Yaşam

'Mahallenizin afet gönüllüsü olun'

18 Ağustos 2008 03:00

Kandilli Rasathanesi’nin eski müdürü Prof. Gülay Barbarosoğlu, depreme karşı misyonunu şimdi Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı (MAG)’nda sürdürüyor. Her şeyi devletten beklemeyin, MAG eğitimlerine katılıp kendinizi ve çevrenizi depremden koruyun.

Bunun için önce muhtarınıza başvurarak mahallenizde bu uygulamanın yapılıp yapılmadığını öğrenin. Mahalleniz sakinleri örgütlenmiş ise gönüllü koordinatör ile bağlantıya geçip yapılacak ilk merkezi eğitime katılarak ekibin içine dahil olun. Kurulmamış ise yine muhtarınız aracılığı ile ilçe kaymakamlığına talebinizi iletebilirsiniz. Ya da 50’ye yakın bir gönüllü kitlesi oluşturabilir ve eğitimleri almak üzere Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı (MAG)’na başvurabilirsiniz.

Türkiye’yi sarsan Marmara depreminin ardından başlatılan projede temel amaç, afet risklerinin azaltılması konusunda halkın bilinçlendirilmesi; gönüllülere kurtarma ve yardım destekleri gelinceye kadar yapılacak temel bilgi ve becerilerin kazandırılması. 2000 yılında harekete geçen sivil inisiyatif, geçtiğimiz yıl vakıf haline gelmiş. Başkanlığı Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kandilli Rasathanesi’nin eski genel müdürü Prof. Gülay Barbarosoğlu yürütüyor.

Her şeyi devletten beklemeyin

Nasıl başladı bu proje?


1999 depremi hepimiz için bir milat oldu. Bu yüzyılda yaşadıklarımız hepimizi tokat yemiş gibi sarstı ve gerek halk gerekse sivil toplum kuruluşları olarak bir şeyler yapmak için harekete geçtik. Kandilli’de müdür olarak görevdeyken çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde oldum. MAG da takdirle izlediğim bir faaliyetti. İlk olarak 2000 yılında Kocaeli’nde başladı. Yalova, İstanbul ve İzmir faaliyette olduğumuz diğer iller. Şu an itibariyle 68 mahallede MAG örgütlenmesi tamamlanmış durumda. 2000’in üzerinde gönüllümüz var. 2005’in sonunda içinde benim de bulunduğum bir grup, bu başarılı faaliyeti sürdürülebilir kılmak için vakıf olmasına karar verdik ve süreci tamamladık.

Kimler var kurucular ve üyeler arasında?

Çok geniş bir yelpaze. Toplumun önde gelen işadamları, kuruluşlar var. Bu katılım da aslında toplumun, bu tür toplumsal projelere ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Her şeyi devletten beklemek büyük bir hata. Can bizim, mal bizim. Öyleyse bizim de bir şeyler yapmamız lazım. Vatandaş olarak sorumluluğumuzu benimseyip, sorumluluk almamız çok önemli. İkinci konu da gönüllülük. Vakfın özünde bu var. Dolayısıyla toplumun her kesimindeki vatandaşı gönüllü olmaya davet ediyoruz.

Ne yapacağız gönüllü olunca?

Vakfın amacı çok geniş. Yangınlara, sele karşı programlar geliştirmeyi de hedefliyoruz ama esas olan deprem. Deprem riskinin yüksek olduğu bir mahalle seçiliyor. Bu mahallenin mülki amirleriyle temasa geçiliyor. Çünkü valilik, kaymakamlık veya belediye başkanları olmadan bu işi yapmak mümkün değil. Bilgi alışverişi olduktan sonra mahalle gönüllüleri seçiliyor. 50 civarında sağlıklı 18-60 yaşları arasında, kadın-erkek dengesi sağlanmış, değişik meslek gruplarından, eğitim seviyesi toplumun yapısıyla orantılı bir grup seçip 36 saat süren eğitim uygulanıyor. Bu eğitim bazen bir ay, bazen bir buçuk ay sürüyor. Sahada yapılan enkaz kaldırma tatbikatı ile eğitim tamamlanıyor.

Eğitimin içinde neler var?

