Dünya
Deutsche Welle

Libya'da sel: Halk kendi yaralarını sarmaya çalışıyor, yoksulluk kaygısı büyüyor

Sel felaketi Libya'da çok sayıda insanın ölümüne, devasa boyutta yıkıma yol açtı. Siyasi bölünmüşlük ve ağır baskıların yıprattığı Libya halkı ise tüm güçlüklere rağmen felaketin yaralarını birlikte sarmaya çalışıyor

Daniel fırtınasının vurduğu Libya’da, yıkılan iki baraj Demre kentini sular altında bıraktı. / Fotoğraf: Muhammad J. Elalwany/AP/picture alliance

16 Eylül 2023 01:45

Haleema Rajab Libya'nın kuzeyindeki liman kenti Derne'de oğlunu bulmak için çok çabaladı. Ama bu çabası büyük bir acıyla sonuçlandı. DW'ye konuşan 39 yaşındaki Rajab, "Onu ölü bulduk" dedi.

Daniel fırtınasının vurduğu Libya'da, yıkılan iki baraj Derne kentini sular altında bıraktı.

Rajab, 22 yaşındaki oğlunu defnederken yaşadıklarını anlatırken, bitkin bir şekilde oturdu, kısık sesle, "Biz onu 600 cesetle birlikte gömdük" diye konuştu. Acılı anne, toplu mezarı açan buldozerin de bir türlü aklından çıkmadığını sözlerine ekledi.

Libya halkı, sel felaketinde kaybettikleri yakınlarını defnediyor
Fotoğraf: Yousef Murad/AP Photo/picture alliance/dpa

Halkın, sel felaketi kurbanlarını defnedebilmek için hızla mezarlık inşa etme çabaları, siyasi sorumluların afet yardımını koordine etmeye yönelik çalışmalarıyla tam bir tezat oluşturuyor.

Bölünmenin yol açtığı koordinasyonsuzluk

Bu koordinasyonsuzluk, felakette hayatını kaybedenlerin sayısına ilişkin yapılan çelişkili açıklamalara da yansımış durumda.

Derne’deki sel felaketi binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Bölge halkına yardımları ulaştırmakta zorluk çekiliyor. Fotoğraf: AFP

AFP haber ajansının cuma günü paylaştığı bilgilere göre 100 bin kişinin yaşadığı Derne'de hayatını kaybedenlerin sayısı 4 bin, kayıplar 10 bini aşıyor. Libya İçişleri Bakanlığı'na göre ölü sayısı yaklaşık 7 bin 500. Derne Belediye Başkanı Abdulmenam Al-Ghaithi ise çarşamba günü televizyon kanalı Al Arabiya'ya yaptığı açıklamada ölü sayısının 20 bine ulaşmasını beklediklerini söylemişti.

Libya, 2014 yılından bu yana, doğu ve batı olmak üzere fiilen iki bölgeye bölünmüş durumda. Ülkenin batısında Abdulhamid Dibeybe'nin başbakan olduğu, Birleşmiş Milletler (BM) destekli, Trablus hükümeti bulunuyor. Derne'nin bulunduğu doğu bölgesi ise Tobruk'ta bulunan ve General Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu tarafından desteklenen, Başbakan Usame Hamad'ın Ulusal İstikrar Hükümeti tarafından yönetiliyor.

Gerçi felaket, Libya'daki devlet kurumlarının selden etkilenen bölgelere yardım için birlik sergilemesini sağlayabildi. Tobruk merkezli hükümet, yardım çabalarına öncülük ederken, batıdaki hükümet Derne ve doğudaki diğer kasabaların yeniden inşası için 412 milyon dolar değerinde fon tahsis ettiğini duyurdu.

Ancak kapsamlı bir koordinasyonun nasıl sağlanacağı ile ilgili olarak belirsizlikler sürüyor.

Uzmanlar endişeli

Roma'daki Luiss Guido Carli Üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Virginie Collombier, "Doğu ve batıdaki her iki hükümet de koordinasyon komitelerinin kurulduğunu ve bütçelerin tahsis edildiğini duyurmuş olsa da bunun sahaya gerçekte nasıl yansıyacağı belirsizliğini koruyor" dedi.

Kısa bir süre önce yayımlanan, "Libya'da Şiddet ve Toplumsal Dönüşüm" adlı kitabın editörlerinden olan Collombier, DW'ye yaptığı açıklamada, "Normal zamanlarda bile Trablus'taki merkezi hükümet, Libya genelindeki belediyeler ve uluslararası kuruluşlar arasındaki koordinasyonun çok çetrefil olduğunu söylemek abartılı olmaz" sözlerini kaydetti.

