Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi baktığı bir davada kararı veren hâkimin 15 Temmuz sonrası tutuklanmasını gerekçe göstererek, ceza alan kişiyle ilgili infazın durdurulması ve yargılamanın yenilenmesine hükmetti. Hukukçular, bu kararın emsal niteliği taşıdığını belirtiyor.
Hürriyet'ten Nurettin Kurt'un haberine göre, Kandıra’da Ö.B. isimli vatandaş 2011 yılında yargılandığı mahkeme tarafından ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘İzinsiz kazı yapmak’, ‘Ormandan ağaç kesmek’, suçlarından toplam 41 ay 20 gün hapis cezasına mahkûm edildi. Ö.B’nin ‘suç işlemeye meyilli’ olduğuna kanaat getiren mahkeme, sanığın cezasını ertelemedi.
Ö.B. hakkında verilen hapis cezasını Yargıtay 9. Ceza Dairesi de 2014 yılında onayladı ve karar kesinleşti. Kararın kesinleşmesinin ardından infaza geçileceğini öğrenen Ö.B., ‘hakkında karar veren bir kısım hâkim ve savcıların darbe girişimi kapsamında tutuklandıklarını’ gerekçe göstererek, 27 Temmuz 2016’da CMK 311-1 / C kapsamında ‘infazın durdurulması ve yeniden yargılanma’ başvurusunda bulundu. Başvuruyu değerlendiren ve daha önce mahkûmiyet kararını veren Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Ö.B.’yi haklı buldu. Kararı onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı’nın da 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklu olmasını dikkate alan ve bunu kararında gerekçe gösteren hâkim Furkan Enes Ünal, infazın durdurulması ve yeniden yargılanması yönünde karar verdi. Karar kesinleşti. Böylece, Ö.B. bu kararla hapse girmekten kurtuldu. Mahkemenin 8 Ağustos tarihli kararında şöyle denildi:
"Adalete olan güveni sarstı"
“15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası silahlı terör örgütüne mahsubiyet iddiasıyla hükümlünün yargılandığı dava dosyasında yargılama aşamasında hükme tesir eden yargı mensuplarının görevinden alınarak bir kısmının tutuklanmış olması durumunun, hükümlünün vicdanında oluşturduğu gibi umumun vicdanında adalete olan güveni sarstığı, Türk milleti adına bağımsız karar veren mahkemelerin ve yargı mensuplarının itibarlarının kazanılmasının yine yargı mensuplarının yapacağı işlemler ile sağlanabileceği gözetilerek ve yeniden yapılacak bir yargılama ile hükümlünün ve toplumun nazarında adalete olan teveccühün arttırılacağı, neticede çıkabilecek her türlü kararın aynı nazarda daha makbul olacağı göz önünde bulundurularak, hükümlünün talebinin kabulü ile infazın durdurulmasına, CMK’nın 3/1-c maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesine ilişkin karar verilmiştir.”
"Emsal oluşturur"
Doç. Dr. Avukat Hasan Bıyıklı, “Karar vermiş olan hâkimin 'FETÖ' soruşturmasında tutuklanmış olmasının, daha önce vermiş olduğu mahkumiyet hükümlerini güvenilir olmaktan çıkaracağı açıktır. Hüküm giymemiş olsa bile soruşturmaya konu olmuş bütün hâkimlerin vermiş olduğu kararların gözden geçirilmesi adalete olan güveni yeniden tesis edebilir” dedi. Ankara Barosu’nun eski Yönetim Kurulu üyesi, ceza avukatı Erol Aras da “Her somut olay için hükmü veren hâkimin herhangi bir terör örgütünden dolayı suçlanıp tutuklanması, kararı tartışılır hale getirir. Mahkemelerin infazları durdurup, yargılamayı yeniden yapması gerekebilir. Bu kararı ilgili mahkeme objektif olarak, yasa maddesince değerlendirip kararını vermelidir” diye konuştu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK’nın 15 Temmuz sonrası meslekten uzaklaştırdığı hâkim savcı sayısını 3 bin 456 olarak açıklamıştı.