Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) darbe girişimiyle ilgili olarak yayınladığı açıklamada "Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Ankara’da Akıncı Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın Öztürk’ü arayarak kendisine 4’üncü Ana Jet Üssü Akıncı'dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle Akıncı’ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir" ifadesinin yer almasının hükümet kanadında rahatsızlıklara yol açtığını öne sürdü.
Serpil Çevikcan'ın, "Erdoğan’ın liderliği" başlığıyla yayımlanan (22 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
Ankara, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından olağanüstü bir dönemden geçiyor.
Yaşanan şokun ve “ne oluyor” sorusunun sorulduğu birkaç saatin ardından, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, vatandaşı demokrasiye sahip çıkmak için meydanlara davet ettiği andan itibaren başlayan toparlanma süreci yine Cumhurbaşkanı’nın aldığı seri kararlarla yeni bir evrede.
Erdoğan’ın durumun stabil hale gelmesinin ardından Ankara’ya geçmesi ve hemen Milli Güvenlik Kurulu ile Bakanlar Kurulu’nun toplanması talimatını vermesi, toplantılarda alınan kararı kameraların önüne geçerek bizzat açıklaması, bu açıklamalar öncesinde bir yandan dış basına, diğer yandan meydanlara darbecilerle mücadele kararlılığını ulaştırması başkentte moralleri yükseltti.
Erdoğan’ın, olağanüstü hal ilanına ilişkin kararı açıklarken kullandığı ifadeler, demokrasiden geri adım atılmayacağı yolundaki yoğun vurgular, hukuk içinde kalarak, hataları minimize ederek ilerleme niyetinin göstergeleri.
Dün, önce Çankaya Köşkü’nde, ardından Meclis’te sürdürdüğümüz gazetecilik mesaisinde de yukarıda özetlemeye çalıştığım havaya tanık oldum.
Kurtulmuş’un vurgusu
Dün öğle saatlerinde Çankaya Köşkü’nde bir araya geldiğimiz Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, önümüzdeki haftaların yol haritasını anlattı.
OHAL uygulamasını en fazla 1,5 ayda sonlardırmak istediklerini, vatandaşların günlük hayatının etkilenmeyeceğini, temel hak ve özgürlüklerden geri adım atılmayacağını söyledi.
Kurtulmuş’un önemli açıklamalarını haber sayfalarımızda bulacaksınız ancak darbe girişimi konusundaki istihbarat boşluğuna ilişkin soruları yanıtlarken yaptığı kurumsal zaafiyet vurgusunun ve “Bu yapısal eksiklikleri cesaretle ortadan kaldıracak ve Türk milletinin yapısını tamamıyla sivil iradenin kontrolü altına alacak değişikliklerin olması zaruridir. Asker-sivil ilişkileri, buradaki mekanizmaların yeniden gözden geçirilmesi, ilgili askeri birimlerin sivil otoritenin kontrolünde olması gibi bir çok alanda yeniden ne varsa ortaya koyacağız” sözlerinin altını çizmek gerekiyor.
Gündem enişteydi
Çankaya Köşkü’nün ardından, OHAL kararına ilişkin Başbakanlık tezkeresinin görüşmelerinin yapıldığı TBMM’ye geçtik.
İktidar kulisi de olağanüstü hareketli günlerinden birini yaşıyordu.
Darbe girişimi gecesi, en sıcak saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın etrafı AK Partili vekillerce adeta sarılmıştı. Albayrak’a, “geçmiş olsun” deyip, “nasılsınız?” diye sordum. Yüzü gülüyordu, “süper” yanıtını verdi.
İktidar kulisindeki sohbetlerin iki gündem maddesi, OHAL uygulamalarının neler olacağı ve Cumhur-başkanı’nın darbe girişimini eniştesinden öğrendiğine ilişkin sözlerinin yarattığı tartışmaydı.
Vekiller ve bürokratlar arasındaki sohbetler, darbe girişiminden neden haberder olunamadığından daha çok Cumhurbaşkanı’nın neden zamanında uyarılmadığı ve darbe girişiminin olası artçı sarsıntıları konusuna odaklanmıştı.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun temaslarıyla da hareketlenen Parlamento’nun Başbakanlık katında da yoğun bir trafik vardı.
Akın Öztürk rahatsızlığı
Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi yerle bir olan Başbakanlık makamı yerine zorunlu olarak AK Parti Grup ofisinde çalışmalarını sürdürdü.
Bu arada, Meclis’te tezkere görüşmeleri sürerken, Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan dünkü detaylı açıklamanın da Başbakanlık katında bir hareketlenmeye yol açtığını not edeyim.
Genelkurmay Başkanlığı, darbenin bir numaralı ismi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Yüksek Askeri Şura üyesi Orgeneral Akın Öztürk’ün ismini geçirdiği açıklamasında, “Hava Kuvvetleri Komutanı, Ankara’da Akıncı Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın Öztürk’ü arayarak kendisine 4’üncü Ana Jet Üssü Akıncı’dan kalkan uçakların yasadışı olduğunu, ivedilikle üsse giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir” bilgisini duyurmuştu.
Soru işaretleri yaratan bu ifadeler de iktidar kulislerinin dünkü gündem maddelerinden biriydi.
Başbakanlığın, Genelkurmay Başkanlığı’nın, soruşturması devam eden, tutuklanmış bir ismi zikrederek açıklama yapmasını doğru bulmadığı bilgisini paylaşmalıyım.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılmadığı OHAL oylamasında sonuç beklendiği gibi çıktı.
Önceki gün gerçekleştirilen MGK ve Bakanlar Kurulu toplantısında alınan çerçeve kararlar önümüzdeki günlerde ete kemiğe bürünecek.
Bunlar içinde kamuda görevden alınanların geri dönmemek üzere ihracı gibi hemen sonuç verecek olanlar da var, istihbarat bürokrasisi ve TSK’ya dönük yapısal değişiklikler de.
Devlet aygıtının da sokaktaki vatandaşın da beklemediği tarzda bir darbe girişimine maruz kalan Ankara, Cumhurbaşkanı’nın orkestrasyonunda, “hesap sorma-devlet mekanizmalarında yeniden dizayn-yaraları sarma” sacayağı üzerinde ilerliyor.