Liman kenti Derne’deki yıkım devasa boyutta. Fotoğraf: Esam Omran Al-Fetor/REUTERS

Daniel fırtınasının vurduğu Libya’da, yıkılan iki baraj Demre kentini sular altında bıraktı.

Dahası uzmanlar, tahsis edilen yardımların tamamının halka ulaşacağından da şüphe duyuyor.

Alman Küresel ve Bölgesel Araştırmalar Enstitüsü (GIGA) araştırmacısı Hager Ali, DW'ye yaptığı açıklamada, "Yıllardır güvenilir bir hükümete ya da ihtiyaç duyulan kaynakları adil ve verimli bir şekilde dağıtan bir yönetime sahip olmamak, sivil toplumda kamu kurumlarına karşı derin bir güvensizlik yarattı" dedi.

Hager, Libya'nın sadece doğu ve batı arasında bölünmüş olmadığını söylerken, "Ulusal düzeydeki siyaset ile belediye ve toplum düzeyinde yaşananlar arasındaki derin ayrımı onarmak on yıllar alacak" diye konuştu.

Yolsuzluk kaygısı

Berlin merkezli Alman Bilim ve Politika Vakfı'nın (SWP) Libya uzmanı Wolfram Lacher ise Alman televizyon kanalı ZDF'e yaptığı değerlendirmede yardımların halka ulaşmasına ihtimal vermediğini söyledi.

Rakip hükümetler ile Hafter'in, krizi çözmekten çok siyasi olarak istismar etmeye odaklanacağından endişe ettiğini kaydeden Lacher, DW'ye de şu görüşleri aktardı:

"Korkarım ki elle tutulur sonuçlar elde edebilmekten çok 'yardım yapan' olarak görünmek ve kamuoyunu etkilemekle ilgileniyorlar… Ayrıca Trablus'taki hükümetin Derne'ya tahsis ettiği büyük miktardaki paranın bölüşülerek zimmete geçirilmesi de kesinlikle söz konusu olacaktır."

Fotoğraf: AFP/Getty Images

Halk kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor

Oğlunun yasını tutan anne Haleema Rajab, hükümetten bir yardım beklemiyor. Kardeşi ve ailesinin hayatta kaldığını söyleyerek, "Biz birbirimize destek oluruz" diyor.

Bitmeyen siyasi rekabet, başarısız ulusal koordinasyon nedeniyle Libya halkı, kendi aralarında organize olmaya, yardımlaşmaya alışmış.

GIGA araştırmacısı Hager Ali, "Birbirlerine güvenmek zorundalar çünkü insanlar her iki yönetimden de yardım gelmeyeceğini biliyor" dedi.

Barajların yıkıldığı haberinin yayılması sonrasında sivil toplumun kendiliğinden hemen harekete geçerek yardıma koşması bunun bir göstergesi.

Facebook halkın dayanışmasında önemli bir rol oynuyor

Profesör Virginie Collombier, "Ülkenin dört bir yanındaki Libyalılar büyük bir dayanışma sergiledi, bu da son yıllarda insanlar arasında yaşanan kutuplaşma göz önüne alındığında çok önemli" diye konuştu.

Collombier, Facebook'un Libyalıların iletişiminde önemli bir yer tuttuğunu anlatırken, insanların kayıplarını buradan yaptıkları paylaşımlarla aradıklarını, irtibat ve koordinasyon bilgilerini paylaştıklarını anlattı, ayrıca ülke dışındaki Libyalıların bu platformda kampanyalar başlattıklarını, bu yolla devasa boyutta yardım toplanabildiğini de aktardı.

Virginie Collombier, izci hareketi ile gençlerin kente giriş zor olsa da Derne'ye yardıma gittiklerini, ancak merkezi koordinasyon olmamasından ötürü uluslararası yardımların ulaşmasında güçlük olduğuna işaret etti.

Siyasi baskı sivil toplumu zayıflattı

Halk yardım için muazzam bir çaba gösterse de Libya sivil toplumunun büyük ölçüde gücünü yitirdiği bir sır değil.

"Hem doğu hem batıdaki otoritelerin sivil toplum örgütlerine uzun yıllardır ağır baskı uyguladıklarını unutmamalıyız" diyen Profesör Collombier, bu nedenle sivil toplum kuruluşlarının sağlayabileceği yardımların daha sınırlı ve daha az verimli olduğunu belirtti.

Bu arada Derne'ye hayatta kalanları bulmak ve yardım etmek için gelen uluslararası arama kurtarma ekipleri ve köpekleri, halkı umutlandırdı.

Oğlunu kaybeden Haleema Rajab DW'ye, "Hayatta kalan daha fazla insan bulunması için dua ediyorum" dedi.

 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle