Gündem

Kürtçe konuşan yaşlı adama saldırı dosyası kapatıldı

Sürecin takipçisi olan İHD yaptığı açıklamada, “Soruşturmanın selametine gölge düşmüştür” dedi

20 Ekim 2019 14:18

Çanakkale’de 15 Ekim'de ÇOMÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesinde göz ameliyatı olan eşinin refakatinde bulunan Ekrem Yaşlı, başka bir hastanın refakatçisi tarafından darp edildi. Soda şişesiyle kafasına vurularak yaralanan Yaşlı, tüm ifadelerinde, gazetecilere yaptığı açıklamalarında “Eşimle Kürtçe konuştuğum için bana saldırdı” demesine rağmen, dosya kapatıldı. “Soyut iddialara somut deliller bulanamadı” denilerek kapatılan dosyayla ilgili İHD, “Soruşturmanın selametine gölge düşmüştür” değerlendirmesinde bulundu.

Evrensel'den Seçkin Sağlam'ın haberine göre Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesinde 15 Ekim günü yaşanan saldırıda bir kişi yaralanmıştı. Saldırıya uğrayan Ekrem Yaşlı, eşi Bedriye Yaşlı ile “Kürtçe konuştuğu” için saldırıya uğradığını ifade etti. Olay o gece hem sosyal medyada hem de çeşitli basın organlarında yer bulurken, daha soruşturma dosyası bile hazırlanmadan, ÇOMÜ Hastanesinden açıklama yapıldı, ardından Çanakkale Valiliği’nden ve son olarak da Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan açıklamalar peşi sıra geldi. Ekrem Yaşlı’nın ifadesinin aksine “Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğramadı” denildi.

"Hastaneden apar topar taburcu edildiklerini belirttiler"

İHD Çanakkale Şubesi, süreç ile ilgili açıklamada bulundu. Açıklamada, “15.10.2019 tarihinde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma Hastanesinde yaşanan Ekrem Yaşlı’ya yönelik fiziki saldırı ve yaralama vakasıyla ilgili, Derneğimize yapılan başvuru sonucunda sürece tarafımızca dâhil olunmuştur. Başvurucunun talebi üzerine, Emniyet’teki ifade işlemine de katıldık. Başvurucu 74 yaşındaki Ekrem Yaşlı ile 71 yaşındaki eşi Bedriye Yaşlı’nın söz konusu saldırıya ilişkin başından beri ısrarlı ve birbiriyle tutarlı ifadelerinde, kendi aralarında anadilleri olan Kürtçe dilinde konuşmaları üzerine saldırganın kendilerine sözlü olarak sataşmaya başladığı ve bu sözlü sataşmanın fiziki saldırıya döndüğü yönünde olmuştur.  Yine mağdurlar, müşahedenin devam etmesi gerekmesine rağmen, güvenliklerini sağlayamayan hastane tarafından, saldırı sonrası apar topar hastaneden taburcu edildikleri ve kendilerine ‘herhangi bir komplikasyon olması ihtimaline karşı Çanakkale Merkez ilçeden ayrılmamalarının’ söylendiğini belirtmişlerdir” denildi.

"Avukatın dosyaya erişimi engellendi"

İHD açıklamasında, avukatın dosyaya erişiminin engellendiği ifade edilerek, “17.10.2019 tarihinde tarafımıza ulaştırılan vekâletname ile dosyada inceleme yapmak ve delil toplanması taleplerimizi sunmak üzere tarafımızca yapılan başvuruda, dosyanın tamamlanmamış olması gerekçe gösterilerek dosyaya avukat erişimi engellenmiş ancak her nasılsa aynı gün Çanakkale Cumhuriyet Savcılığı tarafından, saldırganın cezai ehliyetinin olmaması gerekçe gösterilerek dosya takipsizlikle sonuçlandırılmıştır” denildi.

"Dosya, mağdurlardan kaçırıldı"

Açıklamada, soruşturmanın selametine gölge düşürüldüğü de ifade edilerek, “Defalarca beyan ve demeçlerinde anadillerinde konuştukları için saldırıya uğradıklarını iddia eden 74 ve 71 yaşlarındaki iki insan, bu iddiaların araştırılması ve gerçeğin ortaya çıkarılması için seferber olması gereken kurumlar tarafından adeta yalancı ilan edilmiş ve yine soruşturma henüz yeni başlamışken, başvurucuların iddialarını örtbas etmeye, hatta bağımsız yargıyı etkilemeye yönelik açıklamalar yapılmış, soruşturma dosyası adeta mağdurlardan kaçırılarak ne yazık ki soruşturmanın selametine gölge düşürmüştür” denildi.

Hukuki sürecin takipçisi olacaklarını ifade eden İHD açıklaması, “İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi olarak belirtmek isteriz ki; toplumumuzdaki etnik farklılıklar nedeniyle yaşanan fiziki saldırıların gittikçe artıyor olması endişe vericidir. Bu sürecin önüne geçilmesinin yolu, bu yöndeki iddia ve şikâyetleri örtbas etmeye çalışmak değil, toplumsal barışı önceleyen politikaların ön plana çıkarılması; nefret ve ayrımcılık dilinin terk edilerek, kutuplaştırıcı politikalara bir son verilmesidir. Konuyla ilgili hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız” ifadeleri ile son buldu.