Hülya Karabağlı - T24 / Ankara
Uçan Süpürge, “Çocuk Gelinler Olmasın” kampanyasında ikinci kez siyasetin kapısını çalıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde TBMM’de 60 bini bulması beklenen imzalar teslim edilecek. Uçan Süpürge erken evliliklerin önüne geçmek için yasalarda değişiklik istiyor ve 18 yaşını doldurmuş olma koşulunda ısrar ediyor.
'Ülke gündeminde ‘Çocuk Gelinler' yok
Uçan Süpürge’nin 54 ildeki alan çalışmasında, erken evlilik dendiğinde 12-13 yaş evlilikleri akla geliyor. 17-18 yaşlarında evlenmenin de çocuk yaşta evlilik olduğuna dair yaygın bir kanaat yok. Çocuk gelinlerle’ ilgili bir ülke gündemi yok.
Hacettepe Üniversitesi’nin Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na (2008) göre, 18 yaşın altında evlenen kadınların oranı yüzde 28. Bu oran bölgeler arası farklılık gösteriyor. Orta Anadolu’da yüzde 37, Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 40-42’ye çıkıyor.
'Siyaset sözünü tutmadı’
Uçan Süpürge, siyasetçilerin meseleye sahip çıkmasını sağlamak için TBMM’de Bakan Fatma Şahin’in de katıldığı büyük bir toplantı düzenledi. Bakan bu toplantıda “Eğer Medeni Yasa’da 17 yaş, Çocuk Koruma Yasası’nda 18 yaş, Ceza Yasası’nda 15 yaş çocuk sayılıyorsa bu devam edemez. Derhal Meclis’teki arkadaşlarımızla gerekli çalışmayı yaparız” dedi. Uçan Süpürge’ye göre, “Bu konuda etkili bir adım atılmadı”. Dünya Kadınlar Günü 8 Mart’ta bir dizi talep listesiyle TBMM’ de, milletvekillerine “Çocuk gelinler olmasın” çağrısı yapılacak.
'Hâkimler dikkatli davranmalı'
Uçan Süpürge’nin tespitlerinin de yer aldığı TBMM’ye sunacağı talep listesi şöyle:
Resmi kayıtların dışında kalan 18 yaş altı evlilikleri de içerecek biçimde veri tabanı oluşturulmalı.
Evlenme istatistikleri gerçek veriyi ortaya çıkarmada yetersiz. Sağlık kuruluşları, emniyet teşkilatı, üniversiteler ve ilgili devlet birimleri sürekli ve kapsamlı araştırmaları sivil toplum örgütleriyle birlikte yapmalı.
Erken evliliklerin yoğun olarak görüldüğü bölgelerde bilimsel araştırmalar tekrarlanmalı, bu araştırmaların verileri analiz edilerek yorumlanmalıdır.
18 yaş altı evlilikleri azaltmak için hakimlerin dikkatli davranması gerekir. Ceza Yasası’nda cezaların caydırıcılığı artırılmalıdır. Medeni Yasası, Ceza Yasası ve Çocuk Koruma Yasası arasındaki uyumsuzluk giderilmeli.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın erken evlilikler konusunda belirleyeceği bir strateji bütün din görevlileri arasında yaygınlaştırılmalı.
Müfredata toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi dahil edilmeli.
Kız çocukların eğitim sürelerinin uzaması için ailelere destek olunmalı.
Evlilik yaşı alt sınırı Medeni Yasa’da yeniden düzenlenmeli. Yasa evlilik için ’18 yaşını doldurmuş olmak’ koşulu getirmeli.
Zorunlu öğretim süresi 12 yıla çıkarıldı; ancak kız çocukların daha uzun süre eğitimin içinde kalması için bir an önce bu yasa uygulamaya konulmalı.
'Doğu ve Güneydoğu’da ‘Çocuk Gelin' oranı yüzde 42
Hacettepe Üniversitesi’nin Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na (2008) göre, 18 yaşın altında evlenen kadınların oranı yüzde 28. Bu oran bölgeler arası farklılık gösteriyor. Orta Anadolu’da yüzde 37’ye, Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 40-42’ye çıkıyor.
Erken yaş evliliklerinin saymakla bitmeyen sakıncaları şöyle:
Erken evlilik kadınların aile içi şiddete fiziksel, duygusal, sözel ve cinsel şiddete maruz kalma olasılığını artırıyor.
Erken evliliklerde eş terki, ikinci eş alımı (kumalık) çok daha sık yaşanıyor.
Şiddet ve yoksulluk, evden kaçma oranını artırıyor.
'Fuhuş sektörünün eline düşebiliyorlar'
Evden kaçma, şiddetle beraber kadınların fuhuş sektörünün eline düşme olasılığını güçlendirebiliyor.
Kadınların ev ve toplum içindeki çıkışsızlığı, yalnızlaşmaları ve sorunlarla baş edememeleri intihar girişimlerini artırabiliyor.
Erken evlilikler kız çocukların eğitim yaşamını kesintiye uğratıyor.
Genç kadınlar yurt dışına evlendirilmek üzere gönderilebilir, zorla evlilik uluslararası insan ticareti niteliği alabilir.
Erken evlilik çoğu zaman erken annelik anlamına gelir. Türkiye’de 15-20 yaş arasında yapılan doğumlarda anne ölüm oranı ileri yaşlara göre 4 kat fazla.
Erken hamileliklerde düşük yapma, ölü doğum, erken doğum riski de fazladır.
Erken evlenen çiftlerde HIV/AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma olasılığı yüksektir.
Kız çocuklar, erken yaşlarda sırf gelin gittikleri ailelerin engelli üyelerine bakmak için evlendirilebiliyor. Bu bakım hizmetleri kız çocuk üzerindeki fiziksel ve ruhsal ağırlığı artırıp rahatsızlıklara yol açıyor.
'Toplumun geneli 17 yaşa erken evlilik diye bakmıyor'
54 ildeki saha çalışmasından Türkiye’nin erken evliliklere bakışı çıktı. Toplumun geneli 17 ve 18 yaş evliliklerine ‘erken yaş ‘ evlilikleri diye bakmıyor. Kemsi kendi kentinde böyle bir evlilikler olabileceğine ihtimal vermiyor.
Kadınlar ve kız çocuklar haklarını bilmiyor ve bilmek istiyor.
Zorla evlendirme riski/tehdidi altında bulunan çocuklar nereye başvurabileceklerini bilmiyor. En fazla polisin aranabileceğini söylüyorlar.
Görüşülen yetişkin kadınların çoğu, küçük yaşta evliliğin her zaman ‘zorla’ olmadığını, kızların kendi istekleriyle evlendiğini düşünüyor.
Genç kadınlar küçük yaşta evden kaçmanın yaygın olduğuna işaret ediyor.
Kadınlar erken evlilik konusunda da birbirini suçluyor. “Ama kızlar da kendileri istiyor”, “Ama çocuğu yetiştiren de anneler” vb.
Kadınların aktardığı tanıklık ve deneyimler, ülkede berdel, beşik kertmesi, başlık parası gibi yasal olmayan, ancak toplumsal kabulde yeri olduğu için uygulana gelen ‘geleneklerin’ yaşadığını gösteriyor.
‘Mahalle baskısı yok’
Çocuk yaşta evlilikleri çemberin en dar halkasından başlayarak çözmeye yönelik öneriler, mahalle baskısı gibi nedenlerle gerçekçilikten uzakta kalıyor. Küçük yaşta evlendirilenlerin düğünlerine gitmeyerek, bunu yapan ailelere tepki göstererek, çocuğunu okul yerine düğüne gönderen ailelerle iletişimi keserek yaratılabilecek mahalle baskısı, illerde pek kabul görmüyor.
Erken evlendirilmiş kadınlar kızlarının bunu yaşamasını istemiyor. “Sizce evlilik için uygun yaş kaç olabilir” sorusuna yetişkin kadınların verdiği yanıtlarda, “25’ten sonra”, “Mesleğini eline aldıktan sonra” cümleleri öne çıkıyor. Bazıları ise kızının geç yaşta bile olsa evlenmesini hiç istemiyor.
Çocuk gelinler sorunu karikatürize edilmiş, marjinalleştirilmiş, masalsılaştırılmış bir sorun. Bu yüzden de kişisel zihin haritasında ‘gerçek’ bir yeri yok. Böyle bir problemin var olduğunu herkes biliyor ama yaşadığı kente bunu yakıştırabilen az.
Çocuk yaşta evlilik dendiğinde akla gelen, 12-13 yaşlarındayken gerçekleştirilen evlilikler. 17-18 yaşlarında evlenmenin de çocuk yaşta evlilik olduğuna dair kanaat yaygın değil.
Ülke genelinde küçük yaşta evliliklere dair gündem yok.
Kamu yöneticileri sorunun farkında değil.
Ne diyor bu çocuklar
Ağrı, lise öğrencisi kız çocuk:Benden bir yaş küçük bir kuzenim var, şu an nişanlı. Evlenmeyi kendine bir hedef belirlemiş. Küçük yaşta aklı resmen bulanmış. Onun doğru olduğunu savunuyor. Olgunlaşma yaşı 22’dir, onun altında her insan çocuktur. Çocuk aklıyla neler yapılabilir ki ben bilmiyorum.
İzmir, ilköğretim öğrencisi kız çocuk:Her birey 18 yaşına kadar çocuktur. Mesela aileniz sizi zorluyor, 16 yaşındasınız evlen evlen… Bu, çocuk istismarına girer... Aşk güzel bir şey ona sözüm yok. (Bir kadının, “Yaşamadın nerden biliyorsun“ sorusu üzerine) Arkadaşlar anlatıyor.
Tekirdağ, lise öğrencisi kız çocuk:Güneydoğu’da ve Doğu’da başlasanız daha iyi olurdu. Şimdi siz oraya gidene kadar belki 50 genç kız evlenmek zorunda kalacak. O küçücük omuzlar evlilik gibi çok büyük bir sorumluluğu taşımak zorunda kalacak. Onları bu durumdan kurtarıp yeni bir belgesel yapsak daha akıcı daha inandırıcı daha güzel olurdu diye düşünüyorum.
Kırşehir, ilköğretim öğrencisi erkek çocuk:Özellikle Doğu değil bütün Türkiye’de bu cahillikler var. Türkiye gelişmekte olan bir ülke. Ama böyle giderse gelişmesi daha da zor. 17 yaş üzeri evlilik oluyor, Avrupa’da 18. Türkiye gelişmiş bir ülke olmak istiyorsa erken evlilikleri kaldırsın.
Malatya, lise öğrencisi kız çocuk:Çocuk gelişimi öğrencisiyim. Sağlık Meslek Lisesinde okuyan bir arkadaşım vardı, erken evlendi, çocukları oldu, şu an hastanede bulaşıkçılık yapıyor.
Ankara, Ş.Koçhisar, genç bir kadın:Buraya babaların da gelmesi gerekmez miydi? Babaların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Evde daha çok babanın sözü geçtiği için, her konuda. Anneler ne kadar çabalarsa, bazen o kadar hükümlü babalar vardır ki annenin sözü hiçbir zaman geçmez.
Trabzon, lise öğrencisi kız çocuk:Zorla evlendirildiğimiz zaman nereye başvurmamız gerektiği konusunda hiçbir bilgimiz yok. Okulda bunlardan hiç bahsedilmiyor. Sadece derslerden bahsediliyor. Şu an bu konulara gerçekten çok yabancıyız. Söyledikleriniz, savcılık falan bunları hiç bilmiyoruz.
Yozgat, genç bir kadın:Kızları okutmalı ama, bazı aileler ‘ben maddi destek veriyorum, imkan sağlıyorum ama yine okumuyor’ diye çocukları suçluyorlar. Bence kendilerini kandırıyorlar. Çocukların okumamasının tek sebebi bence aileler, çünkü aileyi örnek ediniyorlar.