T24 - Çağın en sansasyonel konusu uzaylılar. Bununla ilgili gazete haberleri, bilimkurgu filmleri, kitaplar ve şimdi de BM’nin uzaylıları karşılamak üzere atayacağı elçi meselesi gündemde.
Espri düzeyinde ele alınan konuyu yıllarca NASA’da çalışan Neva Çiftçioğlu’na sorduk: Uzayla dalga geçilir mi?
Uzayda hayat var mı yok mu? Evrende yalnız mıyız? Bizi ziyarete gelecekler mi, geliyorlar mı, geleceklerse ne zaman? Bize benziyorlar mı? Yoksa tepelerinde bir gözleri ve üç kolları mı var? Renkleri yeşil mi? Her konuşulan şey, ortaya atılan her teori biraz Cem Yılmaz esprisi gibi. Geçen hafta BM’den sızan “uzaylılara hoş geldin komitesi ve elçi atanması” haberi bu kez espri düzeyinde kalmayacak gibi! Hükümetlerin UFO’larla ve uzaylılarla ilgili birimler oluşturduğu, gizli toplantıların yürütüldüğü biliniyor. Habertürk Gazetesi’nde Bilim-Yorum köşesinin yazarı olan, yıllarca NASA’da çalışan değerli bilim kadını Neva Çiftçioğlu, “uzaylılarla görüşecek elçi” haberinin şakaymış gibi sunulmasını tehlikeli buluyor. “Hoş geldiniz uzaylılar” ekibinin kurulmasına ve haberin sonradan yalanlanmasına dair ise, “NASA böylesine bir haberi verip daha sonra geri çekecek kadar amatör bir kurum değil” diyor.
BM, uzaylılarla ilk temas kuracak kişinin astrofizikçi Mazlan Othman olacağını açıkladı. Ancak sonra bu duyuru yalanlandı. İnsanların da kafası karıştı.
Maalesef toplumlar Hollywood filmlerinde seyrettikleriyle ve kulaktan dolma bilgileriyle, bir hayal âleminde kendilerine uzayla ilgili bilgi dağarcığı oluşturmuş durumda. Neyin gerçek neyin bilimkurgu olduğu konusunda insanların büyük çoğunluğunun kafası karışık. Dünya dışı yaşamlar gibi ciddi konularla ilgili tartışmalarda; “Uzayda kesinlikle yaşam” vardır diyenler sanki arka bahçelerinde uzaylılar varmış gibi, “Kesin yoktur” diyenler de yıllardır uzay gemileriyle galaksi galaksi hayat aramış da bulamamış gibi konuşuyorlar. Bir insanın herhangi bir teoriye “İnanıyorum” ya da “İnanmıyorum” diyebilmesi için o konunun uzmanı olması ya da bizzat konuyla ilgili kendi tecrübesi olması gerekir. Medya karşısına çıkıp toplumu bilgilendirme sorumluluğunu alarak konuşan kişi en azından uzaydan, yaşam kelimesinin tanımından, kendi gezegeni hakındaki bilgilerden bihaber olmamalıdır.
Uzayda yalnız değiliz
Siz uzaylılara inanıyor musunuz? Yoksa evrende yalnız mıyız?
Bu soruyu yanıtlarken birçok kişi “Olabilir de olmayabilir de” tarzında politik yanıtları tercih ediyor. Ama ben direkt olarak “Uzayda yalnız olduğumuza inanmıyorum” diyebiliyorum. Senelerce NASA Johnson Uzay Merkezi’nde “uzayda hayat araştırma” grubunda, Mars’tan gelen meteoritler üzerinde nanometre boyutlarında mini canlıların olma ihtimalini araştırdık. Bunun doğruluğunu kanıtlayan veriler elde ettik. Dünya dışı yaşamın olabilmesi için pozitif veriler listesi gün be gün uzuyor. Mini canlıların varlığı, makro canlıların varlığına da işaret olabilir. Hem sadece gözlemlenebilir 100 milyarı aşkın galaksiden bahsedilirken bu sistemler içerisinde yalnız olduğumuzu düşünmek bana mantıklı gelmiyor. Ama var olabilecek yaşamların bize veya bizim onlara ulaşabilme olasılığımız, teknolojik kapasitemiz tartışılır.
Başka yaşam kriterleri var
Dünya dışı yaşamlar araştırılırken, neden bildiğimiz yaşam standartları kriter olarak alınıyor?
