Yaşam

KUSTURİCA: BARIŞ TARAFTARIYIM ANTALYA (A.A)

10 Ekim 2010 17:51

-KUSTURİCA: BARIŞ TARAFTARIYIM ANTALYA (A.A) - 10.10.2010 - 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Uluslararası Juri Üyeliğinden çekilen Boşnak asıllı Sırp yönetmen Emir Kusturica, Bosna'daki savaş sırasında ''260 bin insan öldürüldü'' haberini ''abartı'' olarak nitelendirmesi konusunda yanlış anlaşıldığını öne sürdü. Kusturica, basın toplantısında yıllar önce yaptığı açıklamalarla ilgili soru üzerine, savaşın ilk 7 gününe ait basında çıkan '260 bin insan öldürüldü' haberiyle ilgili olarak 'abartı' tabirini kullandığını vurguladı. Ünlü yönetmen, şunları söyledi: ''Fiziksel olarak 'imkansız' dedim. 'Hitler'in ordusu olsanız 7 günde 260 bin insan öldüremezsiniz' dedim. Söylediklerim Kızılhaç verileriyle doğrulandı ve Kızılhaç savaş boyunca toplam 100 bin insanın öldürüldüğünü söyledi. Dolayısıyla kadınlarla ilgili hiç bir şey söylemedim, sadece 7 günde söyledikleri kadar çok insanın öldürülemeyeceğini belirttim.'' Emir Kusturica, ''Bir kez daha ifade ediyorum: Hayatım boyunca asla ve asla insanlığa karşı işlenmiş bir suça destek olmadım'' dedi. ''Benim üyesi olduğum Sırbistan'ın Bosna'daki Müslümanlara karşı işlediği suçlara her zaman tavır aldım ve mesafe koydum. Bosna'da olduğu gibi benim ulusumda da işlenen cinayetlere karşı tavır koydum ve protesto ettim'' diyen Kusturica, şöyle devam etti: ''Aynı şekilde Bosna'da birçok Sırp da öldü. Siz ne kadar insan kalıp eski suçlara karşı tavır alsanız da suçun, cinayetin politik vizyonuna uyamıyorsunuz. Sonra da bu anlamsız suçlamalara muhatap oluyorsunuz. Bu da Kültür Bakanı'nın yerine getirdiği eylem oluyor. Bin yıl yaşayacak olsam ya da 2 bin yıl. Bu 2 bin yılda kaç büyük kolonyal devletin işlediği soykırımlara tavır almak zorunda kalacağım. Ne yazık ki gelişme soykırımlar üzerine kurulu bu insanlık tarihinde.'' Irak'ta 4 yıl önce yaşananları hatırlatan Kusturica, ''Tony Blair ve George Bush, Irak'ta ne yaptı? Bana tavır alan bu yönetmen, Irak'da suçları işlediği açık olan Tony Blair'e neden tavır almadı?'' diye sordu. Bu şekilde insaniyet önceliğinin politik önceliklerle yanyana konulduğu zaman bir yere varılamayacağını ifade eden Kusturica, ''Bir kez daha ifade ediyorum: Hayatım boyunca asla ve asla insanlığa karşı işlenmiş bir suça destek olmadım'' dedi. Kendisine gelen suçlamanın ''kendisini soykırımdan uzak tutmadığı ve tavır almadığı'' yönünde olduğunu ifade eden Kusturica, İnsan Hakları Mahkemesinin Bosna'da Müslümanlara karşı suç işlendiği sonucuna vardığını bildirdi.  Kusturica, ''Hukuksal olarak bakarsak orada insanlığa karşı işlenen suçlardan uzak durdum ve tavır aldım, şimdi bu algı değişmeye başladı. Şu anda dünyanın her yerinde arka arkaya soykırımlar görüyoruz ve bunların hiçbirinin parçası değilim'' diye konuştu. -''50 KORUMA İLE DERS ANLATAMAM''- Kusturica, açıklamasında nihai olarak ifade etmek istediği düşüncelerini şöyle paylaştı: ''Nihai olarak, özellikle Bosna'da özellikle katledilen Müslümanlar için üzüntümü bir kez daha ifade ediyorum. Kültür Bakanı, sinema öğrencilerinin benden ders alamamalarının sorumlusu olacaktır. Bir jüri üyesi olarak bir toplantıya katılıp ayrıca da öğrencilere workshop yapacaktım. Bu çok istediğim bir şeydi ama bunu yapmayacağım. Çünkü öğrencilere 50 bodyguard eşliğinde bir şey anlatamazsınız. Belki o bunu daha iyi yapabilir. Festivale beni çağıran nazik insanlara çok teşekkür etmek istiyorum. Sırp dilinde 30 bin Türkçe kelime vardı. Birçok insanın kullandığı dilden fazladır. Ortak yaşadığımız tarihin birçok evresinden. Türkiye'nin Hollanda'ya karşı oynadığı maçta da her zaman Türkiye'yi tutacağım açıktır ve diğer Avrupa ülkelerine karşı. Bu barbarca bir skandal, ilkellik.'' -SORULAR- Kusturica, bir gazetecinin ''Yani yanlış anlaşıldım diyorsunuz'' sözleri üzerine, şöyle devam etti: ''Kesinlikle. Bu haberler, kendi siyasi düşüncelerine aykırı düşenler hakkındaki propagandadan ibarettir. Ne pahasına olursa olsun barış taraftarıyım. Ben hiçbir politik parti üyesi değilim. Yıllardır Avrupa'da kişisel görüşlerini bildiren Peter Handke gibi kişilerden biriyim sadece.'' Hristiyan olduktan sonra ismini değiştirdiğine yönelik bir soruyu, sadece dinini değiştirdiğini, adını değiştirmediğini söyleyerek cevaplayan Kusturica, bir başka soru üzerine Bosna'da kendisine yönelik eleştiri ve kızgınlıkların sebebinin, ''yaptığı değil, yapmadığı şeyler'' olduğunu savundu.  