüsü olduğu tartışılan bu kitaplarla ilgili haberleri pedofili eğilimi olan insanlar da okuyabilir; o zaman pedofiliyi bu insanların gözünde meşrulaştırmış, yapılabilirliğini göstermiş, yöntem öğretmiş oluruz. Çocuklar da okuyabilir bu haberleri, onlarda da travmatik etkiler yapabilir bu haberler."
Polat: Ölçüyü hatırlatmak istedim
Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Bildirici'nin sosyal medya paylaşımını alıntılayarak, "Medya ve sosyal medyada konuya yaklaşım, pedofiliyi yeniden üretmekle ceza şehveti arasındaki sarkaçta asılı kaldı. Pek çok konuda olduğu gibi." dedi.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunmak istediğini belirten Polat, "Bu ara okuduğum kitaplar arasında Can Yayınları tarafından Suat Ertüzün'ün çevirisiyle Türkçe'de yayınlanan ve beş romandan oluşan ‘Patrick Melrose’ kitapları da var. Son ikisi bir süre önce yayınlandı. Şimdi dördüncüsünü okuduğum Edward St. Auby’nin filme de uyarlanan ve birçok ödül kazanmış bu kitaplarında romanın kahramanı çocukken babasının tecavüzüne uğruyor ve bu birkaç yıl sürüyor. Kanımca kitap bir özendirme içermiyor. Kitapta İngiliz aristokrasisinin belli bir tarihsel süreçteki yaşam biçiminden kesitler görüyoruz." diye yazdı.
Polat, " Abdullah Şevki’nin kitabını henüz okumadım. Dolayısıyla onun kitabına göndermeli bir değerlendirme yapamam. Bir gazeteci de, bir roman yazarı da, kuşkusuz yapıp ettiklerinden cezai bağlamda muaf değildir. Ancak, Türkiye’de yargılama süreçleri de, bir kitap tartışması da, çoğu zaman doğru ele alma ve sonuç çıkarma ilişkisi bağlamını aşarak, şehvetli bir linç ilişkisi şölenine de dönebiliyor. Dediğim gibi Abdullah Şevki’nin kitabını henüz okumadığım için o konuda doğrudan bir fikir belirtmek yerine, sadece böyle bir ölçüyü de arada hatırlatmak istedim" ifadesini kullandı.
Bildirici'nin diğer eleştirilerini farukbildirici.com adresindeki kişisel internet sitesini ziyaret ederek okuyabilirsiniz.