Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun MAK Danışmanlık şirketinin sahibi Mehmet Ali Kulat'ı arayarak, "Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in durumu ne olur?" diye sorduğunu aktardı. Takan, Kulat'tan edindiği bilgiler doğrultusunda, Kılıçdaroğlu'nun 2019 Cumhurbaşkanlı seçimleri için Büyükerşen'i aday gösterebileceğini ifade etti.
Takan telefonla görüştüğü Kulat'ın şu sözlerini aktardı:
"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bana 'Eskişehir Belediye Başkanı'nın durumu ne olur' diye sordu, 'nasıl olur' toplumda karşılığı anlamında... Ben de kanaatim olarak yaşından dolayı sorun olduğunu, bir Cumhurbaşkanı adayı olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında daha etkin bir isim ile ancak sonuç alabileceklerini söyledim. 'Peki aday olsa ne olur' dedi ben de espri ile dedim ki; Eskişehir'den kesin seçilir. Hâlâ da kanaatim o. Diğer illerde yaşından dolayı şansı az olur diye bir değerlendirme yaptım. Ama bu değerlendirme çok bilimsel değil de sohbet sırasında geçen bir değerlendirme oldu."
Takan yönelttiği, "Kemal Kılıçdaroğlu, Yılmaz Büyükerşen'i Cumhurbaşkanı aday olarak düşünüyor mu?" sorusuna, Kulat'tan, "Ben düşündüğü kanaatindeyim" cevabını aldığını iletti.
Ahmet Takan'ın, "Kılıçdaroğlu, Büyükerşen için nabız yokluyor..." başlığıyla (21 Mart 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in adı, R. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildiği 2014 seçiminde CHP adayı olarak çok konuşulmuştu. CHP dışındaki kesimlerde de beklenti çok yüksekti. Ancak şapkadan Ekmeleddin İhsanoğlu çıkarılmıştı!.. Erken seçim ile birlikte yakınlaştığı iyice hissedilen Cumhurbaşkanlığı seçiminde Yılmaz Büyükerşen ismi yine CHP adayları arasında çokça konuşuluyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin adayı hakkında sır vermiyor ama el altından nabız yokluyor.
Siyasetin içinde çok aktif bir isimle dün sohbet ederken, "CHP'nin adayı kim biliyor musun" diye sordu. "Hayır bilmiyorum" diye cevap verdim. "Tahminin var mı" sorusuna da "hayır" dedim. Dostum, "Kemal Bey, AKP'ye çok yakın bir anket şirketinin sahibi ile özel bir görüşme yapmış. Yılmaz Büyükerşen'i sormuş. İstersen ara sor" dedi. Aldığım adres üzerine MAK Danışmanlık şirketinin sahibi Mehmet Ali Kulat'ı telefonla aradım. Görüşmeyi ve iddiayı doğruladı. Kulat ile aramızda şöyle bir konuşma gerçekleşti;
"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bana 'Eskişehir Belediye Başkanı'nın durumu ne olur' diye sordu, 'nasıl olur' toplumda karşılığı anlamında... Ben de kanaatim olarak yaşından dolayı sorun olduğunu, bir Cumhurbaşkanı adayı olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında daha etkin bir isim ile ancak sonuç alabileceklerini söyledim. 'Peki aday olsa ne olur' dedi ben de espri ile dedim ki; Eskişehir'den kesin seçilir. Hâlâ da kanaatim o. Diğer illerde yaşından dolayı şansı az olur diye bir değerlendirme yaptım. Ama bu değerlendirme çok bilimsel değil de sohbet sırasında geçen bir değerlendirme oldu."
-Kemal Kılıçdaroğlu, Yılmaz Büyükerşen'i Cumhurbaşkanı aday olarak düşünüyor mu?
"Ben düşündüğü kanaatindeyim. Ama biliyorsunuz bir tüzük kurultayı yapıp karar aldılar. Ben, Sayın Genel Başkanla görüştükten sonra oldu bu tüzük değişikliği. Bu konuda karar verme yetkisi olarak ölçüler koymuşlar. Geniş bir kesime sormak, CHP'li bütün üyelere sormak, CHP'li delegelere sormak. Parti Meclisi'nde değerlendirmek... Cumhurbaşkanı adayını böyle belirleyecekler."
-Kemal Bey'in kafasında başka bir isim var mı?
"Bana isim noktasında çok özel anlamda bir isim sormadı ancak çok net olarak söyleyeyim; kendisi Cumhurbaşkanı adayı değil. Bunu ben kendisine sordum. 'Siz aday mısınız?' dedim. Hatta kanaatimi de sorduğunda, kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olması durumunda, seçilememesi durumunda genel başkanlığının sıkıntıya gireceği konusunda kişisel kanaatimi de ifade ettim sohbet ortamı olduğu için.