Bu çabaları ''çirkin'' olarak niteleyen Kusturica, ''Ben sizi, sizden beklediğim şeyi yapmadınız diye suçlayamam. Bu durum bu beyefendilerin beni neden koruduklarını açıklar. Burada, neden polis marifetiyle korunduğumu insanların beni niye protesto ettiğini anlayamamıştım. Ama sonra anladım çünkü bir ülkenin Kültür Bakanı bir sanatçı hakkında (O şudur, budur, şunları yaptı, bunları yaptı) derse sokaktaki adam da gelip beni öldürebilir. Beklentinizi yerine getirmeyen bir kişiyi suçlayamazsınız.'' Kusturica, ''Çetnik selamı politik bir figür sayılıyor mu, sayılmıyor mu?'' sorusu üzerine, Çetnik selamının Hristiyanlıkta 'Baba, oğul, kutsal ruh' üçlemesini işaret ettiğini, bunu birkaç yerde yapmasının da kendisinin Çetnik olduğunu göstermediğini savundu. -''HOLLYWOOD'DAN TİKSİNİYORUM''- Büyük Ortadoğu Projesi ile ilgili bir soru üzerine ünlü yönetmen, ''Benim başımı belaya sokmayın'' diye espri yaptı. Dünyadaki dengesiz güç dağılımına ve MTV kuşağı denen oluşuma karşı olduğunu vurgulayan Kusturica, ''50-60'larda Amerikan rüyası yükselirken, bu dünya idealizminin parçasıyken Hollywood bunu yayıyordu. Fakat sonra bu Hollywood, bu idealist misyonu bırakıp bugün olduğu hale döndü. Bazı insanlar Hollywood'u sevebilir fakat ben Hollywood'dan tiksiniyorum'' dedi. ''Boşnak sinemacılarla ilişkiniz oldu mu?'' sorusu üzerine Kusturica, ünlü Bosnalı şair, yönetmen ve senaryo yazarı Abdullah Sidran ile görüştüğünü söyledi.  Kusturica'nın basın toplantısında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile ilgili kullandığı 'düşman' kelimesini Türkçe söylemesi dikkati çekti. Bu arada, Kusturica'nın basın toplantısı yaptığı Hillside Oteli'nin dışında, Türkiye Bosna Hersek Kültür dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu üyeleri de protesto gösterilerinde bulundular. -AKAYDIN'IN İKNA ÇABALARI SONUÇ VERMEDİ- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın, Emir Kusturica'yı ikna etme çabaları sonuç vermedi, Kusturica, Belgrad'a gitmek üzere Antalya'dan ayrıldı. Emir Kusturica'nın jüri üyeliğinden ayrıldığını açıklamasından sonra Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Kusturica'nın konakladığı Hillside Su Otel'deki odasına çıkarak, ikna etmeye çalıştı. Kusturica'yı ikna etmeyi başaramayan Akaydın, Kusturica'nın otelden ayrılmak üzere indiği otelin lobisinde de ikna çabalarını sürdürdü.  Kusturica'ya otomobiline kadar eşlik eden, ardından da sarılarak vedalaşan Akaydın, gazetecilerin sorusu üzerine, Emir Kusturica'nın kendisine, ''Bu davranışları ayıplıyorum. Tamamen politik bir tavırdır. Beni Bosna Savaşında söylemediklerim ve yapmadıklarım için suçluyorlar. Benim zaten duygularımı düşüncelerimi, felsefemi, yaptıklarımı, bugüne kadar yaptığım eserler, belli ediyor.. Etrafımda bu kadar korumayla gezmek beni rahatsız ediyor. Bu yüzden jüri üyeliğinden ve Antalya'dan ayrılıyorum'' dediğini aktardı. Bu arada Akaydın'ın, Kusturica'dan ''kışkırtmalar'' nedeniyle özür dilediği öğrenildi. Akaydın, Kusturica'yı uğurladıktan sonra, toplantı halindeki Uluslararası Film Yarışması'nın diğer jüri üyelerini ziyaret ederek, bilgilendirdi. Akaydın, İngilizce hitap ettiği jüri üyelerine, Kusturica'nın ayrılma kararı ile yaşananların ''politik kışkırtma'' olduğu görüşlerini yineledi. Akaydın, jüri üyelerini ziyaretinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, yaşananlar nedeniyle üzüntüsünü bir kez daha dile getirdi.