Yaşam

Krize karşı renk 'pembe'

Korçan, artık eskisi kadar tüketemeyeceğimizi, organik ve çevreye zarar vermeyen dayanıklı malzemelerin daha çok kullanılacağını söylüyor.

16 Kasım 2008 02:00

Bahar Korçan tasarımları kadar Türk moda dünyası için yaptığı çalışmalarla da gündemde. ekonomik krizin moda dünyasını da vurduğunu söyleyen Korçan, artık eskisi kadar tüketemeyeceğimizi, organik ve çevreye zarar vermeyen dayanıklı malzemelerin daha çok kullanılacağını söylüyor.

Tasarımcı Bahar Korçan uzun süredir dikkatimi doğal yaşama dönük olarak hazırladığı koleksiyonlarla çekiyor. Bayılıyorum tasarımlarına ve o sık sık “Kıyafetlerimizi daha uzun giymeliyiz, bir iki kere giyip atmaktan vazgeçmeliyiz, çok atık üretiyoruz, çocuklarımız bizim gibi tüketiciler olamayacaklar...” dedikçe, Korcan’ı duyan var mı, merak ediyorum. Malum ekonomik kriz kapımıza dayandı, dünya bu krizden farklı deneyimler kazanarak çıkacak ve şuursuzca tüketmekle ilgili derslerle dolu bir dönem bizi bekliyor. Bahar Korçan’ı bir ay önce taşındığı Tünel’deki yeni atölyesi ve butiğinde ziyaret ettim. Korçan son olarak Invista’nın Türk tekstil üreticilerini desteklemek amacıyla kendisine hazırlattığı ve lycra elyaf inovasyonlarını içeren özel kumaşlar kullanıldığı “Kapsül Koleksiyonu”nu hazırladı. Invista Türkiye Genel Müdürü Ebru Pirinççioğlu da Invista’nın son yeniliklerini anlatmak için bizimle birlikteydi.


Ekonomik kriz, küresel ısınma derken dünya keyifsiz bir hale geldi. Moda tasarımcıları bu gerçeklerden nasıl etkileniyor?

Sürpriz değil şu an yaşananlar. İşin gerçek kısmına baktığımızda tuhaf bir sanallık yaşanıyordu. Dünyada lüks markalar da bir sanallık içindeydi... Uzun zamandır. Değişim kaçınılmaz bir halde kapımızı çalıyordu.


Lüks markalar bu gidişatın dışında mı tutuyor kendilerini?

Ne kadar tutabilirler? Ben o markaların satışlarını ve fiyatlarını görünce inanamıyordum, dediğim gibi bence sanallık yaşanıyordu. Kriz yaşıyoruz ama bence gerçeği bulmaya çalışıyoruz. Çok umutlu değilim ama derin bir değişim olacağını hissedebiliyorum. Lüks tüketim markaları sanal pozisyon yaşıyordu. Defilelerde gördüğüm birtakım şeyler vardı.


O lüks markalara çok benzeyen ve pahalı olmayan markalar türedi...

Evet. Mango, Zara, H&M patladı. Sonsuz bir tüketim var. Giyime açız, her şeye açız. Ve çok tükettik. Ucuza alıp giydik attık, fast food yedik, yarısını attık. Dünyayı kirlettik. Zaten dünya uzun zamandır sinyal veriyordu. Yediğimiz, içtiğimiz, tükettiğimiz her şeye dikkat etmemiz lazım.


Uzun süreli giyilen kıyafetlerden bahsediyorsunuz ama önümüze çıkan kadın profili çok farklı. Kadınlar her sezon, “Gardırobumda hiçbir şey yok’ diyor...

Eski moda geliyor bana bunlar. Sürekli marka peşinde koşan kadın figürü sıradan. Malum, değişim kadınlardan başlıyor. Doğuran kadın, dünyanın geleceğine sahip çıkmalı.


Krize karşı umudun rengi pembe

Moda nasıl etkilenecek?

