-Loğoğlu: ''Davutoğlu'nun açıklaması önemli ancak iyi okunmalı'' ANKARA (A.A) - 02.09.2011 - CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, BM Raporunun sızdırılması üzerine yaptığı ve Türkiye'nin atacağı adımları ilan eden açıklamasının önemli olduğunu, ancak iyi okunması gerektiğini vurgulayarak, ''Diplomatik temsilciliğin 2. katip seviyesine indirilmesi Türkiye-İsrail ilişkilerinde daha önce yaşanmıştır, önemi sadece sembolik ve psikolojiktir'' dedi. Loğoğlu, yazılı açıklamasında, ''BM'nin Mavi Marmara Raporu'nun bu içerikle çıkmış olmasının, AKP dış politikasının istenilen sonuçları almakta başarılı olamadığının en son örneği'' olduğunu savundu. BM'nin Mavi Marmara Raporu'nun, Türkiye'nin ''özür, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılması'' yönündeki talep ve beklentilerini karşılamadığının altını çizen Loğoğlu, ''Raporda Türkiye'den özür dilenmesine ilişkin bir unsur bulunmamaktadır. Tazminat konusu, mağdurların ailelerine ödenmek üzere bir tavsiye olarak yer almaktadır. En önemlisi ise BM Raporu Gazze ablukasının meşru olduğunu ileri sürmektedir. İsrail'in aşırı güç kullanımına ilişkin eleştiriler ise yeni değildir. Raporun bu içerikle çıkmış olması AKP dış politikasının istenilen sonuçları almakta başarılı olamadığının en son örneğidir'' ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun BM Raporunun sızdırılması üzerine yaptığı ve Türkiye'nin atacağı adımları ilan eden açıklamasının önemli olduğunu, ancak iyi okunması gerektiğini ifade eden Loğoğlu, şunları kaydetti: ''Diplomatik temsilciliğin 2. katip seviyesine indirilmesi Türkiye-İsrail ilişkilerinde daha önce yaşanmıştır, önemi sadece sembolik ve psikolojiktir. Askeri anlaşmaların iptali ise, bunlar uzun süredir zaten işlemediğinden, fazla bir anlamı yoktur. Ekonomik ve ticari ilişkilerden söz edilmemektedir. Öte yandan, Türkiye'nin Gazze ablukasını tanımadığı ve bu hususu BM Uluslararası Adalet Divanına götüreceğini belirtmesi, alınacak sonuç belli olmamakla beraber, dikkat çekicidir. Ancak sayın Davutoğlu'nun açıklamasının en can alıcı noktası ise 'Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisinin sağlanması için gerekli her önlem alınacaktır' yolundaki sözleridir. Bu ifade, Gazze ablukasını tanımadığını belirten bir Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de askeri önlemler de alınabileceği anlamına geliyorsa, bölgede gerginliğin artabileceği ve Türk ve İsrail deniz kuvvetlerinin karşı karşıya gelebileceği ihtimalini beraberinde getirecektir. Bu yaklaşımın hangi nedenlerle ve gerekçelerle Türkiye'nin ulusal çıkarları ve güvenliğinin bir gereği olduğunu hükümet kamuoyumuza anlatmalıdır. Komşularla sıfır sorun politikasıyla yola çıktığını iddia eden AKP'nin Türkiye'yi sıcak çatışma eşiğine taşımış olması ihtimali hazin ve kabul edilmezdir.'' Davutoğlu'nun açıklamalarından sonra Türkiye-İsrail ilişkilerinin yakın gelecekte düzelmeyeceği ve yeni gerginliklere sahne olabileceğinin anlaşıldığını savunan Loğoğlu, bu durumun çok ciddi sonuçlarının olabileceğini savunarak, şu değerlendirmelerde bulundu: ''Türkiye-İsrail ilişkilerinin önemi ikili planla sınırlı değildir. Bu ilişkinin asıl değeri bölgenin tamamı bakımından taşıdığı stratejik değerdir. Ortadoğu'ya barış ve istikrarın gelmesi, Arap-İsrail ihtilafının çözümü büyük ölçüde Türkiye'nin rolü ve katkısına bağlıdır. İsrail'le ilişkilerimizin mevcut durumu Türkiye'nin bir arabulucu, kolaylaştırıcı ve uzlaştırıcı rol oynamasını engellemektedir. Filistin devletinin Birleşmiş Milletler'de tanınması konusunun da gündemde olacağı şu günlerde Türkiye-İsrail ilişkilerinde olabilecek yeni gerginlikler kritik Ortadoğu bölgesi için yararlı olmayacaktır. Bu nedenle, Türkiye ve İsrail'in karşılıklı olarak daha soğukkanlı hareket etmeleri ve ilişkilerini düzeltecek arayışlara devam etmeleri yerinde olacaktır.''