Libya’da seçimle belirlenen Anayasa Kurucu Konseyi’nin ülkedeki tüm halk gruplarının çıkarlarını temsil etmesi hedefleniyordu. Ancak şiddet olaylarının gölgesinde yapılan seçimler sancılı bir süreçten geçti ve saldırılar nedeniyle seçimlere katılım düşük oldu. Bu yüzden de Konsey Libya’daki tüm tarafları temsil edip etmediği konusunda kuşku yaratıyor. Azınlık grupları Berberiler, Tuaregler ve Tebular, Konsey'de ikişer sandalye ile temsil edilmelerine tepki gösteriyor.
Azınlık gruplarının farklı taleplerinin anayasa çalışmalarını etkilediğini belirten Libya ve güvenlik uzmanı Wolfgang Pusztai, Konsey’in Libya’da ne tür devlet oluşturulacağını da tanımlaması gerektiğini belirtiyor ve yanıtı aranan sorulara dikkat çekiyor: “Bir cumhuriyet mi olacak? Olacaksa ne tür cumhuriyet kurulacak? İslamî bir cumhuriyet mi, yoksa federal bir cumhuriyet mi? Yerinden yönetimin ağırlığı nasıl belirlenecek? Zira herkes zayıf bir merkezi yönetim istiyor. Öte yandan yerinden yönetimin nasıl oluşturulacağı da belirsiz…”
'Çoğunluğun değil silahların sözü geçiyor'
Konsey eğer bir anayasa taslağı hazırlayabilirse, bunun geçici parlamento tarafından onaylanması ve yapılacak referandumda da yeterli çoğunluğu bulması gerekiyor. Ancak Libya’da şimdiye kadar yapılan oylamalarda çoğunluğun değil, silahların sözü geçti. Silahlı grupları yasalarla engellemek isteyenler ise silahların hedefi oldu. Bunun son örneği Abdullah El Tinni. El Tinni, milislerin kendisini ve ailesini tehdit etmesi nedeniyle geçtiğimiz günlerde başbakanlık görevinden istifa etti.
Cenevre Güvenlik Politikaları Merkezi’nden Muhammed Mahmud Uld Muhammedu’ya göre, ülkenin temel sorunu devletin lağvedilmeye çalışılması: “Şu anda devletin feshedilmesiyle ilgili bir süreç yaşanıyor, ki bu Libya’da önemli rol oynayan bir sorun. Anayasa tek başına yeterli değil. Bu anayasa devlet temelindeki bir süreçte oluşturulmalı. Bu bütün Libyalıların temel projesi olmalıydı. Ancak bunun yerine siyaset, ‘milisleşiyor’…”
'Birarada yaşayabilmenin garantisi'
Anayasanın devletin yeni altyapısının bir parçası olması gerektiğini belirten uzman sözlerini şöyle sürdürüyor: “Anayasa sadece bir metin değil. Bundan daha fazlası. Anayasa bir süreç ve siyaset yapabilmenin, birarada yaşayabilmenin bir garantisi. Anayasa yaşayan bir belge.”
Ancak Libya’da demokratik bir anayasa ortaya çıkarabilmek için hayli yol katedilmesi gerekiyor. Zira 50’li yıllardaki Libya monarşisini özleyenler bile var. Bunlardan biri de Libya Dışişleri Bakanı Muhammed Abdulaziz. Abdulaziz geçen haftalarda ülkede yeniden monarşik düzene geçilmesini önerdi.