Politika

"Meclis Başkanlığı'nın faaliyet raporunda, 5 avize, 2 abdesthane fotoğrafı var; Demirtaş yok!"

Sırrı Süreyya Önder: Bizden bir tane milletvekilinin fotoğrafı var o da cezaevinde

13 Aralık 2017 05:08

TBMM Genel Kurulu’nda 2018 yılı bütçesi üzerine konuşan HDP Meclis Başkanlık Divanı üyesi, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, TBMM Başkanlığı’nın kitap haline getirdiği çalışma faaliyetlerine ilişkin raporunu eleştirdi. “İnovasyon çağında kağıt harcamanın israf olduğunu” söyleyen  Önder, “Bu kitapta 5 tane avize, 2 tane de abdesthane fotoğrafı var Demirtaş yok.  81 ilin müftüsünün fotoğrafı var bizden bir tane milletvekilinin fotoğrafı var o da cezaevinde İdris Baluken’in” dedi.

Önder'in tutanaklara yansıyan konuşması şöyle: 

HDP GRUBU ADINA SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) -
Şimdi, Başkanlık Divanı üyesi olmam hasebiyle Meclis bütçesine dair de bir şeyler söylemem gerekiyor. 336 sayfa, amiyane tabirle zembil gibi, bir çalışma raporu bastırılmış. Ben, Başkanlık Divanında -işte Sevgili Başkan Vekilimiz orada, Genel Sekreterimiz orada- dilimizde tüy bitti. Arkadaşlar, "internet " denen bir şey var. Bize her seferinde gündemi böyle sayfalarca basıp dağıtmayın, mailimize atın. Belki farkında değilsiniz, inovasyon çağı diye süpürgecilere ödül vermeye benzemez bu, inovasyon böyle bir şeydir yahu, hepimiz internet okuryazarıyız. Yazıktır, bunlar için ağaç kesiliyor, kimse de açıp merak etmiyor. Soruyorum, buradaki 550 vekil arkadaşımıza: Hiçbiriniz bunu evinize götürüp kütüphanenize koyar mısınız? Ben götürsem hani kapı cereyandan çarpmasın diye -zembil gibi çünkü- kapının önüne koyarım. Niye? Edebî bir değeri yok, bilimsel bir değeri yok, arşivlik bir değeri yok.

336 sayfa, birinci sınıf kuşe hamur, böyle bir şey. Peki, içinde ne var? İçi çok önemli. İçinde 5 tane avize var, 5 tane avize fotoğrafı, Çekoslovak avizesi. 5 yerde var, bir tek yerde bu ülkenin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanlarının fotoğrafı yok. 5 tane avize fotoğrafı var, bir tane Selahattin Demirtaş fotoğrafı yok. Bekaroğlu diyordu ya: "Cami yok içinde." Sadece cami değil, bakın neler yok. 81 ilin müftüsünün fotoğrafı var hem vallahi hem billahi ama bizden bir tane milletvekilinin fotoğrafı var, o da cezaevinde, İdris Baluken'in. Niye? Bu 15 Temmuzun yüzü suyu hürmetine.

Diyanet Başkanının fotoğrafı var, Figen Yüksekdağ'ın yok. Yahu bugünlerde antiemperyalizm rüzgârına kaptırmışsınız kendinizi, Dunford'un, Amerikan Genelkurmay Başkanının bile fotoğrafı var, bizim genel başkanlarımızın fotoğrafı yok. (HDP sıralarından alkışlar) Daha kerih olanı -hepinizden özür dileyerek başta Divan, hepinizden özür dileyerek söyleyeyim, söyleyeyim mi, söylemeyeyim diye çok tereddüt ettim- 2 tane de abdesthane fotoğrafı var, gene 2 tane eş genel başkanın fotoğrafı yok. Abdesthanenin fotoğrafını koymuşlar, bu 3 partinin liderinin fotoğrafı var, bir partinin liderinin yok.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - 3 tane de asansör var, babana rahmet. 3 tane asansör var; saydım, birden fazla olanları sayıyor.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Onlar da var. Onları da sivil toplummuş gibi itelemişler içine. Müteahhit ne zaman sivil toplum oldu?

Herkes şahittir bir yanlış beyanda bulunuldu, "Oy birliğiyle Divanda kabul edildi bu GYODER." denildi; değildir. Reklam spotu gibi yaptı ya kendi adını bastı.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Divan, Başkanlık Divanı tutanaklarını açın okuyun, mal varlığına el konulmuş FETÖ'den dolayı müteahhitler…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - …bunun, bu GYODER'in içerisinde mevcutlar, yönetiminde, yürütmesinde varlar. Şimdi propaganda olmasın adlarını söylemeyeyim. Başkanlık Divanında söyledim, kayıtlara geçirdim.

