Suriyeli mültecilerin Türkiye vatandaşlığı verilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı koordinasyonunda çalışma başlatıldığı belirtildi. Almanya, Hollanda ve Kanada gibi ülkelerdeki modellerin masada olduğu, iki önerinin ön plana çıktığı öğrenildi. Buna göre, vatandaşlığa doktor, mühendis, mimar gibi meslek gruplarıyla, ara teknik elemanlar ve yatırım yapabilecek kadar parasal birikimi olan Suriyeli mülteciler alınacak ya da yelpaze daha geniş tutulacak. Kulislerden edinilen bilgilere göre, 20 yaşını doldurmuş erkekler, askerlikle yükümlü olacak ve vatandaşlık kazananlara seçme ve seçilme hakkı da tanınacak.
Karar'dan Erol Metin'in kulis haberi şöyle:
Yaklaşık 6 yıldır Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi konusunda somut adımlar atılıyor. Savaş mağdurlarının Türk vatandaşlığını elde etmelerine ilişkin çalışmalar başlatıldı. Karar’ın İçişleri Bakanlığı kaynaklarından aldığı bilgiye göre, konunun şu an teknik boyutları üzerinde duruluyor. Başta Almanya, Hollanda ve Kanada olmak üzere Batı ülkelerindeki örnekler incelemeye alındı.
Sığınmacı statüsü kazanan Suriyelilerin vatandaşlık durumuyla ilgili yapılan istişare toplantılarında ise iki farklı görüş ön plana çıktı. Önerilerden biri, vatandaşlığa kabulün doktor, mühendis, mimar gibi meslek gruplarıyla, ara teknik elemanlar ve yatırım yapabilecek kadar parasal birikimi olanlarla sınırlı tutulması yönünde. Diğer öneri ise yelpazenin daha geniş tutulması gerektiği şeklinde. Vatandaşlığa geçen Suriyeli mülteciler, Türk vatandaşlarına tanınan tüm haklardan yararlanabilecek. Buna göre Suriyeliler, giriş koşullarını taşıdıkları takdirde istedikleri sektörde çalışabilecek, mülk edinebilecek, eğitim ve sağlık hizmetinden kolayca faydalanabilecek. 20 yaşını doldurmuş erkekler, askerlikle yükümlü olacak. Vatandaşlık kazananlara seçme ve seçilme hakkı da tanınacak.
Türkiye’nin incelediği Batı ülkelerinde sığınmacılara vatandaşlık verilirken belli kriterlere dikkat ediliyor. Eğitim, dil, iş tecrübesi, güvenlik soruşturmasına takılmama gibi kıstaslar ön planda tutuluyor. Almanya’da göçmenlerin vatandaşlığa geçişlerini düzenleyen birden fazla yasa bulunuyor. Almanya’ya geliş nedeni, oturma süresi veya oturma izni statüsü gibi kıstaslar, bir yabancının Alman vatandaşlığına geçişinde hangi yasadan yararlanabileceğinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor. Mülteciler takdir yoluyla Alman vatandaşlığını kazanabiliyor. Herhangi bir nedenle yabancılar yasasının kolaylaştırılmış vatandaşlık hükümlerinden yararlanamayan bir göçmen, belli koşulları yerine getirmesi halinde vatandaşlık yasasının 8. maddesine göre Alman vatandaşlığına geçebiliyor. Siyasi iltica başvurusu kabul edilenler ve Alman devletinin koruması altında olanlar için 6 yıl oturum şartı aranıyor. Almanya’nın çıkarlarının gerektirdiği hallerde ise en az 3 yıllık oturum şartına bakılıyor. Vatandaşlık başvurusu yapıldığında, oturma iznine veya yerleşim iznine sahip olunması gerekiyor. Almanya’nın kabul edileceği mültecilerin sabıkasız olması, yeterli düzeyde Almanca bilmesi, anayasal düzene bağlılık belgesini imzalaması gerekiyor.
Hollanda da sığınmacıların tercih ettiği ülkelerin başın. Burada vatandaşlığa geçiş süresi 7 yıl olarak düzenleniyor. Yeterli düzeyde Flemengce bilinmesi, herhangi bir suça bulaşmamış olması vatandaşlık hakkı tanınmasında dikkat edilen hususlar arasında yer alıyor. Kanada’da ise göçmenler, en az 3 yıl yaşadıktan sonra vatandaşlık için başvurabiliyor. Üniverversite mezunları, finans, bilişim, mühendislik ve tıp uzmanları, Fransızca veya İngilizce’yi çok iyi derecede bilenler, Kanada kültürüne uyum sağlayabileceğine kanaat getirilenler, vatandaşlık konusunda öncelik sahibi oluyor.
Türkiye'ye uyum kursu
2011’de başlayan Suriye iç savaşı sonrası Türkiye’ye sığınan yaklaşık 3 milyon Suriyeli göçmene bombaların yaralaranı silmek için her alanda destek sunuldu. Başta çocuklar olmak üzere binlerce mazlumun ruhundaki psikolojik yaralar da unutulmadı, sosyal hayata katılmaları için çeşitli programlar hayata geçirildi.
Gaziantep’te de geçen yıl hizmete açılan Ensar Toplum Merkezi’nde sığınmacılara eğitimden sağlığa, konaklamadan evliliğe kadar hemen her alanda ücretsiz danışmanlık hizmeti veriliyor. Merkezdeki kurslar ve konferanslarla Türk ve Suriyelilerin kaynaşması sağlanıyor. Şu ana kadar 2 bini aşkın sığınmacıya hizmet verilen merkezde 650 çocuğa da Türkçe, Arapça, Kur’an-ı Kerim, matematik, İngilizce ve resim, 200 İmam Hatip öğrencisi Türk çocuğuna da Kur’an-ı Kerim ve Arapça dersleri veriliyor. Bu sayede Suriyeli çocukların, Türk çocuklarıyla vakit geçirerek adaptasyonu sağlanıyor.