Macaristan, yeni bir gen araştırması nedeniyle halkının kökenlerinin Türklere dayanıp dayanmadığını bir kez daha tartışıyor. Araştırmaya göre Macarların genleri yüzde 25-30 oranında Asya Türklerinin genleriyle benzeşiyor.
BBC Türkçe’nin haberine göre, araştırma ve yol açtığı tartışma şöyle:
“Bu araştırma, bundan bin yıl önce, kavimler göçünün bir parçası olarak Orta Avrupa’ya gelen ve bu topraklara yerleşen ilk Macar boylarının genetik olarak kimlere daha çok benzediğini ortaya çıkarmaya yönelikti. Bugün elbette Macar insanları genetik olarak Orta Avrupalı. Yani Macarların genomu çevre halkların, Çeklerin, Slavların, Ukraynalıların, Avusturyalıların genlerine çok benziyor.
Bin yıldır bu topraklarda yaşamış olmanın, komşu halklarla karışmanın bir sonucu olarak, artık genetik anlamda Asya ile bir ilişkisi yok Macarların. Peki, ama acaba bin yıl önce durum neydi? Göçebe bir halk olan Macarlar bugünkü topraklarına yerleştiklerinde acaba genetik olarak nasıldılar? Daha çok kime benziyorlardı? İşte bu sorunun yanıtı Macar boylarının Orta Avrupa’ya geldiği yıllarda bu kavmi yöneten ve daha sonra da ülkenin ilk kralı olan Arpad hanedanından III. Bela’nın kemik örneklerinden alınan DNA’larda arandı. Ve bu araştırmanın sonucu o dönem Macarların genlerinin Asya kökenli olduğunu ortaya koyuyordu.
Aynı araştırma bin yıl önce bu topraklara yerleşen ilk Macar boylarından bir grup insanın yeni bulunan mezarlarındaki kalıntılar üzerinde de yapıldı. Sonuç aynıydı: İlk Macarlar Asya kökenliydi ve hatta genleri yüzde 25-30 oranında Asya Türklerinin genleriyle benzeşiyordu.
Bu araştırmalara gösterilen ilgi yüzyıllardır devam eden tartışmanın Macarlar açısından hâlâ çok güncel olduğunu ortaya koyuyor. Macar tarihçileri Macar kavminin hangi bölgeden geldiğinin bilinmediğini söylüyor. Çünkü o dönemlerden tarihsel kayıtlarda Macarlara ait bilgi yok.
Bir halkın kökenini aramada yardım edebilecek bir diğer ipucu da o halkın lisanı. Macarca hiçbir dille çok yakın akrabalık ilişkisi içinde değil. Dil bilimcileri Türkçe ya da Fince ile ilişkisi olduğunu varsayıyor. Hatta uzun tartışmaların ardından Türkçeden çok Finceye benzediği konusunda oluşan bir mutabakat da var. Ancak bilim insanlarının bu öngörüsü kamuoyunu tatmin etmiyor. Macarcanın Türkçe ile bağlantısı olduğu, Macar halkının da Asya’nın Türk halklarıyla akrabalık içinde bulunduğu iddiası halk arasında inatla yaşamaya devam ediyor.
Zaten Macarların Türklere olan ilgi ve yakınlığı yeni bir olgu değil. Ortada nesnel hiçbir kanıt olmamasına rağmen Macarların atalarının Hunlar olduğu, dolayısıyla Türklerle de akraba oldukları savı yüzyıllar öncesinden bugünlere kadar gelen bir iddia. Hun ilişkisi halk arasında öylesine güçlü ki Macaristan’ın Avrupa Birliği’ne katıldığı ilk yıllarda kendilerini Hun olarak gören on binlerce Macar imza toplamış ve Hunları Avrupa Birliği’nde bir azınlık olarak kabul ettirmeye çalışmıştı. Bu girişim Hunların bir dili ve kültürü olmadığı, dolayısıyla bugün artık kimsenin kendisine Hun diyemeyeceği gerekçesiyle reddedilmişti.
Türklerle olan akrabalık iddialarına gelince: Bu iddianın kökenleri de çok eskiye uzanıyor. Ve bu konuda tarihsel kanıtlar da var. Bunların arasında en somutu Bizans kökenli. Macar Krallığı’nın ilan edildiği M.S. 1000 yılında Macar Kralına Bizans tarafından hediye edilen tacın üzerinde “Türkiya’nın Kralına” ibaresi var. Bu taç Macar devletinin en önemli hazinelerinden biri olarak hala mevcut. Ve tarihte ilk kez olmak üzere “Türkiya” adı da burada kullanılıyor. “İşte bakın, Bizans bizi Türkler olarak görüyordu” diyor bu tezi savunanlar. Karşı kamp ise, “Bizans Asya’dan gelen her göçebe halkı Türk olarak tanımlıyordu” diyor.
Tezler ve antitezler ne derse desin, sonuçta insanlar doğru olarak bildiklerini savunmaya devam ediyorlar. Bunun en somut örneği de son birkaç yıldır Macaristan’da “Kurultay” adıyla gerçekleşen ve Türkiye’de de “Atalar günü” olarak tanınmaya başlayan bir tür tarihsel festival. Turan halkları birliği havasında gerçekleşen ve tüm Asya Türk kökenli halklarının da ekiplerle kendisini temsil ettiği bu festival artık Macar ve Türk hükümetleri tarafından da resmen destekleniyor. Tarihsel kostümler içinde bir şölen olarak gerçekleşen etkinlik artık binlerce seyirci de çekiyor.”