Kültür-Sanat

Maria Aratun Yeraltı Mahkumları Müzesi'nde

Babası Türk, annesi İspanyol Yahudisi olan ressam Maria Aratun, Kudüs'te dünyanın dört bir yanındaki Yahudi sanatçıları bir araya getiren Uluslararası Kudüs Sanat Fuarı'na k

15 Ekim 2008 03:00

Aratun, Kudüs'te Rus Yerleşkesi bünyesindeki tarihi "Yeraltı Mahkumları Müzesi"nde düzenlenen sergide 3 yağlıboya resmi ile yer aldı. Aratun, "Türkiye'de bir sergi daveti alırsam hemen giderim" dedi.

Barselona Katalonya doğumlu olan Aratun, küçük yaşlarda boyalarla haşır neşir olduğunu, 18 yaşında İstanbul'a geldiklerini, eğitimini burada tamamladığını ve yaklaşık 15 yıl burada kaldığını anlattı. Bu süre içinde Barselona ile İstanbul arasında sık sık mekik dokuduğunu söyleyen Aratun, aynı zamanda iyi bir piyano sanatçısı.

Barselona'da çeşitli kimya ve ilaç şirketlerinde çalışan Aratun, "Hem çalışıyordum, hem resim yapıyordum. Her şey çok güzel gidiyordu. Ama hastalandım, ağır bir hastalık geçirdim ve hayatımı değiştirmeye karar verdim ve işi bıraktım. Artık hep resimle uğraşma kararı aldım. Bu benim hep hayal ettiğim bir şeydi" dedi.

Resimlerinde gittiği, gezdiği ülkelerin renklerinden esinlendiğini belirten Aratun, "Örneğin, Endonezya'nın rengi sarı...Güneşi, parlaklığı simgeliyor. Sukünet veriyor. İstanbul'un rengi mavi...İstanbul'un gökyüzünün mavisini dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız" diye konuştu.

Sanatçı ile ilgili eleştirilerde, "Şaşırtıcı ve güçlü soyut sanat araştırmaları, ritm ve renkleriyle yoğun ve duygulu sonuçlar ortaya çıkarıyor. Kullandığı boyalar yaşama iyimser bakışını ve yaratıcı resim sanatına tutkulu bağlılığını yansıtıyor" deniliyor.

Maria Aratun'un da yer aldığı uluslararası serginin açılışını Kudüs Belediye başkanı Uri Lupolianski yaptı. Sergi, Kudüs'ün merkezindeki Rus Yerleşkesi olarak bilinen, 1860-1864 yılları arasında, Rus Mimar Martin İvanoviç Eppinger tarafından yapılan kompleks içindeki "Yeraltı Mahkumları Müzesi"nde düzenlendi. Müze, adını Rus kadın hacılara barınma amaçlı yapılan binanın, Kudüs'te İngiliz hakimiyeti döneminde (1917-1948) Yahudi yeraltı örgütleri Hagana, Etzel ve Lehi üyeleri için cezaevi olarak kullanılmasından alıyor.

Binanın dış duvarları üzerindeki tel örgüler muhafaza edilirken, birçok sergi salonu da cezaevi döneminin izlerini taşıyor.