Medya

Mahçupyan: AK Parti, başkanlığın referandumdan geçmesi için gerilimi artırabilir!

"Teklifin referandumda geçmesi, tabandaki eleştirel kesimin ikna edilmesine bağlı gözüküyor"

15 Aralık 2016 13:08

Karar yazarı Etyen Mahçupyan, AKP'nin anayasa değişikliği teklifiyle ilgili olarak "Kısacası başkanlığın referandumda geçmesi AK Parti tabanındaki eleştirel kesimin ikna edilmesine bağlı gözüküyor. Ya da gerilimin artırılmasına ve konunun beka meselesi haline getirilmesine. Bakalım yönetim hangisini seçecek" görüşünü savundu.

Etyen Mahçupyan'ın "Yeni sistem referandumda geçer mi" başlığıyla yayımlanan (15 Aralık 2016) yazısı şöyle:

Erdoğan’ın zorladığı süreç, Bahçeli’nin de yol açmasıyla olgunlaştı. İlk etapta anayasa değişikliği Meclis’e gelecek ve referandum için 330 oya ihtiyaç var. Kırk kişilik MHP grubunda halen 5 kadar fire olduğu biliniyor. Bunun en fazla 10’a çıkması öngörülebilir. MHP kendi koşullarını AK Parti’ye kabul ettirdiği ve iktidarın ideolojik olarak MHP’lileştiği öne sürüldükçe, Bahçeli’ye parti içinden muhalefet etmenin de anlamı yok. Peki, AK Parti’den fire olur mu? Niyet olarak söz edilebilir ama onlar da sonrasındaki cadı avından ürkecekleri gibi, tasarı reddedilirse manevi yük altında kalmak istemeyeceklerdir. Ayrıca ret vermenin tek rasyoneli sonrasında parti içi muhalefet başlatmaktır ki buna da pek talip gözükmüyor. Sonuçta başkanlı parlamenter sistem Meclis’ten geçer…

Tabi asıl eşik referandum… AK Parti sonuçtan emin ve anketlerdeki Erdoğan desteğinin yeterli olacağı düşünülüyor. Ama olmayabilir…  15 Temmuz’da darbecilerin hedefi olan birinin toplum tarafından sahiplenilmesi çok doğal. Ancak aynı insanın ‘tek adam’ olarak yönetmesini istemek için o kişinin en azından başarılı da olması lazım. Oysa ekonomi ve dış politika giderek sıkıntılı bir döneme girebilir. O durumda tahminimizi AK Parti’nin son seçim sonuçları üzerinden yapmak daha gerçekçi olacaktır.

***

Yuvarlak rakamlarla Kasım 2015 seçim sonuçlarını şöyle düşünebiliriz: AK Parti 50, CHP 25, MHP ve HDP 10’ar, diğerleri 5. Partilerin tabanlarındaki son aylar içindeki kaymalar önemsiz, çünkü referandumda insanlar partilere oy vermeyecek, sadece ‘taraf’ olacaklar. Bu çerçevede CHP ile HDP seçmeninin büyük ölçüde ‘hayır’ demesi şaşırtıcı olmaz. 

AK Parti’nin oyu içindeki 4 puanlık Kürt seçmen payının 2’ye düşmesi ve laik kesime ait 2 puanın da ‘hayır’ diyeceğini tahmin etmek zor değil. Buna karşılık ‘diğerleri’ kısmından 2 puanın ‘evet’ deme ihtimali de yüksek. Kısacası AK Parti için referandumda zemin yüzde 48 olarak alınabilir. Bu noktada MHP’nin nasıl bir tutum izleyeceği kritik bir soru. Eğer belirli pazarlıklar sonucu parti olarak desteği sağlanırsa, MHP’nin 10 puanının 7’sinin referandumda olumlu tutum alması beklenebilir. Buna karşılık MHP aksi tezi savunsa bile, iki parti arasındaki sosyolojik yakınlaşma nedeniyle 3 puanın yine de ‘evet’ demesi doğal gözüküyor. Dolayısıyla başkanlık için onay yüzde 51 veya 55 etrafında oluşacaktır.

***

Ancak en kritik mesele AK Parti içinde Haziran 2015 seçiminde sandığa gitmemiş ve şimdi de iktidarın performansına eleştirel bakanların ne yapacağı… Yüzde 6 olarak hesaplanabilen bu grubun darbe girişimi ile azaldığını, ancak sonraki uygulamalar nedeniyle yeniden aynı seviyeye çıktığını varsayalım. Acaba MHP’nin destek verip vermemesi bu grubun tutumunu etkiler mi? MHP destek verirse rahatladıkları için 8’e çıkması, destek vermezse sahiplenme kaygısıyla 4’e inmesi beklenebilir. Bir tahmin olarak bu kişilerin yarısının sandığa gitmeyeceğini, diğer yarısının ise ‘hayır’ diyeceğini düşünebiliriz. Alternatif dörtte üçünün sandığa gitmemesi ve gerisinin ‘hayır’ demesi olur.

Bu varsayımlar altında acaba başkanlık tasarısı referandumdan geçer mi? Basit hesaplamalarla eğer MHP desteği yoksa oy 48-48,5 oluyor. MHP’nin desteklemesi halinde ise 49-50 arasında kalıyor. Eğer bu arada AK Parti içi hoşnutsuzların oranı 8’e varmışsa, aynı varsayımlar altında muhtemel ‘evet’ oranı sırasıyla 46,5-47,5 veya 47,5-49 arasında kalıyor.

Kısacası başkanlığın referandumda geçmesi AK Parti tabanındaki eleştirel kesimin ikna edilmesine bağlı gözüküyor… Ya da gerilimin artırılmasına ve konunun beka meselesi haline getirilmesine… Bakalım yönetim hangisini seçecek.