Gündem

Lale Kemal: Koç'un savaş gemisi ihalesine durdurma

Taraf gazetesi yazarı Lale Kemal: Koç’a yönelik operasyonlarda genel kanı, hükümetin adeta bu holdingi, Gezi’ye verdiği destekten dolayı cezalandırdığı diğer bir deyişle intikam aldığı şeklinde

31 Temmuz 2013 18:33

 

Taraf gazetesi yazarı Lale Kemal, Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin gazlı müdahalesinden kaçanlara Divan Oteli'nin kapılarını açtığı için Başbakan Tayyip Erdoğan'dan sert tepki gören Koç Grubu'na ait TÜPRAŞ'a (Türkiye Petrol Rafinerileri A,Ş)  Maliye ve polis ekipleri tarafından ortak baskını yazdı. Kemal,  "Hükümetin, kendisine bağlı otellerden birini Gezi Parkı protestocularına destek vermekle suçladığı bir dönemde müfettişlerin şirketlerinde vergi denetimini sıklaştırdığı Koç Holding’in, savunma firmalarını da zor günler bekliyor" dedi.

Lale Kemal'in Taraf'ta "Koç’un savaş gemisi ihalesine durdurma" başlığıyla yayımlanan yazı şöyle:

Her ne kadar hükümet, Koç Holding’in Tüpraş ve Aygaz firmalarına polis ve maliye müfettişleri marifetiyle, vergi kaçağı iddiasıyla düzenlenen baskının Gezi olaylarıyla ilgisi olduğu iddialarını yalanlasa da kamuoyunu ikna etmişe benzemiyor.

Koç’a yönelik operasyonlarda genel kanı, hükümetin adeta bu holdingi, Gezi’ye verdiği destekten dolayı cezalandırdığı diğer bir deyişle intikam aldığı şeklinde.

Diğer yandan, Taraf’ın Ankara Temsilcisi Hüseyin Özay, dünkü yazısında maliye bakanlığı kaynaklarına dayanarak, Koç Grubu şirketlerine yönelik polis eşliğinde operasyon yapılmasının bu şirketlerin vergi kaçırdıklarına yönelik güçlü emarelerden kaynaklandığını yazmış.

Koç Grubu’nun savunma faaliyetlerinin de bu arada mercek altına alınmaya başlandığını öğrendik. Habertürk gazetesi geçen hafta, Koç’a bağlı RMK Marine firması ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) arasında sonuçlanma aşamasına gelen 1,5 milyar dolarlık altı adet korvet tipi savaş gemisi (Mil Gem ya da milli gemi) yapımına dair sözleşme görüşmelerinin askıya alındığını duyurmuştu.

Savunma Sanayii kaynaklarım bu bilgiyi doğrularken, rakip bir denizcilik firmasının, Başbakanlık Teftiş Kurulu’na, Mil Gem ihalesine, kendilerine haber verilmediği için giremediğine dair geçen nisan ayında şikâyette bulunduğunu belirttiler.

Ama kaynaklarım, diğer ilgili firmalara olduğu gibi şikâyetçi firmaya da Mil Gem ihalesine katılımı için bilgi istek dokümanının gönderildiğini ancak firmanın ihaleye katılmadığını belirtiyorlar.

İhalenin rekabet koşullarına uygun olarak yapılıp yapılmadığına dair müfettişlerin incelemesi sonuçlanana kadar Koç’a ait RMK Marine firması ile savaş gemisi üretimi için yapılmakta olan ve sona yaklaşıldığı belirtilen sözleşme görüşmelerinin askıya alındığı da belirtildi kaynaklarım tarafından.

Koç Grubu’na ait firmalar, Altay tankı prototip üretimi dâhil kara ve deniz projelerinde artan biçimde iş alıyor, dolayısıyla silah sanayiinde yıldızları parlıyor.

Güvenilir kaynağım, sektörde artan iddiaların aksine Koç Grubu’nun, savunma sanayii ihalelerinde kayırılmadığını ve bu holding firmalarının ev ödevlerini çok iyi yaparak, şartnamelere uygun teklif verdiklerini, dolayısıyla ihaleleri kazandıklarının altını çiziyorlar.

Diğer yandan, bir dönem tersanelerin çok işi varken şimdi azalan işlerin de etkisiyle rakip firmalar arasındaki rekabetin kızıştığı ve kimi firmaların ihalelerden haberdar edilmedikleri gibi asılsız iddialarda bulundukları güvenilir kaynaklarım tarafından belirtiliyor.

Ne var ki, rakip firmanın Mil Gem ihalesinden haberdar edilmediği şeklinde nisan ayında ihbarda bulunmasına rağmen müfettişlerin, RMK Marine ile SSM arasındaki sözleşme görüşmelerinin askıya alınmasına yol açan soruşturmasını yakın tarihte Gezi olaylarının akabinde gerçekleştirmiş olmaları manidar.


Kimi Koç firmalarının mercek altına alınmış olmasında asıl irdelenmesi gereken konu, vergi denetimlerinin kimi siyasi mülahazalarla yapılıyor intibaının hükümet tarafından uyandırılmış olmasıdır.

Oysaki gerek devlet gerekse özel sektör asker sivil firmaların harcamalarının, vergi kayıtlarının düzenli bir biçimde bağımsız denetime tabi tutulmaları gerekiyor. Bu, demokratik yönetim anlayışının bir gereğidir. Siyasi intikam kokan denetimler, hem hükümetin itibarını sarsıyor hem de iyi yönetim, şeffaflık anlayışına zarar veriyor.