Kültür-Sanat

Kültür Bakanı: AKM 2019'da açılacak

"Bunlar heykel diye yüzüne bakmamışız"

27 Eylül 2017 10:51

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş,  İstanbul Taksim'de 29 Mayıs 1946 yılında yapılan ve 2008'den bu yana tadilatta olan Atatürk Kültür Merkezi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasının 2019'da açılacağını söyledi.

Kurtulmuş, sözlerinin devamında şunları kaydetti:

"Topkapı Sarayı’nın etrafında bir para müzesi kurulması düşüncemiz var. Çok ciddi bir müze eksiğimiz var. Şu anda Topkapı Sarayı’nın mahzenlerinde olanlar, bizim sergilediklerimizden 10 kat daha fazla. Fuat Sezgin Kütüphanesi bitiyor. Orada da Almanlarla sıkıntı yaşıyoruz. Bırakmıyorlar. O da yolunda gidiyor."

Antalya’da kültür sanat muhabirleriyle bir araya gelen Kurtulmuş’un açıklamaları şöyle:

Elyazmalarını kese kâğıdı olarak kullanmışız:

Zengin bir kültür mirasımız var. Kültür Bakanı olduktan sonra, işin içine girdikten sonra, her gün yeni bir şey öğreniyorum. Burada temel öğe kültürel zenginliğimizin kamuoyunda farkındalığını oluşturmak. Binlerce yıla dayalı zenginliğimiz var. Süleymaniye, çok zengin bir kütüphane. Ama biz uzun bir süre elyazması kitapların kese kâğıdı olarak kullanıldığı bir ülkenin çocuklarıyız. Türkiye’de Türk sanat musikisi, 1936-1938’de iki yıl TRT’nin radyosundan yayımlanması yasaklanmış.

Bunlar heykel diye yüzüne bakmamışız:

Anadolu’dan, buralardan, bunlar neden gitti? Bunların yüzüne bile bakmamız. “Bunlar heykel, bunlar bilmem ne” diye uğraşmışız. İstanbul’un göbeğindeki mezar taşlarının yeni yeni farkına varıyoruz. Her biri kültür hazinesi olan mezar taşları. Maalesef biz, 100-150 yıldır kültürel mirasımızın bir şekilde farkında olmamışız. Bir kısmını reddetmişiz, bir kısmını önemsememişiz, bir kısmını bize ait görmemişiz. Şimdi bunların hepsini yeniden toparlama zamanı. Onun için önce kültürel zenginliğin ortaya konulabilmesi için zihinsel bir geçiş yapmamız lazım. Tabiri caizse devrim yapmamız lazım. Bu topraklara ait olan her şey bize aittir. Biz bunu milli kültürümüzün bir parçası olarak görmemiz gerekiyor. İnsanların zihinlerini değiştirmek en zor şey. Bu dediğim kolay değil. Binaları yaparsın, müzeleri yaparsın, falan filan da...

Binde beş pay alıyoruz:

Bir başka meselemiz de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçeden aldığı pay. Binde 5 pay alıyoruz. Bu da ne kadar kültüre önem verdiğimizi gösteriyor. Burada da bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Ama iyi yolda gidiyoruz. Cumhurbaşkanımızın “Her şeyi yaptık ama kültür alanında zayıf kaldık” itirafı bir yerde de bütçeyi artırmanın işareti olabilir. Bir de başlıyoruz projeye, onlarca yıl sürüyor. Artık başlayıp, bitirmek lazım.

Kitap vadisi gibi olacak:

Çok güzel projelerimiz var. Rami Kışlası’nın birinci bölümü bitti. İkinci ve üçüncü bölümünün ihalesi yapılacak. Orası 8 milyon kitaplık büyük bir kütüphane olacak. Kitap vadisi gibi olacak. Kitaba ait ne varsa inşallah oraya getireceğiz. Birkaç yıl içerisinde tamamlamayı ümit ediyoruz.

Para müzesi kurulacak:

Topkapı Sarayı’nın etrafında bir para müzesi kurulması düşüncemiz var. Çok ciddi bir müze eksiğimiz var. Şu anda Topkapı Sarayı’nın mahzenlerinde olanlar, bizim sergilediklerimizden 10 kat daha fazla. Fuat Sezgin Kütüphanesi bitiyor. Orada da Almanlarla sıkıntı yaşıyoruz. Bırakmıyorlar. O da yolunda gidiyor.

Kültür adasına dönüştüreceğiz:

Fransız Hapishanesi, (Bakanlığın 4 ay boyunca yürütülen protokol kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden devraldığı tarihi hapishane) aslında en büyük proje şu anda fikir aşamasında, Topkapı Sarayı’nın olduğu tarihi yarımada da sahil köşkleri var. Sepetçiler Kasrı var. Bir tanesi kalmış, Sepetçiler Kasrı, diğerleri yıkılmış. Çatladıkapı’dan başlayıp Sirkeci’ye, Gar’a kadar olan bölge büyük bir bölge. Bu belki 20 yıl 30 yılda bitecek bir proje. Böyle bir projeyi başlatabilirsek İstanbul’a en büyük değeri katmış oluruz. Orada trafiği yeraltına kaldırıp, orayı bir büyük tarihi alan haline dönüştürmemiz lazım. O köşklerin hepsini yeniden ihya etmek lazım. Fransız Hapishanesi o yüzden önemli. Oradan başlayarak bu tarafa gelecek. Muazzam bir alan. Fuat Sezgin Kütüphanesi’nin olduğu tarafta da birkaç müze olabilecek alan var. O ada bir kültür adasına dönüşebilir. Bunu yaparsak çok büyük bir değer katmış oluruz.