Giyim sektörü çok etkilenecek. Teknik tekstil çok önemli artık. Güneş ışınlarını almayan, terletmeyen kumaşlar artık zorunlu hale geldi. Önümüzdeki yıldan itibaren Bahar Korçan tamamen organik kumaşlarla hazırlayacak tasarımlarını ve internetten satışa ağırlık verecek. İnternetten satış patladı. Daha da artacak.

Lüks tüketim düşer mi? Rusya ve Arap ülkelerinde lüks markaların satış rekorları kırdığını görüyoruz...

Onlar da doyacak. Sizin 1.5 yaşındaki kızınız 20’sine geldiğinde emin olun bizler gibi bir tüketici olmayacak. H&M gibi bir marka bile organik kumaş tüketimini her yıl artırıyor.


Neden Nişantaşı butiğinizi kapatıp Tünel’e geldiniz?

Müşteri profilim çok değişti. Uygun fiyatta almaya gelenler çoğaldı ama yerleri Nişantaşı değil. Karar verip, müşteri profilime daha uygun, gelecekte daha iyi de olacağına inandığın Tünel’e geldim.


Lüks markalar Nişantaşı’da. Onların arasındaydınız. Marka üssü o bölge...

Evet doğru. Ben 18 yıl kaldım Nişantaşı’nda. Benden eski Canan Yaka vardır. Yanımda da Hakan Yıldırım vardı. Ama o lüks markalar hızla değişiyor, sel gibi akıp gidiyorlar. Nişantaşı şişti.


2009 yazı dünyadaki tüm bu gelişmelerden nasıl etkilenecek?

Yazın öne çıkan tek renk pembe. Umut rengi pembe önümüzdeki yazın rengi. Pudradan parlak pembeye kadar farklı pembe tonları öne çıkıyor. Ayrıca doğal tonlar kışın da ön plana çıktı. Yeşilin ve toprak renginin tonları var.


“Dünya markası olmak” sözü bir balondan ibaret

Koleksiyonunuzu yeni kumaşlarla hazırladınız... Invista ile nasıl tanıştınız?

Bahar Korçan: Tasarımcıların yeniliklerden beslenmesi gerekiyor. Invistayı uzun zamandır tanıyorum. Invista’dan hep teknik kumaşlarla ilgili yeni bilgiler geliyordu. Invista Türk kumaşçılarla birlikte çalışıyor. Bana da bu kumaşları tasarım olarak değerledirme fikriyle geldiler. Bu fikir beni çok heyecanlandırdı ve tasarımımı hazırladım. Paris’taki Premiere Vision’da özel olarak hazırlanan tasarımları sergiledik.

Ebru Pirinççioğlu: Bu Premiere Vision için de bir ilk oldu. Sonuçta biz elyaf üretiyoruz.


İşin en başındaki noktadasınız...

Ebru Pirinççioğlu: Bu elyaf iplik oluyor, sonra kumaş oluyor ve son noktada tasarım yapılıyor, kıyafet oluyor. Bizi yönlendiren hep bu son noktanın, yani tüketicilerin
talepleridir. Biz de bunu düşünerek Bahar Korcan’ın tasarımlarıyla yaptığımız yenilikleri en iyi şekilde gösterebileceğimizi düşündük. Fuarda çok da ilgi çekti.

Bahar Korçan: Türkiye tekstili dar boğazdan geçiyor. Bir kimlik sorunu var. “Marka yaratmak, dünya markası olmak” diyoruz. Bu cümlenin ötesine ihtiyaç var. İçi doldurulmadığında bir balon olarak kalıyor bu sözler. Ben podyuma çıktığımda kendi ülkemin hammaddesini iyi kullanabiliyorsam bu benim için çok önemli.
Premiere Vision’da 10 kumaşçı vardı. Yeni dokular vardı. 2009-2010 sezonu için seçilen kumaşları gördük, ben de bu yeni kumaşlarla tasarımlar yaptım. Avrupa basını çok ilgi gösterdi.

Ebru Pirinççioğlu: Lycra markası direkt tüketiciye hitap ediyor. Tüketici iki yıkama sonrasında tüm özelliklerini kaybeden kumaşlar istemiyor haklı olarak. Terletmeyen, solmayan, gevşemeyen kumaşlar istiyor.