Tabii ki yaşam aranırken bir kriter listesi oluşturuluyor ve bu liste bildiğimiz standartlar doğrultusunda hazırlanıyor; şöyle soluyacak, böyle üreyecek, iki gözü olacak... Bizim yaşam kriterlerimiz listeleniyor. Ben, bildiğimiz hayat standartlarına uymayan, üreyebildiği halde bilinen tekniklerle teşhis edilemeyen, insan ve hayvan kanında yaşayan “nanobakteri” isimli mini canlılarla yıllarca çalıştım. Standart tekniklerin “Yok” dediği bu mini canlıların, kendine göre başka yaşam standartları taşıdığını gösterdim. Buna rağmen, standartlarımıza uygun canlıları fiziksel olarak tamamen farklı koşullardaki başka gezegenlerde aramamız ne kadar mantıklı olur siz karar verin.
Konu uzay, UFO’lar olunca biz meseleyi ciddiye alamıyoruz, bir yerinden sulandırmamız gerekiyor sanki... O kadar ütopik ki, kafamız basmıyor herhalde, ne dersiniz?
Okullarda uzay, gezegen, yıldız kavramları çocuklara doğru düzgün verilmiyor. Çocuklar kafalarını kaldırıp uzaya bakmıyorlar; oradaki derinlik ve olabilecekler hakkında düşünecek kadar geniş perspektif içerisinde düşünerek büyümüyorlar. Dünyanın birçok ülkesinde böyle! Toplum bu tür bilgilerden yoksunken birden bire uzaylılardan, UFO’lardan bahsedilince, ütopik bir konu olarak bakıyorlar. Gazeteciler de bilmedikleri konu üzerinde yazarken ister istemez konu “sulanıyor”. Örneğin “uzaylılarla görüşecek elçi” haberinin şakaymış gibi sunulması... Haber doğruysa burada altı çizilecek şey, ABD’nin olabilecek her şeye karşı önlem alma politikasıdır. Uzaylı gelir, gelmez; bilinmez. Ama ona karşı bile bir önlem paketi hazırlanmış olabilir. Bu bana hiç de komik gelmiyor. Bilimle ne dalga geçmek doğru, ne de onu hafife almak. Unutmamalı ki, bugün insanlık onun sayesinde ayakta duruyor!
MAZLAN OTHMAN
‘Uzaylıları karşılamayacağım’ dedi
Hafta başında Birleşmiş Milletler (BM) çevrelerinden sızan bilgiye göre Malezyalı astrofizikçi Mazlan Othman, dünyayı ziyaret etmeleri durumunda uzaylılarla ilk teması sağlayacak özel elçi olacaktı. Ancak haber bizzat Othman tarafından yalanlandı. Malezya’nın Seremban kentinde 11 Aralık 1951’de doğan Othman evli ve iki çocuk annesi. 2007’de Ban Ki-moon tarafından tekrar BM Dış Uzay İşleri Ofisi’ne atandı. Üç yıldır BM’nin pek az bilinen Dış Uzay İşleri Ofisi’nin başkanı olan Othman, bir dönem Malezya Uzay Ajansı’nın başında bulundu ve ülkenin uzay programını idare etti. Ayrıca Malezya’nın ilk astronotu olarak da uzaya gitmişti.
HAKTAN AKDOĞAN - Sirius Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi
BM son zamanlarda ayda bir gizli uzay toplantısı düzenliyor
BM, Dış Uzay İşleri’yle ilgili toplantılara 1970’lerde başladı. O yıllardan beri altı ayda, yılda bir düzenlenen bu gizli toplantılar son zamanlarda ayda bir yapılıyor. Mazlan Othman’ın elçi olarak atanacağı haberi de bu toplantılardan birinde görüşüldü ve dışarı sızdı. AP muhabiri bu bilgiye dayanarak “Bu göreve siz mi atandınız” diye sorunca, Othman da kendisine resmi bir görev iletilmediğini söyledi. BM uzun yıllardır böyle faaliyetler içinde, ama haber sızdığı için geri adım attı. Haberin asparagas gibi yayınlanması hoş değil. Hükümetler ve büyük şirketler bu bilgiyi mevcut sistemlerin değişmesinden korktukları için saklıyor. Ben dünyadaki kaosun, yanlış enerji kullanımının, insanlar arasındaki boşluğun, tatminsizliğin dış uzaydan bir etkiyle sona ereceğini düşünüyorum. UFO gerçeğinin açıklanması insanoğlu için çok pozitif bir etki yaratacak. Birçok kez UFO’larla ilgili basına kapalı, generaller ve üst düzey subayların katıldığı brifingler verdim. Türkiye hava sahasında gözlemlenen UFO olayları içinde pilotların karşılaştığı askeri olaylar da var. Türk Hava Kuvvetleri’nin ve MİT’in içinde bir UFO birimi var. Hükümet, evrende yalnız olmadığımızı açıklamalı.
(Elif Key - Habertürk - 3 Ekim 2010)