TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının olumsuz sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu. Kuzu, anayasa çalışmalarının gelecek yılın yaz aylarına sarkması halinde bu işin başka bahara kalacağını da vurguladı.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı yönündeki iddiaları değerlendiren Prof. Dr. Kuzu, "Özel yetkili mahkemeler esasında ihtisas mahkemeleridir. Zannederim adındaki 'özel' ifadesi nedeniyle bir rahatsızlık oluşturuyor. Ancak kaldırılmaları kesinlikle iyi olmaz." dedi.
Özel mahkemelerin kaldırılması halinde halihazırda bu mahkemelerde görülen davaların görülmesinin zorlaşacağını ifade eden Prof. Dr. Kuzu, "Özel yetkili mahkemeleri kaldırıp ne yapacaksınız? Normal mahkemelere mi dağıtacaksınız o davaları. Yani bir hakim cinayete bakacak, adam yaralamaya bakacak, hırsızlığa bakacak, falana bakacak filana bakacak, sıra gelirse o davalara da bakacak. Mümkün mü böyle bir şey? O zaman o davalara sıra gelir mi?" diye konuştu.
‘Türkiye'de yargı ergenekon süreciyle hatırlandı’
Kuzu, anayasa çalışmalarının gidişatıyla alakalı olarak ise şu ikazlarda bulundu: "Anayasayı 2013 yılının Mart, Nisan ayları gibi tamamlarsak, zannederim makul bir sürede bitirmiş oluruz. 2013'ün yazına sarkarsa 2014 seçimleri ufukta gözükeceği için, arkasından Cumhurbaşkanı seçimi, yine mahalli seçimler, 2015'de genel seçim derken sandık göründü mü ufukta siyasetçiler işi bırakıp sandığa koşar, dolayısıyla bu işler kalır. O yüzden bu noktaya gelmeden bizim bu işi bitirmemiz lazım diye düşünüyorum ben."
Türkiye'de yargının bağımsız olmadığına dair iddialara değinen Prof. Dr. Kuzu, "İnanın yargı en bağımsız dönemini yaşıyor. Açık konuşuyorum, ben yargının eski yıllarını da biliyorum. Yargı nasıl hatırlandı biliyor musunuz? Yargı, Ergenekon süreciyle hatırlandı Türkiye'de. Ergenekon yargılaması sebebiyle, darbe yapmaya teşebbüsten, iddia olarak söylüyorum, yargılananlar sebebiyle hatırlandı." dedi.
‘İçerde yatan gazeteciler arasında tecavüz var, gasp var, resmi evrakta sahtecilik var...’
Danimarka'da yaşayan Türkiye kökenli hukukçu ve politikacıların katıldığı toplantıda, son dönemde Türkiye'de gündemde olan konuları değerlendiren Prof. Dr. Kuzu tutuklu gazetecilerle ilgili olarak ise "İçerde yatan gazeteciler arasında tecavüz var, gasp var, resmi evrakta sahtekarlık var, adam dövme var, yol kesme var; adı gazeteci adamın." dedi. Türkiye'de geçmişte olduğu gibi bugün de tutuklu gazetecilerin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Kuzu, "Bir defa rakam 90 değil 62. Bunların içerisinde görüşünden dolayı yatan gazeteci hiç yok. Ama tarafsız gözlemciler geldi. Dediler ki 8 tanesi görüşünden yatıyor. Görüş dedikleri terör örgütüne yardım, yataklık etmek. Yani yazısıyla destek olmaktan. Eğer bu, görüş olarak sayılırsa bir tek görüşten yatan bunlar." dedi.
Avrupa Birliği'nin korku üzerine kurulan bir birlik olduğunu ifade eden Prof. Kuzu, "Bu birliğin ne olacağı şüpheli. Ekonomik kriz bu bölgelerde ciddi anlamda uç partilerin öne çıkmasına sebep oldu. Bugün Fransa'da yüzde 18'e varan bir ırkçı grup; yüksek bir grup... Nerede durur bilmiyoruz. Benzer şey Almanya'da var, Yunanistan'da var." dedi.
Avrupa genelinde yabancılara bakışın değiştiğini vurgulayan Prof. Kuzu, "Ekmek küçüldükçe sebebinin sizler bizler olduğunu görmeye başlıyor. Yani sanki bizim yüzümüzden. Halbuki buradaki genç nüfus bir katkıdır onlara. Yaşlı bir nüfus var çünkü. Eğer dışarıdan gelen bu genç insanları da gönderirse burada onların yaşama şansı daha da zayıflar. Yani ekmek bulmakta zorlanırlar." dedi.