Dünya
Deutsche Welle

Körfez ülkeleri sığınmacılara kapalı

Ortadoğu'daki savaştan kaçan halka Avrupa sahip çıkarken, petrol zengini Körfez ülkeleri ilgisiz. Körfez ülkelerinin sığınmacıları 'banka hesaplarındaki nakitlerine göre' seçtikleri bile söyleniyor.

05 Mayıs 2015 11:19


Bir çok zengin Arap ülkesi sığınmacılara yönelik net bir politika geliştirmemekle eleştiriliyor. Arap ülkelerinde güvenli bir gelecek umudu göremeyen sığınmacılar da tercihlerini ağırlıklı olarak Avrupa'dan yana kullanıyorlar. Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, Suriye'den göç eden mültecilerin büyük çoğunluğu ekonomik sıkıntı içindeki komşu ülkeler Ürdün ve Lübnan'a sığındı. Raporda, Türkiye'nin de yüzbinlerce mülteciyi kabul ettiği raporda yer aldı ama zengin Arap ülkelerinden, özellikle Körfez bölgesi ülkelerinden pek ses çıkmıyor.

Almanya Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel martta resmi ziyaretler gerçekleştirdiği Körfez ülkelerinde çağrıda bulunarak, bu ülkelerin savaş mağduru insanlara daha iyi yaşam koşulları sunmasını istedi. Bu çağrı aynı zamanda Avrupa ülkelerinin mülteci krizinin çözümünde varlıklı Arap ülkelerinden beklentilerine de ışık tutuyor.

Suudi gazeteci ve analist Süleyman el Ukvaili Deutsche Welle'ye yaptığı değerlendirmede, Körfez ülkelerinin az sayıda mülteci kabul ettiklerini ancak bunun hiç yardım etmedikleri anlamına gelmediğini belirterek, mültecileri kabul eden ülkelere milyarlarca dolar bağışladıklarını ifade etti. Ukvaili, mart ayında Kuveyt'te yardım amaçlı düzenlenen etkinliklerin bölgede çok kez gerçekleştirildiğini vurguladı. Körfez ülkeleri 3 milyar 800 milyon dolar bağışlama sözü vermesine karşın, mültecileri kendi topraklarına kabul etmeye yanaşmıyorlar.

Övmekle yetiniyor

Arap Birliği de petrol ihraç eden ülkelerin yardımseverliğini övmekle yetiniyor. Özellikle de yarım milyar bağışlayan Kuveyt'i. Ama mültecilerin kabulu konusunda bir konsept geliştirme fikrine Arap Birliği'nde de rastlanmıyor. Birleşmiş Milletler'in açıkladığı rakamlara göre sadece Lübnan'a bir milyondan fazla Suriyeli sığındı. Nüfus oranına göre değerlendirildiğinde en yoğun şekilde mülteci kabul eden ülkenin Lübnan olduğunu söylemek mümkün. Arap uzmana göre Körfez ülkelerinde, bölgede yaşanan krizin mültecilerle birlikte kendi topraklarına da sıçramasından endişe ediliyor.

Mısır'da bulunan El Ahram Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden Mutaz Selama Körfez ülkelerinin bugün izlediği mülteci politikasına 2012'de Birleşik Arap Emirlikleri'nin mülteci olarak kabul ettiği bazı Suriyelilerin düzenlediği Beşar Esad karşıtı protestoların neden olduğunu söylüyor. Selama, gösteriye katılanların oturma izinlerinin iptal edildiğini ardından da sınırdışı edildiklerini vurguluyor.

BM'nin tüm çağrılarına rağmen Körfez ülkeleri mülteci kabul etmeye yanaşmıyor. Ancak kapılar tüm mültecilere kapalı değil. Gözlemciler maddi durumları iyi olan mültecilerin Körfez ülkelerinde sorunsuz şekilde kabul gördüklerini belirterek, bu duruma tepki gösteriyorlar.

Suudi gazeteci el Ukvaili, varlıklı mültecilerin tercih edilmesindeki nedeni yeni yatırımcı kazanma amacına bağlıyor. Körfez ülkelerinin kapılarının parası olanlara açık olduğunu söyleyen uzman, bu kişilerin mülteci değil yatırımcı olarak kabul edildiklerinin ise altını çiziyor.

Mutaz Selama ise Körfez ülkelerinde mülteci konusunda bir konseptin olmamasını mülteci dramının nedenlerinden biri olarak görüyor. 1948'de yoğun şekilde yaşanan Filistinli göçünden sonra Arapların bu tür mülteci akımlarına yönelik hiçbir ortak siyaset geliştirmediklerini ifade eden Salama, bunun yerine keyfi, kaotik bir yaklaşımın benimsendiğini söylüyor.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) kısa süre önce yayınlandığı bir raporda zengin Arap ülkelerinin Suriye'den mülteci kabul etmemesini "şoke edici bir durum" olarak tanımladı. Raporda ortak dil, din ve kültürel yakınlık nedeniyle özellikle bu ülkelerin mültecilere kapılarını açmaları gerektiği vurgulandı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle