Gündem

Malatyalı davulcu: Bu aile mecbur gidecek buradan!

Alevi aileye yönelik linç girişiminde kalabalıkların, “Size dininizi öğreteceğiz”, “ Alevilere ölüm”, “Kürtlere ölüm” diye tekbir getirdikleri iddia edilmişti

01 Ağustos 2012 21:33

Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü beldesinde Alevi bir aile kapılarının önünde davul çalınmasından rahatsız oldu ve uyarıda bulundu. Bu sırada davulcu Mustafa Evşi ve aile arasında tartışma çıktı. Daha sonra büyük bir kalabalık ailenin evini tekbir sesleriyle taşlayarak ahırlarını yaktı. Olaydan günler sonra konuşan Mustafa Evşi, bu davanın bir İslam davası olduğunu söyleyerek, ''Bu kadar iftiradan sonra insanların yüzüne nasıl bakacaklar? Mecbur gidecekler, mecbur. Gerekirse, taşınma, ev bulma paralarını biz verelim ama gitsinler'' dedi.

Ayça Örer'in Radikal'de yer alan röportajı şöyle: Sürgü'deki olayların aktörlerinden davulcu Evşi, "Bu benim davam değil, İslam davası" diyor. Evşi bir yandan suçlamaları reddederken bir yandan 'ailenin buradan gitmesini' istiyor.
 
Malatya Sürgü’de yaşanan olayların aktörlerinden biri olan ramazan davulcusu Mustafa Evşi, yaşananlarda kendisinin bir suçu olmadığını söylüyor. ‘‘Evli ailesinin ezana, bayrağa, oruca laf söylediklerini mahalleli duydu galeyana geldi’’ diyen Evşi, “Bu benim davam değil, İslam davası. Gerekirse, taşınma, ev bulma paralarını biz verelim ama o aile buradan gitsin” diye konuşuyor. 
 
Evşi “Bu dediklerimi mutlaka yazın” diyerek bizi evine misafir ediyor. Evşi 25 yaşında, bir yıl önce evlenmiş, yeni bebeği olmuş. Babası Hacı Mevlüt iki yıl önce marangozluk yaptığı inşaattan düşerek hayatını kaybetmiş. Normalde hızarcılıktan para kazanan Evşi geçim sıkıntısı iyice artınca, bu yıl ilk kez ramazan davulculuğu işine talip olmuş. Sürgü’nün 1986 depreminden sonra yapılan yardım konutlarında oturuyor. Evli ailesiyle aynı mahalleyi paylaşıyor. 
 
Evşi hayatında ilk kez yaptığı davulculuk işinin bu noktaya gelmesini şöyle anlatıyor: “İlk günler aşağı mahallede davul çalarken, yine bir başka Alevi aile şikâyetçi oldu. Taş attı. Ben de onlara ‘Şikâyetiniz varsa belediyeye söyleyin, bu tarafa gelmeyeyim, burada da davul isteyenler var’ dedim. Olay öylece yatıştı.” 
 
 

Şikâyetçi oldum 

 
 
Evli ailesiyle yaşadığı sıkıntı ramazanın dördüncü beşinci gününe rastlıyor. Evşi şöyle devam ediyor: “İlk gün uyardılar, ikinci gün sıcaktan dışarıda yatmışlar. Vallahi ben kapılarının önünde çalmadım. Hele pencerelerine tokmakla vurmak gibi bir hareket hiç yapmadım. Zaten 4 kilometrelik bir alanı gezmem gerekiyor, her evin önünde 1 dakika dursam ancak bitiriyorum. Burası açık alan, ben aşağıdan davulu çalsam sesi oraya misliyle gidiyor. Aşağıdan duymuşlar, uyanmışlar. Sokaklarına vardığımda Hasan Evli, el feneriyle kalktı geldi, küfretti. Ağırıma gitti, ‘Küfretme’ dedim. Daha önce sorun yaşadığım aileye söylediğimi onlara da söyledim, özür diledim. Oğulları Servet bana küfretmeye devam etti. ‘Sana burada davul çalmayacaksın demedik mi’ dedi. Ailenin erkeklerinden biri taş attı, bacağıma geldi. Biri kemeriyle vurdu, kolum yaralandı. Sırtıma da darbe aldım. Döndüm, gittim. Şikâyetçi oldum, darp raporu aldım. ‘Davulcu arkadaşlarımı topladım’ diyorlar. Bu doğru değil, Ben şikâyetimi yaptım, bir daha o evin önünde bulunmadım.” 
 
 

Hepsi bizim buralı 

 
 
Cuma gecesi yaşanan olaylar cumartesi günü kahvede konuşulmuş. Evşi bunu doğruluyor ve belde halkının Evli ailesinin sözlerine kızdığını, evin önüne gitmeye karar verdiklerini, Jandarma Karakolu’nun da bu söylentileri duyarak evin önünde önlem aldığını anlatıyor: O gece orada bulunanların hepsi, bu ilçenin, köyün halkı. Dışarıdan kimse gelmedi. Evli ailesinin sözlerine sinirlendiler. Bu benim davam değil, İslam davası. Bugün birisi ezana, bayrağa dil uzatsa kızmaz mısınız? İnsanlar da bunu duydu kızdı. Ben o gece davula çıkmadım. Evli ailesi de kalabalığa karşı hazırlıklıydı. Kamera getirip çekmişler. Toplumu kışkırtıp, herkesin içinde o kelimeleri seçtiler. Davula, ezana, bayrağa küfrettiler, bu ilçede duyulunca olaylar bu hale geldi.” 
 
O günden sonra davul çalmayan Evşi, Evli ailesinin beldeden gitmesi gerektiğini söylüyor: “Gerekirse, taşınma, ev bulma paralarını biz verelim ama gitsinler. Kalırlarsa hiç çarşıya pazara gitmeyecekler mi? Bu kadar iftiradan sonra insanların yüzüne nasıl bakacaklar? Mecbur gidecekler, mecbur. Bu arada davul şimdi Sürgü Belediyesi’nin emanetinde duruyor. 
 
 

Beldeliler ‘gitsinler’ diyor 

 
 
Beldede sıcak olay yaşanmasa da her yerde bu olay konuşuluyor. İki davulcu sayısı bire düşmüş. Davulu ilçenin yaşlılarından biri çalışıyor. Ramazanın başından bu yana açık olan üç kahveden ikisi Jandarma Komutanlığı’nın isteği üzerine kapatılmış. Beldede ailenin gitmesi isteği dile getiriliyor. Bir belde sakini, “Gitmek zorundalar, Sürgü’nün huzurunu bozdular, adını çıkardılar. Jandarma da belediye de bu konuda talepte bulunuyor” diyor. Açık ismini vermeyen marangoz HÇ. ise “Evli ailesi olayı büyüttü, bu hale getirdi. Zaten kayısı toplama mevsimindeyiz, insanların çoğu oruç tutamıyor. Kahveler bu olaydan önce açıktı, sonra insanlar toplanıp konuşmasın diye kapatıldı, olayla birlikte siz/biz meselesi ortaya çıktı” diyor. Evli ailesininse taşınmaya niyeti yok.