Milletin Meclisini millet mi yapar? "Milletin Meclisini millet yapar." demek, işte bu bütçeden yapılması demek. Yarın öbür gün Gayrimenkul Yatırım Ortaklığıyla ilgili bir yasaya burada "evet" derseniz, hepimiz şaibe altına girmez miyiz? Söyledik, çifayda.

Peki, bunun yerine ne var? Bunun yerine, Allah uzun ömür ve sağlıklı ömür versin, her sayfada Meclis Başkanımızın gül cemali var. Bu yiyin, için, tasadduk edin falan, hiç bunlardan haberdar değil misiniz kardeşim? Bunu gönderirdin bütün vekillerin mailine. Bu, küçük bir örnek ama büyük bir örnek aslında. Tüm bu israf anlayışının, tüm bu hovardalık, mirasyedilik, savrukluk anlayışının kristalize olmuş bir hâli.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - "Bunun yapmayın." diye de Başkanlık Divanında hiç söylememişsem üç beş kere söylemişim. Bir kere maille gönderdiler, bir eski başbakana atfedilen fıkra gibi… Demiş "Ya bu Başbakanlığın arşivi çok doldu. Bunları SEKA'ya gönderin hamur olsun." Sonra bir durmuş, hani devlet aklı ya "Ya yine de her birinden birer fotokopi alın." demiş. Bu akılla o akıl arasında hiçbir fark yok. Var mı Sayın Bakan? Ayıp değil mi, günah değil mi, yazık değil mi; 5 tane avize olacak? Vallahi avizenin sayısı asrın liderinin sayısından fazla, o da 4 yerde gözüküyor. Bu Çekoslovak avizesi neymiş kardeşim? Abdesthanenin ne işi var Meclis gibi… Nezahetten, mehabetten bahsediyorsunuz.
Sevgili arkadaşlar, peki ne var dedik Faaliyet Raporu içerisinde? 15 Temmuz önemli bir yer tutuyor, tutmalı da. Hayatını kaybeden bütün yurttaşlarımızı büyük bir saygıyla, rahmetle yâd ediyorum. Yaralanan, bu uğurda sağlığını kaybeden bütün insanlara, bu devletin bütün imkânlarıyla eşit, adil bir şekilde, kaydıhayat şartıyla bakmaları gerektiğini ve bu konudaki duyarlılığı desteklediğimizi belirtiyorum ama el insaf! Darbenin mağduru onlar, darbenin mağduru siz değilsiniz ki. Siz bu darbenin olsa olsa ve kendinizi bilseniz mahcubu olursunuz, nereden mi olursunuz? Burada dinliyoruz sabahtan beri, Maliyede, yargıda, Millî Eğitimde, Diyanette -müstafi bir başkan oldu diyanette, niye gittiği, nasıl gittiği hiç konuşulmadı- hepsinden vahimi, orduda kök salmış bu yapı ve bunlara dair bütün düzenlemeleri burada -en azından son üç dönemde ben şahidim- canhıraş bir şekilde, hulusikalp ile, büyük bir imanla savunmuşsanız, bu darbenin mağduru olamazsınız, mahcubu olursunuz. Bari, bu mahcubiyetle durun, millet de desin ki: Ya, tamam işte, olmuş bir şey, en azından idrak etmişler. Bu darbenin mağduru, başta, hayatını kaybedenler, sonra sağlığını kaybedenler, sonra da fırsatı ganimet bilerek aşından, işinden, eşinden ettiğiniz binlerce KHK mağdurudur; bu darbenin mağduru onlardır. Size ne oldu? Tırnağınız taşa değdi mi? Yok. Değmesin de ama kalkıp da böyle bu darbenin mağduruymuş gibi de her seferinde ahkâm kesip bunu bir sopa gibi muhaliflerin üzerine sallamayın.

Bu Meclis eğer bu bütçeyi hak edecekse, cezaevinde ve her gün mahkeme kapılarında sadece kürsüde yaptığı konuşmalar için, kürsüde yaptığı konuşmayı dışarıda tekrarladığı için zindanlara attığınız, kılınızı da kıpırdatmadığınız vekiller için, onların yasama faaliyetine katılması için eğer bir inisiyatif almazsanız bu paranın her kuruşu bize haramdır.