Gündem
BBC Türkçe

Lice'deki operasyonda köylülere ateş açıldığı iddiası

Lice'nin Bağlan Köyü'nde Pazar akşamı yapılan operasyonda yaralananların yakınları ve HDP milletvekilleri, Valilik tarafından 'terörist işbirlikçisi' diye tanımlanan kişilerin, sivil köylüler olduğunu söylüyor.

29 Nisan 2018 20:30

Lice'nin Bağlan Köyü'nde Pazar akşamı yapılan operasyonda yaralanan ve Valilik tarafından 'terörist işbirlikçisi' diye tanımlanan kişilerin, sivil köylüler olduğu iddia ediliyor.

Bağlan köyünden Cemal Yıldırım, oğlu Bedir Yıldırım ve aynı köyden Münir Serin adlı sivillerin güvenlik güçlerinin açtığı ateşle vurulduğu kaydediliyor.

Diyarbakır ve Lice'deki hastanelerde tedavi altına alınan yaralılardan 60 yaşındaki Cemal Yıldırım'ın durumunun ağır olduğu bildiriliyor.

Diyarbakır Valiliği bugün konuyla ilgili ilk yazılı açıklamasında Bağlan köyü içerisinde yapılan operasyonda bir PKK'lının öldürüldüğünü, bir diğerinin ağır yaralı olarak yakalandığını kaydetmiş ve aynı olayda yaralanan 2 köylü için "terörist işbirlikçisi" tanımını kullanmıştı.

Diyarbakır Valiliği Salı günü yaptığı ikinci bir açıklama ile Bağlan köyündeki operasyonda öldürüldüğü açıklanan PKK mensubunun, 12 Mayıs 2016 tarihinde Diyarbakır, Sur ilçesine bağlı Sarıkamış köyü Dürümlü mezrasında, patlayıcı yüklü bir kamyonun infilak ettirilmesi ile 16 köylünün ölümü, onlarcasının yaralanmasına yol açan saldırının faillerinden 'Dijvar' kod adlı Mehmet Barkın olduğunu kaydetti.

Valilik, 60 yaşındaki ağır yaralı Cemal Yıldırım'ı da "BTÖ (Bölücü Terör Örgütü) üyesi" diye tanımladı, üzerinde el bombası bulunan Yıldırım'ın üç ayrı suçtan arandığını da ekledi.

Fakat olay yerinde incelemeler yapan Halkın Demokrasi Partisi (HDP) milletvekilleri ve yaralıların yakınları, Valilik açıklamasındaki iddiaların doğru olmadığını, olayda yaralanan üç kişinin de sivil köylüler olduğunu söylüyorlar.

Halen tedavisi devam eden köylülerden Cemal Yıldırım'ın kızı ve Bedir Yıldırım'ın kız kardeşi Maviş, babası ve ağabeyinin akşam yemeğinden hemen sonra bahçedeki sebzeleri sulamak için traktörle çıktıklarını çok kısa bir süre sonra silah sesleri duyduklarını anlattı.

Yıldırım'ın kızı, çatışmanın akşam 20.30 sularında meydana geldiğini, sokağa çıkma yasağının ise saat 23.00'den itibaren ilan edildiğini söyledi ve "Sokağa çıkma yasağı ilan edilseydi ne abim ne de babam evden dışarıya adım atmazdı" diye konuştu.

Maviş Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her gün yaptıkları gibi sebzeleri, tütün tarlasını sulamak için çıktılar. Silah sesler gelince, traktörün tarandığından habersiz evden koşarak çıktık. Sonra öğrendik ki askerler babam ve abime ateş açmış. 'Biz köylüyüz' demelerine rağmen dinlemeden ateş açmışlar. Traktörden atlamışlar, daha sonra onları darp etmişler. Dışarda askerler vardı. Komşular, akrabalar yaklaşık 30 kişi olay yerine gittik, 'Yaralılara yardıma geldik' dedik. Askerler yaralı olmadığını söyledi. Traktöre yaklaştırmadılar. Yaralı halde onları öylece beklettiler."

Maviş Yıldırım güvenlik görevlileri yaralıları hastaneye götürmelerine izin vermeyince Diyarbakır'daki akrabalarını arayarak ambulans için yardım istediklerini, daha sonra HDP milletvekillerinin devreye girmesi ile yaralıların hastaneye nakledebildiklerini kaydetti.

Yıldırım "Babamı Diyarbakır'a ağabeyimi Lice'ye götürdüler. Her ikisiyle de görüştürmüyorlar. 'Terörist işbirlikçisi' demişler. Diyarbakır'da emlakçılık yapan abim bayram için eşi ve çocuklarıyla gelmişti, babam tarlaya gidince o da ona yardıma çıktı. Onlar terörist değil, herkesin tanıdığı insanlar" dedi.

Olayı twitter hesabından duyuran HDP milletvekillerinden Ziya Pir, yine Diyarbakır milletvekilleri Sibel Yiğitalp ve Feleknas Uca ile gün içinde inceleme yapmak üzere Bağlan Köyü'ne gitti.

Ziya Pir, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, bölgede yürütülen operasyonlarda sivil ayırımı yapma konusunda hassas davranılmadığını, vurulan sivillerin 'terörist' olarak lanse edildiğini söyledi.

Pir köylülerin anlatımlarına göre olayın şöyle cereyan ettiğini söyledi:

"Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden herhangi bir uyarı yapılmadan helikopterlerden köye asker indiriliyor. İnsanlar bağında, bahçesinde. Traktör üstündeki baba ve oğul (Cemal Yıldırım ve oğlu) taranıyor, 100 metre ötedeki bir başka köylü taranıyor. Köylüler iki-üç saat olay yerinden uzak tutuluyor, hakaret ediyorlar bazılarını yüzüstü yatırıyorlar, evler aranıyor. Yaralanan Yıldırım ailesinin evini de neredeyse talan ediliyor.

Ziya Pir bunu bayram arifesinde Hakkari'de 35 yaşındaki Mehmet Temel'in insansız hava aracı 'Heron' tarafından vurularak öldürülmesine benzetti.

"Biliyorsunuz Hakkari'de vahim bir olay yaşandı. Heron'dan sivillere ateş açıldı, olayda 35 yaşındaki Mehmet Temel adındaki sivil vatandaşımız hayatını kaybetti üç sivil de yaralandı. Başta onları da ' terör işbirlikçisi" olarak lanse ettiler. Oysa Mehmet Temel Hakkari'de tesisatçılık yapan ve herkesçe bilinen biri. Hakkari'den sonra gerçekler ortaya çıkınca itiraf etmek zorunda kaldılar, 'Bu tür durumlarda ufak tefek hatalar olabilir' diyerek, sivil olduklarını içişleri bakanı Süleyman Soylu da kabul etti" diye konuştu.

Ziya Pir, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Hakkari olayından sonra yaptığı açıklamanın yeni bir konseptin başlangıcı olduğunu savunarak, benzer olayların artmasından endişe duyduklarını da kaydetti.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir