Eski Yunanistan Başbakanı George Papandreou döneminde Tarımsal Kalkınma ve Gıda Bakanlığı yapan görevini 2012'de Atanasyos Saftaris'e devreden; Kostas Skandalidis, Yeni Şafak gazetesi muhabiri Burcu Bulut'a verdiği röportajda, AB'nin Türkiye'siz olmaması gerektiğini söyledi.
Yunanistan krizi ve Türkiye'nin AB ile ilişkileri hakkında değerlendirme yapan Yeni Şafak'a verdiği mülakat şöyle:
Yunanistan ekonomik krizin sembol ülkesi haline geldi. Gerek ECB'den gerekse Almanya'dan en büyük beklentiniz ne oldu?
Ne Avrupa Merkez Bankası'nı (ECB) ne de Almanya'yı anladığımı söylemeliyim. Bana göre izledikleri politik yaklaşıma çeki düzen vermeleri gerekir. Samimi bir duruş sergilemediler ve Yunanistan'ı merkezinde gelişen bu krizle baş başa bıraktılar. Uzaklara gitmeye gerek yok aynı politika yüzünden bugün Güney Kıbrıs da büyük yara alan ülkeler arasına girdi. Avrupa'nın bu çıkmazdan kurtulmasının tek bir yolu var o da karar AB'nin yönetim mekanizmasının değişmesidir.
Peki Güney Kıbrıs'taki son durum için ne düşünüyorsunuz?
Özellikle Kıbrıs Rum kesimindeki halk için üzücü bir durum. Bankaları kaç gündür kapalı. Paralarını bankaya emanet edememek demek, o ülkede yaşamın bitmesi demektir. Aynı şeyin Yunanistan'da yaşanmaması için AB üyesi her ülke artık aynayı yüzüne tutup kendi hesabına dersler çıkarmalıdır.
Türkiye'nin Avrupa'daki rolünü nasıl görüyorsunuz?
Türkiye güçlü bir ülke. Yunanistan'ın değişmez politikası, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini mümkün olan her şekilde desteklemek olmuştur ve olacaktır. Türkiye'nin Avrupa'daki rolü çok özel olacaktır. Avrupa Türkiyesiz olmamalıdır.
Neden Türkiye'nin önüne hep engeller çıkarılıyor?
Söz konusu olan ekonomik performanssa sonuna kadar haklısınız. Fakat olay bundan ibaret değil. Türkiye, demokratik ve kültürel düzeyde de tüm Avrupa icaplarını fiilen yerine getirmeli. Uluslararası hukuk altında ve uluslararası kuruluşların kararları dâhilinde iki yönlü sorunları çözmekte katkıda bulunmalıdır. Ben bu düşüncemi Türkiye'ye geldiğimde hükümet yetkilileriyle de paylaştım. Diğer yandan elbette ki Türkiye'nin yeri Avrupa Birliği'dir.
AB'de Türkiye'yi dışlayan ve öteki gören bir anlayış söz konusu…
Ben eski bir Yunanlı Bakan olarak ancak Yunanistan hakkında görüşlerimi belirtebilirim, diğer yandan diğer bazı AB üyesi ülkelerin, Türkiye'ye karşı oldukça katı tutumları olduğu konusunda haklısınız. Kendilerince geliştirdikleri en önemli gerekçenin siyasi ve demografik nedenler ile ilintili olduğunu söylemeliyim.
Ne gibi mesela?
Türkiye, tam üye olursa, AB'de 75 milyon nüfusu ile en fazla nüfusa sahip ikinci ülke olacak. AP'ye Almanya'dan sonra en fazla milletvekilini gönderecek. Aynı durum, Avrupa Konseyi'ndeki ağırlıklı oy dağılımı için de söz konusu. Türkiye'nin nüfusu hızla artıyor. 2025'ten itibaren Türkiye, Almanya'yı geçmeye başlayacak ve birlik içerisindeki ağırlıklı ülke olacak. Rakamlar, bazı Türkiye karşıtlarını korkutuyor sanırım.
Diplomatik ve ekonomik ilişkilerdeki düzeyin son zamanlarda yavaşlamasıyla Yunanistan-Türkiye birlikteliğinin nereye gittiğini düşünüyorsunuz?
Yunanistan-Türkiye ilişkilerinin bir durağanlık safhasında olduğuna inanmıyorum. Esasında Yunan Başbakanı Samaras'ın Türkiye'yi ziyareti Yunan tarafının niyetini açıkça gösterdi. Biz Güneydoğu Akdeniz bölgesini stabilize edecek olan ve tüm ülkeler için barışçıl, daha iyi bir gelecek için sağlam bir temel oluşturabilecek, iyi komşuluk işbirliği ve kalıcı dostluk ilişkilerine inanmaktayız. Bunu Türkiye ile yakalayacağımızı biliyoruz. Ayrıca Türkiye gibi bir ülkenin Yunanistan'ın yanında olmasını da yürekten istiyoruz.
Hiç Başbakan Erdogan'la görüştünüz mü? Erdoğan'ı nasıl buluyorsunuz? Sizce nasıl bir lider?
Başbakan Erdoğan'la uluslararası bir fuarda karşılaştım ve onu sürekli izlerim çünkü Yunanistan Türkiye ilişkileriyle son derece ilgiliyim. İç politikaları hakkında yetkin bir yorum yapamam. Gerçi her ne zaman İstanbul'a gelsem, kentin yükselen imarı ve gelişiminden fazlasıyla etkileniyorum. Fakat diyebilirim ki ülkenizin lideri olarak, sadece Türkiye'de değil, uluslararası ortamda prestijli ve tanınan bir kişilik. Başbakan Erdoğan adı zikredildiğinde onu tanımayan bir kişinin çıkabileceğine inanmıyorum. Çok güçlü bir lider.
Avrupa Birliği içinde hâlihazırda tartışılmakta olan büyüme programları hakında ne düşünüyorsunuz? Bunlar yeterli mi?
Bizim kesin fikrimiz 1990'lardan beri şudur: Avrupa bütçesi tarafından temin edilen kaynaklar son derece yetersizdir. Avrupa Birliği; üyeleri arasında sosyal bütünleşmeyi ve gelişme düzeylerinin birbirlerine yaklaşmasını temsil etmelidir. Bu da ancak daha sağlıklı ve daha zengin olan üyelerin bu maksada önemli ölçüde katkıda bulunmasıyla söz konusu olur. Böylesi büyük bir değişiklik ancak radikal ve gelişimci bir Avrupa liderliğiyle gerçekleşir. Avrupa liderliğini temsil eden zihniyetler artık değişmelidir. Ne yazık ki bugün böyle zihniyetler yok işte bu nedenle bir sonraki seçimler büyük önem taşıyor.
Peki Başbakan Antonis Samaras'ın ekonomi politikası hakkında ne düşünüyorsunuz? Eski Başbakan Papandreou ile karşılaştırdığınızda sizce hangisi daha iyiydi?
İtiraf etmek gerekir ki George Papandreou, Kostas Karamanlis'in yönetimini işler giderek kötüleştiği sırada devraldı. Bununla birlikte Papandreou yine de, daha iyi bir borç geri ödeme programını devreye sokarak - kredi kurumlarını stabilize eden - bankaların sermaye yapısını yeniden düzenlemek maksadıyla, 130 milyar Euro borcu azaltmak için 2011'de aldığı kararlarla çok daha iyi bir ortam yaratmayı başardı. Samaras ise ülkenin ihtiyaç duyduğu gerekli yapısal reformları yapmadan memorandum politikalarını takibi sürdürmeyi yeğledi. Ne diyelim fazla söze gerek yok bence!
Biraz kendinizden bahseder misiniz? Kostas Skandalidis kimdir?
Esasında kendim hakkında konuşmayı pek sevmem ama şunu söylemeliyim ki çocukluğumdan beri siyasetle iç içe oldum. 35 yıldır üyesi olduğum PASOK'la büyüdüm. Müslümanların çoğunlukta olduğu Kos Adası'nda dünyaya geldim. Bu nedenledir ki kendimi İslam'a hep yakın hissetim. Hayatımda Müslüman kültürünün izlerini görmek mümkün. Yunanistan'dan kaçarak dünyanın en güzel şehirlerinden İstanbul'u sık sık ziyarete gelmem de bu yüzdendir. İstanbul büyük ve büyüleyici bir şehir. En son olarak, 2012 yılında George Papandreu kabinesinde Tarımsal Kalkınma ve Gıda Bakanı olarak görev yaptım halen aktif siyaseti sürdürüyorum.