Kültür-Sanat

Konuşmayan ve birbirine dokunmayan evli çiftler, sonunuz bu mu olacak?

Hemen Yayınları'ndan çıkan 'Gözleri Hep Çocuk' ile yazar Deniz Can B. iletişim yoksunu ilişkilerin kısır döngülerini gözler önüne seriyor

20 Temmuz 2013 16:15

Deniz Zerin

“Gözleri Hep Çocuk”, bir kadının geçmişi, kocası ile sorunları ve gelecek kaygıları hakkında bir roman. Annesi ile sürekli çatışma halinde olan, kocası tarafından aldatılan Aslı’nın çevresi ile ilişkisini kendi kişiliğinde çatışma olarak yaşamasının hikâyesi.

“Gözleri Hep Çocuk” Aslı’nın orta sınıf evine, kızı Seren, annesi Firuze ve kocası Fırat ile yaşadığı çatışmalara odaklanıyor. Romanı Hemen Kitap yayınlarından çıkan Yazar Deniz Can B., anne ile kız arasındaki geçmişten biriken öfkeyi, eşler arasındaki iletişimsizliği ve güvensizliği kitabın farklı köşelerinde tekrar tekrar karşımıza çıkarıyor. Yazarın bize sunduğu, “huzurlu aile” görüntüsü ardında psikolojik şiddet ve duygu sömürüsü barınıyor. 

Aslı ve ailesi kadın egemen bir aile olarak sunuluyor okuyucuya. Aslı başarılı bir kariyere sahip, kocası Fırat ise bir türlü bitiremediği kitap projesinin içinde kaybolmuş durumda. Aslı’nın annesinin ev hayatına düzenli müdahalesi ve ev işlerine yardıma gelen Ümide ile kadınlar eve ağırlıklarını koyuyorlar.

Kitap aile içindeki çatışmaları okuyucunun huzuruna getirirken bunun bir “duygu meselesi” olduğunu belirtiyor. Öyle ki, ana karakter Aslı’nın annesi ile yaşadığı bitmek bilmez görünen çatışmalar sırasında Aslı’nın sevgi hakkındaki düşüncelerine tanık oluyoruz:

“Annesinin kendisini sevdiğinden emindi. Belki sorun sevgideydi, normal dozda bir sevgi iyileştirirdi her şeyi; aşırı sevgi, nefreti barındırırdı içinde, az sevgi, sevme yetisini öldürürdü. Kimi ne kadar seveceğini iyi bilmeliydi.”

Aslı kuvvetli bir karakter. Kendisinin kuvvetli olduğu noktaları görebilen biri. Ancak aynı zamanda kendisine ilişkin zayıf ya da tenkit edilesi özellikleri bulmak ve tekrardan gün yüzüne çıkarmak için çaba sarf eden bir karakter. Kilolu olduğunu düşünen, bedenini sevmeyen Aslı’nın, iş yerindeki otoriter duruşuna tanık olunca meselelerini öfkeye ve kuvvete dönüştürdüğünü görüyoruz.

Annesi Firuze, Aslı’nın hayatına ve yaptığı seçimlere uzun süre boyunca müdahalelerde bulunmuş, kızının mutluluğu için onun en sıkı eleştirmeni olmuş. Birbirini çok iyi tanıyan bu anne kız, bir diğerinin ne zaman yalan söylediğini, neye sinirlendiğini, neyi ne zaman söyleyeceğini biliyor. Bunu bilmek ilişkilerini görünürde daha da karmaşıklaştırıyor; söylencenin yolları dolambaçlaşıyor, ifadeler şifreleniyor.

Aslı annesine olan sevgisine rağmen onun hayatında yol açtığı travmaları da geçmişinde bırakamıyor. Lise öğretmenine aşık olması, annesinin bu durumu günlüklerini okuyarak öğrenmesi ve okul müdürüyle annesinin bu aşk üzerinden yüzleşmesi roman boyunca karşımıza farklı biçimlerde çıkıyor. Bu, kitabın temalarından birinin başlangıç noktasını oluşturuyor; geçmişle hesaplaşma.

Koruyucu annelerin müdahaleleri her zaman beklenilen etkiyi bırakmaz. Öyle ki Aslı’nın aşkı en saf haliyle yaşadığı günlükleri, tatmin olabileceği romantik ilişki olasılığı ile birlikte tarih oluyor. Günlükler bir daha yazılmıyor.

Geçmişle yüzleşememe, Aslı’yı ileride yüzleşmeye zorlanacağı yeni kararlar almaya itiyor. Bu kısır döngünün içinde isyanını öfke olarak deneyimleyen bir karakter görüyoruz. Aslı’nın kendisine karşı öfkesi, kocası Fırat’a yöneliyor ve çifti birbirinden uzaklaştırıyor. Evli bir çift; konuşmayan, dokunmayan… Aslı ile Fırat’ın sonu bu oluyor.

İlişkiyi yürütmek konuşmayan çiftler için daha da zordur. Karşı taraftan beklenilenler, dillendirilemeyen itiraflar birbirine karışıyor. Huzur isteyen evli çift birbirlerini yadırgadıkları bir ilişkinin içinde bulunuyorlar kendilerini.

Aslı evlilik hayatına her şeyin kusursuz olacağı fantezisi ile atılmış. Geldiği noktada ise mutlu olmayı başaramamış. Kocasına öfkelendiği için kızı ile zaman geçirme şansını tersleyerek, ebeveynlerinin kendisine verdiklerini kızına veremediğini düşünerek kendine eziyet ediyor Aslı.

Aslı ile Fırat’ın durumu iletişim eksikliğinin nasıl bir kısır döngü olduğunu gözler önüne seriyor. Hamile kalmaktan korkan, ve kocasının bilerek içine boşaldığını düşünen Aslı, Fırat’ın ağzını yokluyor ikinci bir çocuk konusunda. Kocasından olumlu tepki aldığında da kocasının içine bilerek boşaldığından emin oluyor. Ancak Fırat ise eşini aldatıyor olmanın suçluluğu içinde, eşinden gelen ikinci bir çocuk önerisinin kendi günahlarından kurtulmasının bir yolu olduğunu düşünerek ‘evet’ diyor. Niyetlerini, isteklerini açık açık konuşamıyorlar.

Kitap evli çiftin yaşadığı ilişkisizlikten güzel bir birliktelik çıkarmayı başarıyor. Sorunları arasında sıkışmış Aslı, evine temizliğe gelen Ümide’de umulmadık bir dostluk buluyor.

Deniz Can B.’nin “Gözleri Hep Çocuk” kitabı, ilişkilerinde sorunlar yaşayan kadınlar için faydalı bir okuma olacak. Aslı’nın deneyimlediği onca sıkıntının arasında kendini kuvvetli tutabilmesi birçokları için esin kaynağı olacak.  “Gözleri Hep Çocuk” duygusallığın getirdiği sorunlarla boğuşan, ama duygusallıktan vazgeçmek istemeyenler için...