Öncelikle temel eğitim bilinci var. Herkesin anlayabileceği bir şekilde Türkiye’nin deprem riski ve alınacak önlemler anlatılıyor. Yangın çok önemli; hem kendi başına bir tehlike hem de depremden sonra ikinci bir risk. Tıbbi ilk yardım, afet psikolojisi gibi konular anlatılıyor. Daha sonra içinde deprem malzemeleri olan konteynırlar yerleştiriliyor mahalleye. Bunlar muhtar ya da eğitim almış kişilere zimmetleniyor. Beni etkileyen kısmı ise işin takibi. Arada bir konteynırlar açılıp bakım yapılıyor. Senede bir defa büyük gruplar halinde yenileme eğitimleri veriliyor. Bilgi çok dinamik çünkü sürekli teknoloji değişiyor.

En az 300 mahalle

Hedef kaç mahalle?

İstanbul’da 900’e yakın mahalle var. 12 milyonluk bir nüfusta 20 bin kişiye bir afet gönüllüsü deseniz, 600 mahalleye ulaşmak lazım. 5 yılda 300 mahalleyi hedefliyoruz . Tabii sadece İstanbul değil, deprem riski olan bütün il ve ilçelere yayılmak amacımız.

Yapılır mı?

Yapılır. Kapasite var. Yeter ki gönüllü olarak bir araya gelinsin. Elbette asli görevi arama kurtarma ve yardım olan kamu ve sivil kuruluşlar var. Ama onlar gelinceye kadar bilinçli müdahaleyi yapmak ve gelenleri yönlendirmek mahallelinin görevi. En iyi o tanıyor yaşadığı yeri. Hangi yol açık, hangi binalar riskli, bunları bilmeliler.

Depremden sonra uyanış başladı ama zamanla ilgi giderek azaldı. Bu konuyu konuşmamayı tercih ediyoruz.

Maalesef öyle. Tolum olarak üzücü ve tatsız olayları unutmak istiyor olabiliriz. Yakın çevremde de benden bu konudan söz etmemem isteniyor. Ama bizim sürekli bundan bahsetmemiz gerekiyor. Ve tabii çözüm önerilerinden. Bu proje de bir çözüm. Ortaya bir şey sunuyor.

Kampanya haline getirilmeli

Peki, kamu elinden geleni yapıyor mu?

Asli görevi bu olan kurumlar var; Kızılay gibi, sivil savunmacılık gibi. Buradaki arkadaşlarımız 24 saat bu işlerle uğraşıyorlar. Onların emeklerini göz ardı etmemek lazım. Hiçbir şey yapılmadığını söylemek onlara haksızlık olur. Problem büyük olduğu için yapılanlar görünmüyor. Neler yapıldığını bizler de araştırmıyoruz. Kentsel dönüşüm ise uzun bir süreç. İstanbul’u ele alırsak, çok riskli bir şehirde yaşıyoruz. 1 milyondan fazla konut var. Sorumluluk biraz da mal sahiplerine düşüyor. Bir de tabii medyaya. 300 mahallede örgütlenmeyi medya kampanya haline getirebilir.

Ne kadara mal oluyor bir mahallede örgütlenme?

30-35 bin YTL. Kimini belediye karşılıyor. Mesela Şişli Belediyesi. Tuzla ve Kağıthane’den talep geldi, onlar da kendileri yapacak. Elazığ Valiliği aradı, ticaret odasıyla birlikte yapacaklar. Onun dışında biz yapıyoruz. Tabii yavaş gerçekleşiyor. İş dünyasına, bölgenin, mahallenin esnafına da görev düşüyor.

Sürekli araştırmalar yapılıyor, yeni haberler geliyor. Nedir son durum Marmara’da?

Büyüklüğü ile ilgili farklı görüşler çıkıyor ki bunlar normaldir ama hasar verici bir depremin olacağı konusunda herkes hemfikir. Ama ne zaman bilemeyiz. Dünyada bunu önceden söyleyen bir teknoloji yok. Dolayısıyla her an depreme hazır olmalıyız.

Tel: 0212 296 54 90, www.magvkfi.org.tr

(Akşam Gazetesi, Seda Kaya Güler)