Doç.Dr.Murat Batı*
İslam inancı gereği varlıklı Müslümanlar, ihtiyaç sahibi olanlara belli miktarlarda ayni ya da nakdi yardımlarda bulunabilmektedirler. Bu yardımlar dini bayramlarda daha sık görülmektedir. Dini bayramlardan olan Kurban Bayramı’nda bazı kimseler kurban ibadeti adına kurban kesebilmektedirler. Ancak bazen de kurban kesmek yerine ibadete ayırdığı bu tutarı kurumlara, dini yapılara ya da doğrudan ihtiyaç sahiplerine verebilmektedirler. İşte bu noktada; bazı durumlarda bazı kimselere yapılan parasal bağışlar ya da kurumlara, ihtiyaç sahiplerine dağıtılması amacıyla yapılan parasal bağış ve yardımların veraset ve intikal vergisine tabi olması gerekmektedir. “Bağışın vergisi mi olur hocam hiç?” dediğinizi duyar gibiyim. Cevabını hiç uzatmayan vereyim. Evet, vergisi var. 2019 yılı için tek seferde yapılan 5760 TL’lik bağış, kurban yardımı, yardım, sadaka, zekat vs. hangi amaçla olursa olsun vergiye tabi olmaktadır.
Nedir bu veraset ve intikal vergisi?
Servet temelli olan bu vergi karşılıksız (ivazsız) intikallerin vergilendirilmesi amacını taşır. Miras, şans oyunları, milli piyango, çekiliş, bağış, sadaka vs. gibi her türlü karşılıksız intikaller bu verginin konusuna girer. Bu şekilde edinilen karşılıksız intikallerden biri olan miras durumunda mirası alan, yarışma (kim bir milyon ister gibi), şans oyunları, çekiliş gibi durumlarda çekiliş ya da yarışmayı düzenleyen, bağış sadaka zekat gibi durumlarda ise bağışı, sadakayı, zekatı alan siz, vergi dairesine gidip vergisini ödemek zorundasınız. Aksi takdirde cezası; yarışmalarda yarışmayı yapana, çekilişlerde çekilişi yapana bağışlarda ise bağışı alana kesilir.
Konumuz gereği bağışlara bakalım bu yazıda. Herhangi bir şahsın para da dâhil olmak üzere herhangi bir varlığını karşılıksız (ivazsız) olarak bir başkasına vermesi, hediye etmesi, bağışlaması hallerinde İntikal Vergisi söz konusu olmaktadır. Bağışlarda, bağış yapılan kişi bağışı aldığı tarihten itibaren 1 ay içinde durumu vergi dairesine bildirmek zorunda. Vergi dairesi bu tutardan 2019 yılı için 5.760 TL istisna tutarını düştükten sonra kalan tutarı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 16’ncı maddesinde yer alan tarifenin ikinci sütununa göre hesaplar ve kişiye tebliğ eder. Bu kişi aynı süre içinde hesaplanan bu vergiyi tek seferde ödemek zorundadır.
Bireylere banka vs kanalıyla yapılan bağışların durumu
Bazı kimseler çeşitli amaçlarla ya da dini vecibelerini yerine getirmek adına ihtiyaç sahiplerine nakdi ya da ayni yardımlar yapmaktadırlar. Buna göre ihtiyaç sahibi kişiye hangi amaçla olursa olsun (dini, siyasi vs) tek seferde yapılan bu parasal yardım 2019 yılı için 5760 TL’yi aşıyorsa veraset ve intikal vergisine tabi olacaktır. Ancak bu tutar 2019 yılı için 5760 TL’yi aşmıyorsa vergiye tabi değildir.
Sol elin verdiği yardımı banka görmesin
Uygulamada bu bağışlar, yardımlar genelde elden verilmektedir. Bu nedenle de Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bunu ispatlaması çok zor olduğundan konuyla ilgili pek bir işlem de yapılmamaktadır. Ancak bu parasal aktarım banka kanalı gibi ispatı güçlü bir sistem üzerinden yapılırsa ve bağışı alan da izaha çağrılır bunun bir bağış vs. olduğunu söylerse ya da bu karşılıksız intikali vergi dairesi ispatlarsa, vergi idaresinin bunu veraset ve İntikal Vergisine tabi tutup, işlem yapmaktan başka da bir şansı da bulunmamaktadır. Yani işin özü bu bağış banka vs. kanalıyla açıklamada da sadaka, bağış vs. yazıyorsa ve bu tutar 2019 yılı için 5760 TL’yi aşıyorsa aşan kısmın ortalama %10 kadar vergi ödenmesi gerekmektedir. Vergi dairesine gitmez ve dolayısıyla da ödemezseniz hem ceza hem de geciktirdiğiniz için her ay için aylık yüzde 2,5 gecikme faiziyle ödemeniz gerekecektir. Bağışla sevinip, vergiyle zora girmeyiniz. Aman dikkat...
Aracılar kanalıyla yapılan bağışlarda vergisel durum nasıldır?
Bazı yardımlar, aracı kurumlar vasıtasıyla da yapılmaktadır. X yardım kurumu, Y insani kurumu gibi isimler adı altında bağış toplanmakta ve bu yardım ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaktadır. Buraya kadar hiçbir sorun yok gibi görünüyor. Bizce de vergi dışında hiçbir sorun yok hatta bu tür faaliyetlerin çoğalması insani olarak önem de taşımaktadır. Yapılan bağışları alan kurumlar bu bağışları ihtiyaç sahiplerine dağıtmaktadır. Burada, bu kurumlara bir “aracı” görev yüklenmektedir.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 3’üncü maddesinin (a) fıkrasında; amme idareleri, emekli ve yardım sandıkları, sosyal sigorta kurumları, umumi menfaate hadim cemiyetler, siyasi partiler ve bunlara ait olan veya bunların aralarında kurdukları teşekküllerden kurumlar vergisine tabi olmayanlar; (b) bendinde de yukarıdaki fıkrada sayılanlar dışında kalan hükmü şahıslara ait olup, umumun istifadesi için ilim, araştırma, kültür, sanat, sıhhat, eğitim, din, hayır, imar, spor gibi maksatlarla kurulan teşekküller; veraset ve intikal vergisinden muaf tutulmuştur. Yani kanunun bu maddesinde sayılan bu kurumlara yapılan bağışlar vergi dışındadır. Bu kurumlar dışındaki vakıf, dernek, kurum ve kuruluşlara yapılan bağışlar vergiye tabiidir. Kurumların da elde ettikleri bu bağışın vergisini ödemeleri gerekmektedir.
Buna göre bu kurumlara yapılan her bir bağış, ayrı ayrı değerlendirilip 2019 yılı için her bir bağışın ayrı ayrı 5.760 TL’yi aşan kısımlarına Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 17’nci maddesi uyarınca tasdikname arayarak ya da stopaj yapmak suretiyle muhtaç sahibine ulaştırılmaları gerekmektedir. Yani istisna haddini aşan bu tutarın, vergilendirilmesi gerekmektedir. Ancak bu hayır kampanyalarında da vergi hiç yokmuş gibi davranılmaktadır. Ne ilginçtir ki Hazine ve Maliye Bakanlığı da yokmuş gibi davranmaktadır. İlginç bir durum bu velhasılıkelam.
Maliye Bakanlığı bu durumda nasıl bir işlem yapıyor?
Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 3’üncü maddesinde muaf olan kurumlar ve yine aynı Kanun’un 4’üncü maddesinde ise istisna edilen intikaller sayılmıştır. Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun, istisnalarla ilgili 4’üncü maddesinin (ç) bendine göre, “Bilumum sadakalar” vergiden istisna edilmiştir. Ancak bu düzenleme sadakadan, yardımdan ya da bağıştan hiç vergi alınmayacak anlamı taşımamaktadır. Çünkü Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun, 4’üncü maddesinin (d) bendinde ise istisna edilecek ivazsız intikallere bir üst sınır konulmuş olup (2019 yılı için 5760 TL) bu maktu tutarı aşan her türlü karşılıksız intikallerin vergilendirilmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı ise çoğu zaman bu durumu dini değerlerle yapıldığını düşündüğünden sanırım pek işlem yapmamakta ve görmezden gelmektedir. Ama siz siz olun bana çıkmaz demeyip, size 2019 yılı içinde 5760 TL’nin üstünde bu tarz bir yardım ve özellikle banka gibi ispatı güçlü bir kurum vasıtasıyla yapıldıysa 1 ay içinde vergi dairesine gidip işlemlerinizi başlatıp verginizi ödeyin. Benden uyarması.
* Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi, Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı