Akdeniz diyetinin faydaları yıllardır biliniyor. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, Milliyet gazetesinde yayımlanan yazısında (13.02.09), yapılan son araştırma sonuçlarına göre, Akdeniz diyetine günde 30 gram kuruyemiş ekleyerek metabolik sendromla daha kolay başa çıkılacağını söylüyor. Koçak’ın yazısı şöyle:
“Diyetler ülkelerarası kültür, etnik köken, din, ekonomi ve tarım ürünlerindeki farklılıklar kadar değişkenlik gösteriyor. Diyetler ülkenin inancından bile etkileniyor. Hatta aynı ülkenin içinde yöresel farklar bile çok başka özellikler getiriyor beslenme tipine. Ülkemizin güneydoğu bölümü özellikle Gaziantep ve çevresi kırmızı et ağırlıklı beslenirken, Ege Bölgesi daha çok balık ve sebze tüketiyor. Benzer şekilde Çin’in kuzey bölgeleri daha baharatlı yiyecekler, daha çok et ve buğday içeren diyetlere yönelirken, güney bölgeleri daha çok pirinç, yeşillik ve diğer sebzeleri tercih ediyor kuzeye göre, bu bölgedekiler daha az et içeren daha hafif diyetlerle besleniyorlar.
Tüm bu farklara rağmen dünya çapında önerilen ve bilimsel değerini yitirmeyen tek bir beslenme tipi var: Akdeniz diyeti...
Uzun senelerce geniş bir şekilde araştırılan ve sağlığa sayısız katkıları olan Akdeniz diyetinin faydaları saymakla bitmiyor. Çocuklarda astım ve alerji gibi kısmen daha önemsiz faydalardan muhtemelen hepsi arasında en önemli olan fayda yani daha uzun bir hayat faydasına kadar bu olumlu katkılar değişkenlik gösteriyor.
Sağlığa fazladan bir faydası var
İspanyol araştırmacılar bir araştırmada geleneksel Akdeniz diyetine kuruyemiş eklemenin sağlığa fazladan bir faydası olduğunu buldular. Bu fayda metabolik sendrom riski ile bağlantılıdır.
Predimed araştırması 55 ila 80 yaş arasında, yüksek kardiyovasküler hastalık riski taşıyan ve yüzde 61.4’ü metabolik sendrom kriterlerini karşılayan 1224 İspanyol’la yapılmış. Katılımcılar rastgele 3 ayrı gruba ayrılarak üç farklı diyet tipi uygulanmış.
1. diyet düşük - yağlı tavsiyelerden oluşurken
2. diyet haftada bir litre sızma zeytinyağı verilen Akdeniz diyeti
3. diyet ise 30 gram kuruyemiş verilen Akdeniz diyet grubu olarak seçilmiş.
Bu gruplardan hiçbirinde bir yılda kilo değişikliği görülmese de metabolik sendrom şikâyetleri düşük - yağlı diyet grubunda yüzde 2, sızma zeytinyağı grubunda yüzde 6.7, karışık yemiş grubunda ise yüzde 13.7 düşüş göstermiş.
Akdeniz diyeti ve kuruyemiş tüketen grupta bel çevresi geniş olan, yüksek tligliseridi veya yüksek tansiyonu olan katılımcı sayısı önemli ölçüde düşüş göstermiş. Bu bulgular diyetin bazı unsurlarının, özellikle kuruyemişlerin, metabolik sendromun bazı özellikleri üzerinde faydalı etkileri olabileceğini gösteriyor.
Akdeniz diyeti nedir?
Tüm dünyada yağı az (doymuş yağı), posası fazla, tuz oranı düşük olan tipik Akdeniz mutfağı sağlıklı beslenme olarak önerilmektedir. Bu beslenme şekli kırmızı ete az yer verir, balık, tahıl, sebze, meyve ve lif ağırlıklıdır, zeytinyağı en önemli besindir. Süt yoğurt ve peynir, protein kaynağı olarak balıkla birlikte yer alır. Bu beslenme tipi kalp damar hastalıkları ve kansere karşı koruyuculukla uzun ve kaliteli bir yaşamın anahtarıdır.
Metabolik sendrom
Metabolik sendrom, abdominal obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve glokuz intoleransı dahil olmak üzere hepsi tip 2 diyabetin yanı sıra koroner kalp hastalıkları ve damar duvarlarında plak birikmesiyle ilgili diğer hastalıklar için risk faktörü olan bir grup sağlık sorunu ile karakterizedir. Önemli göstergelerinden biri bel çevresinde yağlanma ve kalınlaşmadır. Türkiye Metabolik Sendrom Araştırma Grubu’nun (METSAR) yaptığı çalışmaya göre ülkemizde kentlerde metabolik sendrom sıklığı ortalama yüzde 33,8 olarak bulunmuştur. Bu verilere göre Türkiye’de 20 yaş üstü nüfusunu yaklaşık 1/3’ü metabolik sendromludur. Metabolik sendrom Amerika’da da gittikçe yaygınlaşmaktadır.
20-25 adet badem veya bir ceviz
Kuruyemişler yüksek miktarda zeytinyağına benzer doymamış yağın yanı sıra lif, potasyum, kalsiyum ve magnezyum gibi faydalı besinler içeriyor. Günde yaklaşık 20-25 adet badem veya fındık veya 6 tam ceviz yemeniz yeterlidir.”