16 Mayıs 2025 18:05
Güncelleme: 16 Mayıs 2025 18:19
T24 Haber Merkezi
Gazeteciler Cemiyeti tarafından Medya Dayanışma Grubu paydaşlarıyla düzenlenen ''Dijital Tekeller, Tehditler ve Arayışlar'' başlıklı Medya Konferansı Sonuç Bildirgesi kamuoyuyla paylaşıldı. Bildirgede, ''Google’ın başını çektiği dijital platformlar, ifade özgürlüğünü, toplumun bilgi edinme ve habere ulaşım hakkını, denetime kapalı ve şeffaf olmayan uygulamalarla kontrol altına almış; gazetecilik üzerinde dijital sömürgeciliğe dayalı hegemonya oluşturmuştur'' denildi.
Konferansın sonuç bildirgesinde, Google başta olmak üzere ulusötesi dijital platformların haber görünürlüğü, reklam pastası, telif ve trafik konularında kurduğu tekelin gazetecilik açısından ciddi bir tehdit haline geldiği vurgulandı. Yapay zeka teknolojilerinin hızla haber üretiminde ve dağıtımında etkin hale gelmesiyle birlikte medya sektörünün radikal bir dönüşüm sürecine girdiği, bu sürecin mevcut yapıyı sarstığı belirtildi.
Bildirgede, dijital platformlar ifade özgürlüğü ile toplumun haber alma hakkını şeffaf olmayan yöntemlerle kontrol altına aldı. Tekelleşen arama motorları ve web tarayıcılarının, kullanıcıları algoritmalarla yönlendirerek bağımsız gazetecilik ürünlerini görünmez kıldığı; yapay zekâ destekli arama sistemlerinin ise haber ile medya ilişkisini koparma tehlikesi oluşturduğu kaydedildi.
Gazeteciler tarafından üretilen içeriklerden büyük kâr sağlayan teknoloji devlerinin medya kuruluşlarına ve gazetecilere herhangi bir telif ya da gelir paylaşımı yapmadığı, Türkiye’deki yasal boşluklardan ve meslek örgütlerinin dağınıklığından yararlandıkları ifade edildi. Dijital reklam gelirlerinin büyük ölçüde bu platformlara kayması nedeniyle bağımsız medyanın sürdürülebilirliğinin tehdit altında olduğu belirtildi.
Bildirgede, kullanıcı verilerinin platformlarca şeffaf olmayan biçimde toplanarak ticari amaçlarla kullanılmasının, hem mahremiyet ihlali yarattığı hem de dijital medya ortamını etik dışı bir zemine taşıdığı ifade edildi.
Bildirge, dijital tekellere karşı gazetecilik meslek örgütlerinin daha güçlü bir dayanışma içinde olması gerektiğini vurguladı. "Habercilik kooperatifleri" gibi yeni modellerle ekonomik bağımsızlığın sağlanması ve editoryal özerkliğin güçlendirilmesi gerektiği dile getirildi.
Gazetecilik ürünlerinden doğan telif haklarının yasal güvenceye alınması, büyük dijital şirketlerin gelirlerinden gazetecilere ve yayıncılara pay vermesinin zorunlu hale getirilmesi gerektiği vurgulandı. Bu konuda devletin teknoloji devleriyle yapacağı görüşmelere meslek örgütlerinin de dahil edilmesi talep edildi.
Ayrıca Türkiye’ye özgü, adil ve şeffaf bir dijital telif sistemi kurulması gerektiği, yalnızca reyting ve tıklama gibi nicel kriterlerin değil, nitelikli habercilik ölçütlerinin de dikkate alınması gerektiği belirtildi.
Yapay zeka ve dijital platformların medya üzerindeki etkilerinin denetlenebilir olması için uluslararası gazetecilik örgütleri ve UNESCO gibi uluslarüstü yapıların devreye girmesi önerildi. Farklı ülkelerde uygulanan düzenlemelerin sentezlenerek ortak bir mücadele hattı oluşturulmasının önemi vurgulandı.
Dijital Hizmet Vergisi’nin kapsamının genişletilerek bu platformların elde ettikleri gelirlerden daha fazla katkı alınması ve elde edilen verginin medya özgürlüğünü destekleyici mekanizmalarda kullanılması önerildi.
Bildirgede, dijital tekellere karşı bugün atılacak adımların, ifade özgürlüğü, bağımsız medya ve demokrasi için kritik öneme sahip olduğu vurgulandı. Tüm meslek örgütlerinin, medya kurumlarının ve kamu otoritelerinin bu bilinçle hareket etmesi çağrısı yapıldı.
Konferansta ayrıca, yerel medyanın sorunlarını ve taleplerini içeren kapsamlı bir ''Yerel Medya Deklarasyonu'' da açıklandı.
Medya Konferansı kapsamında açıklanan Yerel Medya Deklarasyonu’nda, gazetecilik mesleğinin geleceği, özlük hakları, eğitimi ve dijitalleşme sürecinde yaşanan sorunlar ele alındı. Bildiride, yerel medya çalışanlarının ekonomik ve mesleki koşullarının iyileştirilmesi, gazetecilik mesleğinin saygınlığının korunması için kapsamlı öneriler sıralandı.
İletişim fakültelerinde verilen gazetecilik eğitiminin dijital dönüşüm doğrultusunda güncellenmesi gerektiğine dikkat çekilen deklarasyonda, bu fakültelere altyapı desteği sağlanmasının ve öğrencilerin çağın gerekliliklerine uygun şekilde yetiştirilmesinin önemine vurgu yapıldı.
Gazetecilik mesleğinin yasal bir zemine kavuşturulması gerektiği belirtilirken, meslek yasasının tartışmaya açılması ve gazeteciler ile gazete sahiplerinin bu sürece dahil olması çağrısında bulunuldu. Yaygın ve yerel medya kuruluşlarının, İletişim Fakültesi mezunlarına istihdamda öncelik vermesi teşvik edildi.
Ayrıca, öğrencilerin kendi şehirlerindeki yerel medya kuruluşlarında staj yapabilmelerine olanak tanıyacak mekanizmaların oluşturulması, üniversiteler ile medya kuruluşları arasında yapılan iş birliği protokollerinin güçlendirilmesi ve bu protokollerin uygulanabilirliğinin denetlenmesi gerektiği ifade edildi.
Deklarasyonda, iletişim fakültesi sayısının ve öğrenci kontenjanlarının mevcut ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmesi, staj ücretlerinin üniversiteler ve kamu kaynakları tarafından karşılanması önerildi.
Gazetecilerin asgari ücret seviyesine mahkûm edilmemesi gerektiği belirtilirken, serbest gazetecilere yönelik telif desteklerinin artırılması gerektiği kaydedildi. Gazetecilik mevzuatının, devletin denetim aracı olmaktan çıkarılarak haberi ve gazeteciyi koruyan bir yapıya dönüştürülmesi gerektiği vurgulandı.
Yerel medya çalışanlarının karşılaştığı mobbing ve diğer hak ihlallerine karşı gazetecilik meslek örgütlerinin hukuki destek sağlaması gerektiği belirtilen bildirgede, kamuya ait medya kuruluşlarındaki personel statüsü ayrımının da ortadan kaldırılması talep edildi.
Yerel Medya Deklarasyonu’na çeşitli illerdeki Gazeteciler Cemiyeti Başkanları ve bazı uzmanlar imza attı.
© Tüm hakları saklıdır.