Şimdi Kemal Bey kendisi aday olmayı düşünmediği gibi nasıl bir aday olmalı üzerinde daha çok duruyor. Eskişehir Belediye Başkanını düşünmesinin nedeni de anladığım kadarıyla parti içerisinde karşılığının yüksek olması ama ben kendisine şunu söyledim; eğer siz aday olursanız şunu öncelikle bilin bizim elimizdeki bütün veriler sizi Tayyip Erdoğan karşısında şu an itibarıyla en yüksek 2'nci aday olarak gösteriyor. Neden? Yüzde 25'lik bir partiyi temsil ediyorsunuz. Dolayısıyla yüzde 25'lik bir partinin oy oranı ile siz 2'nci aday olma durumundasınız. Partilerin tek aday çıkarması durumunda. Ancak bunun dışında sizin şu anda görünen o ki, kendi partinizin dışındaki partilerden de oy almanız gerekli. Hatta alabiliyorsanız Ak Parti'den de oy almanız gerekiyor. Eğer bu düzeyde yani bütün partilerden oy alabilen bir görüntü oluşturabilirseniz bu artı olur.
'Adalet' yürüyüşünün araştırmalara nasıl yansıdığı gibi değerlendirmeler yaptı. Ben de bizim araştırmalarımızda çok pozitif etkisi olduğunu ifade ettim. Kendisi ve partisi açısından. Tabii bu benim elimdeki veriler. Kemal Bey bizim çizgimizi bilir, biz de Kemal Bey'in çizgisini biliriz. Aynı netlik içerisinde çok nezih bir görüşme oldu. Kemal Bey çok nazik ve misafirperver..."
Bu görüşmeye bakıp da, birinci turda CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Yılmaz Büyükerşen demek için henüz vakit erken. CHP içinde çalışan ve aday olmak isteyen farklı isimler de var. Peş peşe yapılan kurultaylarla CHP'nin iç yapısı da oldukça kırılgan bir hal aldı. CHP'de bu kırılganlık sadece Cumhurbaşkanı adaylığının belirlenmesi ile değil büyükşehir belediye başkanlıkları adaylarının çekişmesi yüzünden iyice artabilir. Domino etkisi!..
***
Bir süre önce kamuoyuna "anketlere ara verdik" mesajı veren AKP, TSK'nın Afrin merkezini kontrol etmesinin ardından hiç vakit kaybetmedi. Sarayın talimatı ile bazı anket şirketleri hemen sahaya gönderildi. Kulağıma gelen bilgilere göre, anketçiler sadece Afrin operasyonunun oy dağılımını nasıl etkilediğini araştırmıyor. Yereldeki kanaat önderleri ile "görmek istedikleri milletvekili ve belediye başkan adayları için de çok özel görüşmeler" yapılıyor. Erdoğan, anket sonuçlarını bekliyor!..
***
Cevap ve açıklama
Yeniçağ Gazetesi'nin 08.02.2018 tarihli nüshasında manşetten ve devamında 3. sayfada 'Papa'dan arabuluculuk istendi mi?' başlığıyla gerçek dışı bilgiler kaynak edinilerek yayınlanan yazıda; Müvekkilim T.C. Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak gerçeğe aykırı, kurgulanmış bir takım asılsız iddialara yer verilmiştir.
Bilindiği üzere Sayın Cumhurbaşkanımız 05.02.2018 tarihinde Vatikan'da Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco bir görüşme gerçekleştirmiştir. Görüşmenin, Kudüs'ün, BM kararları ve uluslararası hukuk tarafından belirlenmiş statüsünün muhafaza edilmesi gerektiği, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi ile ortak mücadele başlıkları kapsamında gerçekleştirildiği aktarılmıştır. Görüşmenin yapılabilmesi için Vatikan'a yüklü bir bağış yapıldığı yönünde oldukça yakışıksız ve asılsız birtakım iddiaların ortaya atılması üzerine Vatikan Sözcü Yardımcısı Paloma Garcia Ovejero ve Vatikan sözcüsü Greg Burke iddiayı kesin bir dille yalanlayarak ne sayın Erdoğan'ın ne de herhangi bir devlet liderinin bağış yaparak karşılığında Papa ile görüşmesi diye bir uygulamanın söz konusu olamayacağını ifade etmişlerdir.
Doğrudan birinci ağızdan yapılan bu açıklama tekzibe konu yazıdan 3 gün önce basına yansımıştır. Dolayısıyla 8 Şubat tarihinde Yeniçağ Gazetesinde yayınlanan tekzibe konu yazı, bu yalanlamayı görmezden gelerek eser sahibinin müvekkilimi küçük düşürmeye yönelik anlayışı nedeniyle kasıtlı olarak kaleme alınmıştır. Üstelik eser sahibi Ahmet Takan bu asılsız iddiasını 9 Şubat 2018 tarihinde yani bir gün sonraki 'Barzani'nin lobi şirketi Erdoğan için çalışmış' başlıklı yazısında da yineleyerek müvekkilimin kişilik haklarına, itibarına yönelik saldırısını sürdürmüştür.
Tamamen diplomatik protokol ve nezaket icaplarına uyularak yapılan görüşme zaten tüm kamuoyunun gözü önünde gerçekleştirilmiş olup resmi bir ziyaretten ibarettir. Bu sebeple Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan tarafından ortaya atılan bu iddianın provokasyondan başka hiçbir niteliği bulunmamaktadır.
Kamuoyuna saygılarımızla sunarız.
T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vekili
Av. Ahmet Özel