Gündem

"Kurtulmuş’a seçimden önce tövbe istiğfar fırsatı vermeyen yer paralel merkezleri olmalı"

30 Mayıs 2019 09:38

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını da yapan Karar yazarı Akif Beki,  AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'un söylediği, "Seçimden sonra tövbe istiğfar edeceğiz" sözlerini değerlendirdi. Beki, "Her neresiyse paralel merkezleri, Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a seçimden önce tövbe istiğfar fırsatı vermeyen de orası olmalı" dedi. 

Kurtulmuş, Gençlik Kuruluşları Birliği tarafından Üsküdar’da düzenlenen sahur programında, Eksikleri, hataları söyleyenlere diyeceğiz ki biz de siyaseti biliyoruz, eksikleri hataları görüyoruz, önce 23 Haziran’ı geçelim, ondan sonra gerekirse siyasi bakımdan tövbe istiğfar ederek yanlışlarımızdan kurtulacağız ve yolumuza koşar adım devam edeceğiz. Ama kızgınlıkla, küskünlükle, kusura bakmayın hiç kimsenin de CHP’nin adayını oraya getirip oturtturmak gibi bir lüksü olamaz" demişti.

Beki, Kurtulmuş'un sözlerini de değerlendirdiği, "İnanmıyorsa ‘bir bilen’e sorsun karalamacılar" yazısının devamında şunları kaydetti: 

Her neresiyse paralel merkezleri, Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a seçimden önce tövbe istiğfar fırsatı vermeyen de orası olmalı.  

Baksanıza; “Eksikleri, hataları söyleyenlere diyeceğiz ki biz de hataları görüyoruz, ama önce 23 Haziran’ı geçelim, ondan sonra siyasi bakımdan gerekirse tövbe istiğfar ederek yanlışlarımızdan kurtulacağız. Kızgınlıkla, küskünlükle kusura bakmayın da kimsenin CHP adayını oraya getirip oturtmak gibi bir lüksü olamaz” demeye mecbur kalıyor. 

“Tekrar söylüyorum, küskün kırgın seçmenlerimizin hesap soracağı yer sandık değil. Bütün bu yanlışlıkları giderebilecek iradeye sahip olduğumuzun bilinmesini istiyorum” diyerek, fikri takipte ısrar da ediyor bilahare.  

‘Madem hataları görüyor, nasıl düzelteceğinizi biliyorsunuz, ne duruyorsunuz, elinizi tutan ne, hadi önce sırası değildi, 31 Mart’ta ders aldıktan sonra niye düzeltmediniz, ya köprüyü geçtikten sonra tövbeye yine gerek görmezseniz, söz bile veremiyorsunuz, verseniz dahi yan çizmeyip tutacağınız ne malum, ya yine atlatırsanız’ şeklindeki güven bunalımlarını da görüyor ve düzeltmeyi düşünüyorlar mıdır?  

Dere geçerken at değiştirilmezdi, şimdi bir de seçime giderken yanlışların düzeltilemeyeceğini öğrenmiş bulunuyoruz. Olan olduktan, iş işten geçtikten, tövbe kapısı kapandıktan sonra ‘para nelere kadir, yeşili talan ettiler, sahiller yağmalandı, şehre ihanet etti müteahhitler’ diye tövbe istiğfar ile hatadan dönmek bile kaybı geri getiriyor, zararı telafi edebiliyor hala demek ki.  

Sırası şimdi değilse ne zaman peki, bilene aşk olsun. 

Seçenlerin seçtiklerinden hesap soracağı yer de sandık değilmiş zaten, ara ki adresini bulasın. 

Hem yeri ve sırası geldi diyelim, ‘işi bilecek ama işe gitmeyeceksin’ felsefesi böyle alenen savunulup kabul görüyorsa... Bocalamak, yalpalamak varken el atmaya hangi enayi gider!