Gündem
BBC Türkçe

Kuzey Irak'ta bağımsızlık referandumuna Türkmenler ne diyor?

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin bağımsızlık referandumuna bir aydan az zaman kaldı. Bu bölgede yaşayan 250 bin Türkmen arasında ise görüş ayrılıkları var. Bir grup, referandumu desteklerken, diğerleri ise zamanlamanın hatalı olduğu görüşünde. Erbil'd

29 Nisan 2018 20:30

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY), 25 Eylül'de düzenlemeyi planladığı bağımsızlık referandumunun yakından ilgilendirdiği bir kesim de bu bölgede yaşayan yaklaşık 250 bin Türkmen.

111 sandalyeli Bölgesel Yönetim Parlamentosu'nda 5 sandalyesi olan Türkmenler de "referandum ertelensin" ve "referandum 25 Eylül'de yapılsın" şeklinde iki farklı görüşe ayrılmış.

Irak Türkmen Cephesi'nden (ITC) Aydın Maruf, "referandumun zamanlamasının yanlış olduğunu" savunuyor. ITC'den ayrılanlar tarafından kurulan Türkmen Kalkınma Partisi'nden Muhammed İlhanlı ise, "Referandumu desteklediklerini, IKBY'de fiilen bir devlet olduğunu ve referandum ile bu yapının adının konulacağını" söylüyor.

Her ikisi de IKBY Parlamentosu'nda milletvekili olan Maruf ve İlhanlı, zaman zaman farklılık gösteren siyasi çizgilerini ve referanduma yaklaşımlarını BBC Türkçe'ye değerlendirdi.

Referandumun zamanlamasının hatalı olduğu görüşünde olan ITC'li Maruf, "Referandum, demokratik bir haktır ama Irak, şu anda savaş durumunda. Bugün Kürdistan Bölgesi'nde (iki yıldır kapalı olan) parlamento sorunu hala çözülemedi. KDP (Kürdistan Demokratik Partisi) ve Goran Hareketi arasında siyasi sorun var. En önemlisi (Türkiye-IKBY arasındaki petrol anlaşması nedeniyle) Bağdat, üç senedir buranın bütçesini göndermiyor ve burada mali kriz var" diyor.

Maruf, IKBY'nin hala Irak'ın bir parçası olduğunu ve referandum kararının Irak Anayasası'na aykırı olduğunu savunuyor ve "Irak anayasası, federal bir yapıyı teyit ediyor. Ayrılma gibi bir şeyi tanımamış. Biz Türkmenler, Irak Anayasası içerisinde yapılan her oluşuma destek veririz" diye ekliyor.

Maruf ayrıca, "Irak bütününde ve IKBY'deki istisnai durum nedeniyle Türkmenlerin referanduma sıcak bakmadığını" da vurguluyor.

Referandum yapılması halinde 'evet' sonucu çıkacağını ancak bu sonucun önemsiz olacağını belirten Maruf'a göre, "Referandum kararının IKBY Parlamentosu'nda alınmamış olmasının yanı sıra Bağdat'ın kararı tanımaması da sonucu önemsizleştirir."

"Peki Kürtler neden referanduma gidiyor?" sorusunun sorulması gerektiğini söyleyen Maruf, mezhepçi politikalar yürütmekle suçladığı Bağdat hükümetlerinin Kürtleri bağımsızlığa uzanan sürece ittiğini düşünüyor:

"Bağdat'ın, Kuzey Irak yönetimine karşı mezhepsel bir siyasetten vazgeçip bütünleştirici bir siyaset yapması lazım. Bunu yapamazsa bugün Kürdistan referandumu; yarın Sünniler ve diğerleri de referandum isteyecek. Haklı olarak isteyecekler çünkü Bağdat'tan bir destek yok."

Maruf, Bağdat ve Erbil arasındaki gerginliğin tırmanmasının tehlikeli noktalara ulaşabileceğini belirterek şunları söylüyor:

"Referandum konusu bir çatışmaya giderse insanlar büyük zarar görür. Savaş riski var. Çünkü Iraklı (Bağdat) yetkililerin ağzından hep tehdit çıkıyor. Bunun diyalog yoluyla çözülmesi lazım. Gerçekten Irak halkı çok yoruldu. IŞİD'in saldırısı, öncesinde Irak hükümeti, yerel savaşlar, iç savaşlar… IŞİD'den sonra tehlikeli bir dönem bekliyor Irak'ı. Özellikle tartışmalı bölgeler olan Kerkük, Musul, Telafer, Sincar'ın nereye bağlanacağı meselesi…"

Türkmen Kalkınma Partisi'nden İlhanlı ise, referandum kararını desteklediklerini belirtiyor:

"Bu referandum demokratik bir eylemdir. İnsanların görüşünü almak istiyoruz. Eğer bölgenin şartları uygun olursa, komşu ülkeler özellikle Türkiye, BM ve BM'ne daimi üye olan ülkelerin çoğu gelecekte destek verirse o zaman bağımsız devletin ilanı düşünülür. Referandumdan bir gün sonra devlet ilan edilmez.

"Şu an fiili olarak bir devlet var burada. İran da Türkiye de burası ile doğrudan anlaşma ve iş yapıyor, Bağdat üzerinden değil. Burada Bağdat'a bağlı hiçbir devlet kurumu yok.

"Demek ki Bağdat ve biz, ayrı birer devletiz, fiili olarak sadece bunun ilanı kalmış... Kürtleri, bağımsızlığa iten en önemli faktör Bağdat'ın mezhepçi politikaları ve bölgeyi yalnız bırakması."

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) saldırıları sırasında Irak ordusunun birçok yerden çekildiğini ve bölgeyi Peşmerge'nin savunduğunu anlatan İlhanlı, "Bağdat, her yerden ordusunu çekti. Yüzbinlerce insan savunmasız kaldı, göç etti. Baktık ki Irak'taki siyaset değişmiyor, zihniyet değişmiyor. Biz, burada bir 100 yıl daha bekleyip yeni nesiller bizim yaşadığımızı yaşamasın diye bölgede demokratik, medeni ve bütün etnik grupların eşit şekilde eşit haklara sahip olacağı bir devlet kuralım. Bizim de siyasi varlığımız olsun. Herkes "Kürt Devleti" diyor ama buradaki Türkmenler ve Hristiyanlar buna bu gözle bakmıyorlar. Biz de bu siyasi varlığın bir parçasıyız" diyor.

"Ne Bağdat Türkmenistan ne de Erbil… Orası Arap, burası Kürt…" diye konuşan İlhanlı, Türkmenlerin çıkarları için bulundukları yerin siyasi kültürüne uygun siyaset yapılması gerektiğini, Türkmenlerin Bağdat'ın aksine IKBY'de ikinci millet olarak kabul edildiğini, referandumdan sonraki süreçte yeni anayasa çalışmalarına doğrudan katılacaklarını da sözlerine ekliyor

Bağımsızlık referandumu nedeniyle Bağdat-Erbil arasındaki gerginliğinin tırmanabileceğini söyleyen İlhanlı, "Referandum olmasa da Irak'ta IŞİD sonrası nüfuz kavgaları olacak. Biz, referandumu o çatışmalardan zarar görmeyelim diye istiyoruz. Kerkük gibi statüsü tartışmalı yerlerde de yine halka hangi rejimi istediği sorulur" diye konuşuyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir