T24 Haber Merkezi
"Yenidoğan Çetesi"ne ilişkin gelişmeleri ve iddiaları haberleştiren gazeteci Dinçer Gökçe’nin ve Nilay Can'ın da aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin gözaltına alınmasına Medya Dayanışma Grubu tepki gösterdi. Gazetecilerin gözlaltına alınmasının basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına zarar verdiğini ifade eden Medya Dayanışma Grubu toplumun tüm kesimlerini, gazetecilere yönelik her türlü baskıya karşı duyarlı olmaya davet ettiklerini açıkladı.
Dezenformasyon yasası ve parlamentonun şuanki gündeminde olan “etki casusluğu” gibi düzenlemelerin, demokrasinin ruhuna aykırı olduğunu ifade eden Medya Dayanışma Grubu, "Bu tür yasalar, gazetecilerin haber yapma özgürlüğünü tehdit etmekte, haber verme görevini “düşünmeyi yasaklayan” bir ortamla sınırlandırmaktadır" dedi. Grup, haberlerde eksik ve yanlış varsa bunun düzetilmesinin demokratik ancak yollarla olacağını ifade etti.
Medya Dayanışma Grubu’nun basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
Basın Özgürlüğüne Müdahaleye Hayır!
Medya Dayanışma Grubu olarak, gazetecilik mesleğinin temel görevlerinden biri olan halkın doğru, eksiksiz ve tarafsız bir şekilde bilgilendirilmesi hakkını savunuyoruz. Ne yazık ki, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yenidoğan Çetesi’ne yönelik soruşturmayla ilgili olarak Halktv.com.tr Yazı İşleri Müdürü Dinçer Gökçe, Gazete Pencere sorumlu yazı işleri müdürü Nilay Can ve bazı diğer haber sitelerinin sorumlu yazı işleri müdürlerinin gözaltına alınması, basın özgürlüğüne ağır bir darbe vurmuş, kamuoyunun haber alma hakkını ciddi şekilde ihlal etmiştir.
Bir haberde yanlış veya eksik bilgi varsa, bunun düzeltilmesi için hukukun çerçevesinde pek çok demokratik yol bulunmaktadır. Ancak, gazetecilere yönelik gözaltı gibi baskıcı yöntemlere başvurulması, gazetecilik mesleğini ve özgür basını sindirme çabalarının bir göstergesidir. Demokrasilerde, basın özgürlüğüne yönelik bu tür müdahaleler asla kabul edilemez; basının halk adına güç odaklarını denetlemesi, demokrasinin temel taşlarından biridir. Basını susturarak ya da korkutarak, halkın doğru bilgiye ulaşması engellenemez.
Türkiye’de, son dönemde uygulamaya sokulan dezenformasyon yasası ve şimdi Parlamento gündeminde olan, her konuya güvenlikçi yaklaşımın örneği “etki casusluğu” gibi, halkın düşünce ve ifade özgürlüğünü sınırlandıran düzenlemeler, demokrasinin ruhuna aykırıdır. Bu tür yasalar, gazetecilerin haber yapma özgürlüğünü tehdit etmekte, haber verme görevini “düşünmeyi yasaklayan” bir ortamla sınırlandırmaktadır. Basın özgürlüğünü yok eden bu tür yasaların kabul edilmesi, demokratik değerleri ayaklar altına almak anlamına gelir. Gazeteciler, halkın doğru seçimler yapabilmesi için bilgiye erişimini sağlamak zorundadır; bu, bir demokrasinin yaşaması için hayati bir görevdir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı bu gözaltı süreci, gazetecilik faaliyetlerini suç kapsamına almaya çalışmakta, haberleriyle kamuoyunu bilgilendiren gazetecileri yargı yoluyla baskı altına alma niyetini göstermektedir. Basın mensuplarına yönelik bu tür baskıcı uygulamalar, gazetecilerin sadece işlerini yapmalarını engellemekle kalmamakta, aynı zamanda toplumun adalet duygusunu ve demokratik değerlere olan inancını da zedelemektedir.
Medya Dayanışma Grubu olarak, bu tür antidemokratik uygulamaları kınıyoruz. Gazetecilere yönelik baskı ve yıldırma politikaları, demokratik bir toplumda asla kabul edilemez. Kamuoyunu aydınlatmak ve doğru bilgiye ulaşmak, her bireyin temel hakkıdır; bu hakkın önündeki engellerin kaldırılması için mücadeleye devam edeceğimizi belirtiriz.
Basın özgürlüğü, demokrasimizin teminatıdır ve gazetecilere yönelik her türlü baskıya karşı toplumun tüm kesimlerini duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Katılan Medya Dayanışma Grubu üyeleri: (Alfabatik sırayla)
Basın Konseyi
Çağdaş Gazeteciler Derneği
DİSK Basın-İş
Diplomasi Muhabirleri Derneği
Ekonomi Muhabirleri Derneği
Gazeteciler Cemiyeti
Haber-Sen
İzmir Gazeteciler Cemiyeti
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)
Türkiye Gazeteciler Sendikası