Karar yazarı Etyen Mahçupyan, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak, "CIA mavalları uydurup ille de işin arkasına ABD’yi koymak, Gülencileri hafife almak isteyebilirler. Ancak ilave bir varsayıma muhtaçlar: ‘ABD aptaldır’ Eğer aptalsa ABD gerçekten de darbeyi desteklemiş olabilir. Ne yazık ki bu yönde de elimizde delil yok henüz" dedi.
Mahçupyan'ın, "Darbenin arkasında ABD yok mu?" başlığıyla yayımlanan (29 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
Gülenci darbede ABD rolüne ilişkin epeyce geniş bir fikir birliği var. Öne sürülen argümanlar, daha önceki darbelerin ABD onayıyla yapılması, Gülen’in ABD’de ikamet etmesi ve Gülencilerin elde ettiği kozmik sırların yabancı ülkeler için değeri… Ne var ki bunların hiçbiri yaşadığımız darbenin arkasında ABD olduğuna dair bir nedensellik gücüne sahip değil. ABD bu darbeyi önceden bilmiş, hatta desteklemiş de olabilir… Ama ileri sürülen ‘nedenler’ bu sonuca varmak için ne yeterli, ne de gerekli. Somut delile ise şu ana kadar sahip değiliz.
***
Klişeler üzerinden meseleye bakmak, ideolojik yaklaşımımızı veya ABD’nin rolü konusunda inancımızı pek tutabilir ama maalesef bir düşünme faaliyetini ifade etmez. ABD hakkında komplocu bakışın doğru olduğuna inananlar, Türkiye’nin ABD’den uzaklaşmasının sonuçlarını da düşünüp, komplo teorisini bir de tersten kurmak durumundalar. ‘Bu darbe kimin işine yarardı’ sorusu ne denli meşru ise, ‘Batı’dan kopan Türkiye kimin işine yarardı’ sorusu da o denli zihin açıcı olabilir.
Öte yandan ABD’nin Gülenci darbeyi gerçekten de önceden bilmediğine kimse garanti veremez ve zaten inandırıcı da olmaz. ABD içinde bu darbeden önceden haberdar olanların mevcudiyeti yüksek bir ihtimal… Ancak bu kişilerin Obama hükümetine bilgi verip vermediğini şu an için bilmiyoruz. Hükümetin bilgisi olsaydı bile kılını kıpırdatmayacağı, Türkiye’yi uyarmayacağı da iddia edilebilir. Çünkü hem ABD’nin geçmiş performansı bu yönde, hem de iki ülke arasındaki limoni durumlar dikkate alınırsa, ABD’de hangi hükümet olursa olsun Türkiye’deki bir darbenin ‘bekle gör’ politikası içinde ele alınacağını öngörebiliriz. Daha spekülatif bir bakışla, ABD’nin kalıcı olmayı hedefleyen askeri müdahaleleri daha doğrudan desteklemiş olduğunu ve Gülenci girişimin de bu yönde olduğu için muhtemelen ABD desteği olmadan hayata geçirilmeyeceğini de savunabiliriz.
***
Ancak bunların hiçbiri bu darbenin arkasında ABD olduğunu kanıtlamaz. Bunların hiçbiri öznenin niyeti ile sonuç arasında nedensel bir bağ kuramaz. Bu tür iddialar öznenin, yani ABD’nin ‘niçin’ Türkiye’de darbe istediğini irdelemekle işe başlamak zorunda. Askerler tarafından yönetilen bir Türkiye’nin daha istikrarlı olma ihtimali mi var? İstikrarsız bir Türkiye’nin varlığında Ortadoğu’daki ABD planının işlemesi mümkün mü? Türkiye iç savaşa sürüklendiği takdirde Batı dünyasının daralacağı, göçmenler de düşünüldüğünde terörün Batı’ya yerleşeceği açık değil mi?
Ancak bir an için bütün bunların ‘ötesinde’ bir amacın varlığını düşünelim. Diyelim ki ABD’nin derdi Erdoğan’dan kurtulmaktı ve bunun ancak istikrarsızlık pahasına mümkün olduğunu düşündü. İyi de, bunun için darbe yapmaya gerek yok ki… İktidarın Kürt, Alevi ve laik kimlikler nezdinde gelip dayandığı tıkanma noktaları var ve bu fay hatlarının iç içe geçirilerek kaşınması zaten istenen sonucu verebilir. Hele sıkışmış olan ekonominin dış finans kaynaklarını kesecek birkaç adımın da aynı anda atılması durumunda…
***
Aklımızı başımıza alıp şu gerçeği görmemiz gerek. Türkiye bir süredir sorunlarını çözemiyor ve giderek kırılgan hale geliyor… ABD’de biraz kurumsal akıl varsa, asıl korku Türkiye’nin kaosa düşmesi, karşılarında muhatap kalmaması ve de olası muhatabın istikrar üretememesi
olmalıdır.
Ama yine de meraklıları ille de darbeyi ABD yaptı diye inat edebilirler. CIA mavalları uydurup ille de işin arkasına ABD’yi koymak, Gülencileri hafife almak isteyebilirler. Ancak
ilave bir varsayıma muhtaçlar: ‘ABD aptaldır’… Eğer aptalsa ABD gerçekten de darbeyi desteklemiş olabilir. Ne yazık ki bu yönde de elimizde delil yok henüz…