Uluslararası Hayvan Refahı Organizasyonu (Internation Animal Welfare Organization) adına kesim yerlerini incelemek üzere Türkiye’ye gelen Christine Hafner, "Kurban kesimine karşı değiliz. Madem ki bir iyilik ediliyor, hiç olmazsa fakirlere sağlıklı et verilsin. İnsanlar acı çeke çeke kesilen, hijyenik olmayan ortamlarda parçalanıp dağıtılan etleri yemesin" dedi.
10 yıl önce vejetaryen olduHayvan Melekleri (Animal Angels) üyesi dört kişilik heyetin başkanı Christine Hafner’ın yaşamı, 10 yıl önce televizyonda izlediği bir belgeselle değişti. Münih’te iki kedisiyle yaşayan 35 yaşındaki Hafner, hayvanların taşınması sırasında çektiği acıları gördüğü gün, yaşamını hayvan haklarına adamaya karar verdi. Aynı gün vejetaryen oldu. Hafner, 10 yıldır süt, yoğurt, peynir gibi hayvansal ürünleri de elden geldiğince az kullanıyor. Münih Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi alan Hafner, evinde bir çok hayvan beslemek istiyor ama çok gezdiği için bunu yapamıyor.
Uzmanlık alanı hayvanların taşınmasıAnimal Angels’ta kaç hayvanın yaşamını kurtardığını bilmediğini belirten Christine Hafner, bunun sevincini hiç bir şeyle kıyaslayamayacağını söylüyor. Hafner, çalışma sistemlerini şöyle özetliyor: "Diyelim ki İspanya-İtalya güzergáhında bir hayvan usullere aykırı taşınıyor. Haber aldığımızda, bunu kameralarla görüntüleyip belgeliyoruz ve AB yasalarınca cezalandırılmalarını sağlıyoruz. Benim asıl alanım hayvanların taşınmaları sırasında karşılaştıkları eziyetler. AB yasalarına göre bir hayvanın bir yere taşınırken ne özelliklerde kamyona konulacağı, konulduğu yerin kaç metrekare olacağı, otomatik su sisteminin olup olmayışı, havalandırması, beslenme şekli tamamiyle belirlenmiştir. Bizler bunun takipçisiyiz."
Türkiye kana boğuldu!Bıçakla üzerine yürüdülerHayvanlara yönelik davranışları yerinde izlemek için dünyanın dört bir yanını gezen Christine Hafner’in İstanbul izlenimleri pek hoş değil. Önceki gün, Yenisahra’da apartman önünde ve bahçelerde kurban kesenleri görüntülerken uğradıkları saldırı da izlenimlerinin en kötüsü olsa gerek. Eli bıçaklı adamların üzerlerine doğru gelmesinden korktuğunu anlatan Hafner, "Sizin ülkenizde başka sivil toplum kuruluşları böyle çekimler yapabilir mi?" sorusuna, "Bizde, sizdeki gibi kurban kesimleri yok. Mezbahalara elbette özel izinle girilir ama sokakta herkes çekim yapabilir, basın olarak siz de Almanya’da çekim yapabilirsiniz" diyor.
Boğa güreşine karşı Okmeydanı’nda incelemelerine itirazda bulunan Almanya’dan emekli işçi Bekir Cılız’ın, "Siz İspanya’daki boğa güreşleri katliamına bakın" sözlerine ise Hafner, şu sözlerle yanıt veriyor: "İspanya’daki boğa güreşlerine de karşıyız. Bu konuda çalışmalarımız var. Ancak İslami anlamda kurban kesimine karşı değiliz, sadece hayvanlara zulmedilmesine karşıyız. Ancak madem ki bir iyilik ediliyor, hiç olmazsa fakirlere sağlıklı et verilsin. İnsanlar acı çeke çeke kesilen, hijyenik olmayan ortamlarda parçalanıp dağıtılan etleri yemesin."
Dün de sokaklardaydı İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere’nin eşliğindeki Hafner ve ekibi dün de İstanbul sokaklarındaydı. Heyet, Bayrampaşa’daki modern kesim merkezini beğendi. Ancak burada kesilecek hayvan yoktu. Tesis yetkilisinin, "Burada büyükbaş hayvan kesiliyor. Dört bantta otomatik olarak 680 kesim yaptık" dedi. Hafner, tesisin sokak kesimleriyle kıyaslanamayacağını belirterek, havyanların yerde kesildikten sonra askıya alınması gerektiğini hatırlattı. Askıda iken kesimin yanlış olduğunu vurgulayan Christine Hafner, "Bu merkezde güzel çalışmalar var. Bunu da raporuma koyacağım. Ancak raporum tamamı, büyük ölçüde olumsuz olacak" dedi.