Tunca Öğreten*
Kullandığı KYK kredisini ödeyemeyen üniversite mezunu sayısı beş milyona ulaştı. Mezunların bir kısmı iş dahi bulamazken, düşük ücretle çalışanların maaşına e-haciz yöntemiyle el konuluyor.
“Herkesin ailesi varlıklı olmuyor. Okul masraflarımı karşılamak için çektiğim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) borcumu ödeyemedim. Borç nedeniyle hayata başlamış gibi hissedemiyorum” diyor 24 yaşındaki İlkay Ateş.
İstanbul, Kartal’da yaşayan Ateş, Kocaeli Üniversitesi’nde öğrenim görmeye başladığı 2014 yılında KYK’dan yedi bin liralık kredi çekmiş. Ancak ikinci yılda maddi yetersizlikler nedeniyle öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kalmış. Şimdilerdeyse bir mağazada tezgahtarlık yapıyor.
Dört yıllık kredi süresi geçen yıl sona ermiş. Ateş, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “12 taksitle borcu geri ödemem gerekiyordu ama ödeyemedim. Bir yıldır da faiz işliyor. Babam emekli. Bense kredi borcumu ödeyebilecek kadar para kazanmıyorum. Evet, şu an bir işim var fakat bu borç nedeniyle sürekli bir yükle yaşamak zorundayım.”
CHP Milletvekili Levent Gök geçen ay, Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu’nun yanıtlaması istemiyle Meclis’e bir soru önergesi sunmuştu. Önergeye göre KYK borcunu ödeyemeyenlerin sayısı beş milyona ulaşmış, 280 bin üniversite mezunu hakkındaysa yasal işlem başlatılmıştı.
Peki, KYK borcu zamanında ödenmediğinde ne oluyor?
"İşsizlik ve düşük ücret nedeniyle ödenemiyor"
Öğrenimin sona ermesinin ardından ödenmeyen borçlara aylık yüzde 1,40 oranında gecikme faizi uygulanıyor. Bu nedenle geciken borcun, alınan kredinin iki ya da üç katına çıktığı oluyor. Vergi Dairesi ya da e-Devlet üzerinden borçlar yapılandırılabilse de, taksitler zamanında yatırılmadığında borç ödenmemiş sayılıyor. Bu durumda borç, gecikme zammı eklenerek Vergi Dairesi’ne devrediliyor. Devir işlemi sonrasında da ödenmemesi durumunda ise icra işlemi başlatılıyor.
CHP’li Gök’ün soru önergesi, KYK borçlarının silinmesinin Meclis gündemine taşınıp taşınmayacağı tartışmasını da gündeme getirdi.
Özellikle borçlu yeni mezunları heyecanlandıran gelişmeyi, deneyimli eğitim editörü Şahin Aybek DW Türkçe için değerlendirdi.
“Borçların silineceğini düşünmek istiyorum” diye söze başlayan Aybek, Türkiye nüfusunun büyük bölümünü gençlerin oluşturduğunu ve ülkenin geleceğinin gençlerin eğitimine bağlı olduğunu söylüyor. Aybek, Türkiye’de gençlerin iyi eğitimli, özgüvenli, hoşgörülü, kültürlü ve özgür bireyler olabilmeleri için bu borçların silinmesi gerektiğine de vurgu yapıyor.
Bağımsız Sağlık-Sen, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) işsizlik verilerini baz alarak yıl başında bir rapor hazırlamıştı. Rapora göre Türkiye’de dört milyona ulaşan ve sayıları her geçen gün artan işsizlerin yüzde 25’i yükseköğretim mezunlarından oluşuyor.
Yeni mezunlara göre KYK borçlarının ödenememesindeki en büyük etken işsizlik ya da düşük ücretle çalışma.
Bir haber sitesinde editör olarak çalışan, 30 yaşındaki H.S. de onlardan biri. 2007’de kullandığı 11 bin liralık KYK kredisini hâlâ ödeyememiş. Borç, faizlerle birlikte 17 bin lira olmuş. KYK dışında herhangi bir borcu olmadığını söyleyen genç kadın, nedenini ise şöyle açıklıyor: “Mezun olduktan sonra uzun süre iş aradım. Sonrasında bulduğum işlerdeyse hep düşük ücretle çalıştırıldım. Üç kuruş para kazanıp, kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışırken KYK kredisini nasıl ödeyebilirdim ki?”
H.S., iki yıl önce KYK borcu nedeniyle e-haciz yöntemiyle maaş hesabına bloke konduğunu da anlatıyor. Maaşını çekmek için banka kartını ATM’ye yerleştiren genç kadın, hesabının bloke olduğunu görüyor. KYK borçları Vergi Dairesi’ne devrolduğundan, soluğu kurumda alıyor. Hesabındaki blokajı kaldırmak için ise kendisine iki seçenek sunuluyor: “Ya borcunuzun tamamını ödeyeceksiniz ya da hesabınızdaki tutardan feragat ettiğinize dair belge imzalayacaksınız. O meblağ toplam borcunuzdan düşecek.” H.S., borcun tamamını ödeyemediği için o gün maaşından vazgeçmek zorunda kalıyor.
H.S., aynı şeyin başına gelmemesi için kendince bir yöntem de geliştirmiş: “Maaşımı hesabımda tutmuyorum. Para gelir gelmez sanal kredi kartıma aktarıyorum çünkü Vergi Dairesi oradaki paraya el koyamıyor.”
Eğitim editörü Aybek, üniversite mezunlarının işsizliğe terk edilmelerine dair, “Ana sorunu çözemedikçe gençlerin iş bulmasını da sağlayamazsınız, onların hayatını kolaylaştıracak adımlar da atamazsınız” diyor.
Aybek’e göre güçlü ekonomi, liyakate ve partiler üstü devlet politikasına dayalı bir eğitim sistemiyle gençlerin sorunları da, işsizlik de, KYK’lıların sorunları da çözülebilir.
© Deutsche Welle Türkçe