TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu’nda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans diyerek şiddeti önlemek için geliştirdiğimiz politikalara her daim siyaset üstü bir anlayışla yaklaştık. Kadına yönelik şiddeti ülkemizin geleceğini etkileyen hayatı bir mesele olarak görüyoruz. 6284 Sayılı kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenlemeye sahibiz. Bu kanunun uygulanması noktasında Bakanlık olarak en yakından takip etmekteyiz.” dedi.
TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu AKP İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Komisyonda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, kadına yönelik şiddetle mücadelede Bakanlığın çalışmalarına ilişkin sunum yaptı.
Bakan Göktaş, şunları söyledi:
“İnsan hakkını ve onurunu ihlal eden kadına şiddet küresel bir sorundur. Ancak toplumsal dayanışma ve ortak sorumluluk anlayışıyla bu sorunu ortadan kaldırabiliriz. Kadına yönelik şiddet fiziksel, psikolojik, ekonomik ve siber şiddet gibi yeni şiddet türleriyle karşımıza çıkıyor. Bu konuda toplumun tüm kesimlerinin iş birliği elzemdir. Gazi Meclisimizde Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonunun kurulmasını çok kıymetli buluyorum. Geçmiş dönemlerde kurulan şiddet araştırmaları komisyonları yaptığımız politikalara destek oldu. Yine bu komisyonun çalışmalarıyla politikalarımıza yön vereceğini düşünüyorum.
Kadına yönelik şiddet, ayrımcılığın vahim bir yansıması olarak küresel düzeyde acil bir sorun olarak karşımızda duruyor. Burada Filistinli kadınlar için de bir parantez açmak istiyorum. Bugün dünyanın dört bir yanını saran savaşlar, düzensiz göç ve salgın hastalık ve afetlerin neden olduğu ekonomik, sosyolojik ve siyasi sonuçlardan en çok kadınlar ve çocuklar zarar görüyor. Gazze'de İsrail'in pervasızca sürdürdüğü soykırıma Birleşmiş Milletler gibi uluslararası yapılar dahi sessiz kalıyor. Filistin başta olmak üzere savaş mağduru kadınların yaşam haklarını savunmak için mücadelemizi sürdüreceğiz.
''Kadına yönelik şiddetle mücadelede geliştirdiğimiz politikalara her daim siyaset üstü bur anlayışla yaklaştı''
Güçlü Kadın Güçlü Türkiye diyerek çıktığımız bu yolda kadınların her alanda daha fazla söz hakkına sahip olması için pek çok reformu hayata geçirdik. Kadına yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans diyerek şiddeti önlemek için geliştirdiğimiz politikalara her daim siyaset üstü bir anlayışla yaklaştık. Şiddetin tahrip edici sonuçları kadının hayatından başlayarak ailesini, sosyal çevresini, gelecek nesilleri etkisi altına alacak bir döngüye neden oluyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddeti ülkemizin geleceğini etkileyen hayatı bir mesele olarak görüyoruz. 6284 Sayılı kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenlemeye sahibiz. Bu kanunun uygulanması noktasında Bakanlık olarak en yakından takip etmekteyiz. Geçtiğimiz yıl 25 Kasımda yayımlanan Cumhurbaşkanı genelgesi ise kadına yönelik şiddetle mücadeleyi güçlendirdik.
''Koruyucu ve önleyici mekanizmaları daha da güçlendireceğiz''
Bu yıl devrim niteliğinde iki önemli mekanizmayı hayata geçirdik. İlki sosyal risk mekanizması. Bu mekanizma ile kadına şiddet, bağımlılık gibi sosyal risk durumlarını erken tespit edebiliyoruz. Son aylarda gördüğümüz faillerin şiddet vakalarında ailelerin hiçbir şekilde şiddete yönelime dair bir müracaatta bulunmadıklarını tespit ederek bu eksikliği fark ettik. Şikayette bulunulmayan vakalarda bir kadına nasıl yardımcı olabileceğimizi bu şekilde öğrenebiliyoruz. Şehir, ilçe ve mahallelerde koruyucu ve önleyici mekanizmaları daha da güçlendireceğiz. İkinci olarak aile rehberi sistemini kurduk. Kadına yönelik şiddet vakalarını bu sistem ile düzenli takip etmeyi hedefliyoruz.
''2025 yılı bütçesinde sadece kadının güçlendirilmesi programına 6 milyar lira ayırdık''
Birleşmiş Milletler tarafından En İyi Sosyal Fayda Ödülüne layık görülen Türkiye'nin Mühendis Kızları projesiyle kız öğrencilere kendilerini geliştirme fırsatı sunduk. Benzer şekilde ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların yapay zeka ve veri bilimi alanında yeteneklerini geliştirmede destek oluyoruz. Kadın-erkek fırsat eşitliğini sağlamada en etkili araçlardan birinin eşitliğe duyarlı bütçeleme olduğunu biliyoruz. Bu kapsamda eşitliğe duyarlı kamu politikaları ve bütçe süreçlerini yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bugün OECD'nin kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçe uygulamaları yapan 23 ülkesinden birisiyiz. Bakanlık olarak kadın çalışmalarını hızlandırmak için 2025 yılı bütçesinde sadece kadının güçlendirilmesi programına 6 milyar lira ayırdık. Bakanlık olarak tüm gayretlerimizle kadın başta olmak üzere çocuk, engelli, yaşlı şehit ve gazi yakınlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bakanlık olarak bu konuya siyaset üstü yaklaşılması büyük bir önem arz ediyor. Bu kapsamda kadın politikalarında tüm kamu kurumlarıyla, üniversitelerle, yerel yönetimlerle ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.'' (ANKA)