Alman basınında NATO üyesi ülkelerin savunmaya ayırdığı bütçe ile ilgili tartışmalar ve AfD'li vekil Harder-Kühnel'in Federal Meclis Başkan Yardımcılığına seçilememesiyle ilgili yorumlar yer alıyor.NATO’nun 70. kuruluş yıldönümü etkinliklerinin perde arkasında, ABD’nin Almanya’dan savunma harcamalarına ayırdığı bütçeyi arttırması yönündeki talebini tekrarlaması Frankfurter Allgemeine Zeitung tarafından şöyle değerlendiriliyor:
"Ne anlamlandırma çabasıyla eğilip bükülmeler, ne de Almanya’nın diğer faaliyetlerini öne çıkarma çabası Berlin’e yönelik eleştirileri dile getirenleri sakinleştirebilir. Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın, Almanya’nın sözünde durduğuna dair sözleri de. NATO içinde, milli gelirin yüzde ikisinin savunma harcamalarına ayrılması üzerinde anlaşılmışken, 2024’e kadar savunma giderlerini milli gelirin yüzde 1,5'una çıkarma vaadi nasıl sözünde durmak oluyor? Almanya’nın koşullarına göre yüzde 1,5'a çıkarmak da önemli ama bu Merkel-Steinmeier hükümetinin verdiği sözün karşılığı değil. Açıkça görülüyor ki, Almanya’nın savunma bütçesi Berlin’in Washington ve NATO’ya karşı 'politik anlamda ortada kalmış tarafı.' (CDU Genel Başkanı Kramp-Karrenbauer’in ifadesi) Bu nokta böyle zayıf kaldığı sürece Almanya’nın güvenilirliği yara almaya devam edecek."
Aynı konuyu değerlendiren Landeszeitung ise Amerika Birleşik Devletleri’ni eleştiriyor:
"Donald Trump haklı. Almanya silahlara yeterince yatırım yapmıyor. Ancak Trump aynı zamanda da haksız. Almanya’nın bu konuda ABD’den daha çekimser durmasının adil olmama ile bir ilgisi yok. Tarihiyle ilgisi var. ABD’nin askeri faaliyetlerinden, emperyal arzulara haiz bir süper güç olarak, en çok kendisi yararlanıyor. Sam Amca koruma kalkanını sadece dostluğundan değil, kendi iktidar ve çıkarlarını korumak için kuruyor. Almanya’nın savunmaya ne kadar para ayıracağını belirlerken konumunu Fransa ve İngiltere’ye göre belirlemesi gerektiğinin en büyük sebebi Trump’ın ta kendisi. NATO’nun 70'inci doğum gününde halsiz görünmesinin sebebi pinti Almanlar değil, bunun sebebi Oval Ofis’te oturan güvenlik tehdidi."
Almanya’da sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin meclis başkan yardımcılığına aday gösterdiği Mariana Harder-Kühnel’in üçüncü kez milletvekilleri tarafından reddedilmesi, basında geniş yankı buldu. Kölner Stadt Anzeiger gazetesinin konuya dair yorumu şu şekilde:
"AfD’nin bu makama (meclis başkan yardımcılığı) yönelik talebi toplamda altıncı kez reddedildi. Bu Almanya Federal Cumhuriyeti tarihinde bir ilk. Ve böyle bir tavır takınmak milletvekillerinin hakkı. Seçim adı üstünde seçimdir, bir onaylama faaliyeti değildir. Hristiyan Birlik Partileri Meclis Grup Başkanı Ralph Brinkhaus ve FDP Genel Başkanı Christian Lindner’in AfD'li vekilin seçilmesi yönündeki tavsiyelerine rağmen tüm partilerden milletvekilleri karşı oy kullandı. Harder-Kühnel'in reddi, demokrasinin yenilgisi değil, parlamentonun zaferidir."
Märkische Oderzeitung oylamadan çıkan sonuçta, AfD’nin bugüne dek parlamentoda takındığı tavrın da etkili olduğunu ifade ediyor yorumunda:
"AfD adayının reddedilmesine en çok bu partinin meclisteki tavırları neden oldu. AfD parlamentoya adım attığı günden bu yana oturumlardaki tartışma ikliminin ne denli tehditkar bir havaya büründüğü herkes tarafından görülüyor. Diğer tüm partilerden temsilciler, AfD’nin parlamenter teamülleri zedelemesinden şikayetçi. Tabi ki bu AfD‘nin tüm milletvekilleri için geçerli olan bir durum değil. Ancak şu da bir gerçek ki, yapıcı çalışmalar içinde olmak isteyen vekiller, parlamento faaliyetlerini sabote eden arkadaşlarına karşı gelmiyor. Çok sayıda parlamenter AfD’nin meclis çalışmalarına ilgi duymadığına derinden inanıyor. Kimse bunun üstüne AfD’yi bir de başkanlık makamı ile ödüllendirmesini milletvekillerinden bekleyemez."
dpa / ET,HT
©Deutsche Welle Türkçe