Yaşam

Masumlar Apartmanı dizisinden ayrılan Farah Zeynep Abdullah: Korkunç müsilaj sorunumuz bu kadar konuşulmadı!

“Genel hikâyede, İnci’nin kısmı tamamlanmıştı bence"

13 Temmuz 2021 12:10

Masumlar Apartmanı dizisinde İnci rolüne hayat veren ve dizinin sezon finalinde ayrılan oyuncu Farah Zeynep Abdullah,  "Aslında, bir karakterin hikayede sonunun gelmesinin neden bu kadar büyütüldüğünü anlayabilmiş değilim! Benim kariyerimle ilgili bir karar olabilir, senaryosal bir karar olabilir… Bu konuda üzerime gelinmesini hayretler içinde takip ettim. Çok daha ciddi dertlerimiz varken, bu meselenin bu kadar abartılması biraz tuhaf değil mi? Korkunç müsilaj sorunumuz bu kadar konuşulmadı!" dedi.

"8 sene sürmüş Game of Thrones’un toplam süresinden, 20 saat daha fazla süren bir dizi çektik!"

Ayşe Arman'ın sorularını yanıtlayan Abdullah, "Bölüm başına 2,5 saat olan, 37 bölümlük bir sezondan bahsediyoruz. Teknik olarak çok bilinen, dünyaca ünlü bir dizi süresiyle kıyaslarsak, 8 sene sürmüş Game of Thrones’un toplam süresinden, 20 saat daha fazla süren bir dizi çektik! Oturup hiç aralıksız bir şekilde Masumlar Apartmanı’nın 1 sezonunu izlemek isteyen birinin, neredeyse 3 gün 20 saatini televizyon başında geçirmesi gerekiyor! Düşün, Games of Thrones’un toplam 8 sezonu, 3 gün 16 dakika sürüyor. Bütün ekip de, bunu kabul ederek bir televizyon dizisinde çalışmaya başladık, ona göre plan yaptık. Böyle düşününce, İnci’nin hikayesi açısından da, gayet uzun bir zamanımız vardı ve bence tamamlandı. Ben de elimden geleni yaptım. Beddua falan içeren yorumlar okudum. Neymiş? Diziden ayrılıyormuşum! Ayıp geliyor ya bu bana! Fikrini beyan etmek, “Ya aşk olsun neden ayrıldın? Üzüldük” veya “Kızdık” demek tamam da; hayatı, seyircinin elinde olan bir robotmuşum gibi, “Allah belanı versin! Mahvettin diziyi!” yorumları çok fena… Sonuçta isteyerek içinde olduğum, severek oynadığım bir proje oldu benim için." diye konuştu. 

Abdullah sorulara şu yanıtları verdi:

-Haklısın. Ama galiba İnci’nin ölmesini bünye kaldıramadı! Biz, yokluğuna alışamadık… Sen, nasıl kıydın İnci’ye?

-“Kıymak” gibi bir durum söz konusu değil. İnci için, yol orada bitmişti. Dizideki her karakter, başka insanlara hitap etti. İnci’de kendini bulanlar için bence güzel dersler vardı. Başkaları için kendinden bu kadar ödün vermek, hayatını başkalarının kurallarına göre yaşamak çok zor bir şey. Başkalarına faydalı olmak için ilk önce, bizim iyi hissetmemiz lazım. İnci tamamen kurallara uydu: Han’ın hayatına adapte olup, yer yer kendi ailesinden de fazla, onun ailesi için emek verdi. Kendini unuttu. Dolayısıyla, öylesine bir girdapta, sağlıklı düşünmeyi de bir noktada yitirdi. Hamilelik kararı için çok temkinli davrandıktan sonra, yanlışlıkla hamile kalmış olduğunu öğrendiği gün, Han’ın da yanına gelmesiyle, kendini dışarı attı. Çocukluğunda, annesiyle olan diyaloğunu hatırlayıp, dönmeye karar verdiğinde ise bir anlık dalgınlık hayatına mal oldu.

-Benim gibi fanatik bir ‘İnci’ciyi rahatlat… İkna et… Diziden ayrılmak istemenin gerçek sebebini anlat…

-Çok teşekkürler fanatik bir İncici olduğunuz için. Fakat valla, kimseyi ikna edemem veya rahatlatamam! Benim ilk başta çok heyecanlandığım hikayede, aslında İnci, kitaptaki psikiyatrist gibi konumlandırılmıştı. Dizinin finalinde de Safiye’yi evden çıkartacak olan İnci’ydi. Fakat tabii ki dizi süreleri, hikayelerin açılımı derken, yolda, bazı şeyler değişmek durumunda kaldı. İyileşsin istediğimiz karakterler, kendi aşk hikayelerinde iyileşme yoluna girdiler. İlk bölümde asla apartmandan dışarı adım atamayan Safiye, Naci için tren istasyonuna bile gitti. Hatta, sezon finalinde, eldivensiz dışarı çıkacak kadar duvarlarını yıktı. İnci, kendini Han’a adamış, yaralarının başkalarının yarasını iyileştirmekle düzeleceğini umut eden, sabırla bunun için uğraşan bir kız haline geldi. İnci’nin finali, benim ilk heyecanlandığımdan farklı, hüzünlü ama bence güzel oldu.

-2. sezonda İnci’nin aktif bir katkısı olamayacaktı, bunu mu söylemek istiyorsun…

-Bence öyle. Zaten söylediğim gibi fazlaca süremiz vardı ve İnci’nin yolculuğunu tadında bıraktığımızı düşünüyorum.

-Zor bir roldü. Ama şahane bir şekilde altından kalkıyordun. Bence olağanüstü bir performans sergiliyordun. Bu rol seni, -bizim bilmediğimiz kadar- hırpaladığı için mi ayrılmak istedin? Ruh halin mi bozuldu? Yoruldun mu? Nedir?

-Tabii ki hepimiz yorulduk. Ama yorgunluğumun İnci’nin finalinde o kadar büyük bir etkisi yok. Bir rolde, çok uzun süre, sürekli aynı yerde kalmak istemediğimi de yıllardır biliyorum artık. Dediğim gibi genel hikayede, İnci’nin kısmı tamamlanmıştı bence.