Ekonomi

“Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği” raporu: Kömürlü termik santrallerini 45 milyar dolar zarar bekliyor

"30 santralden ikisi dışında hiçbir kömürlü termik santralin kârlılığını sürdüremeyecek"

25 Nisan 2024 16:15

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve E3G isimli düşünce kuruluşu, birlikte hazırladıkları “Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği” raporunda Türkiye’nin kömürden çıkış maliyetini ortaya koydu. Raporda, 2026 yılında Türkiye’de karbon fiyatı uygulamasının başlamasıyla beraber, kömürlü termik santraller lisans sürelerinin sonuna kadar toplamda 45 milyar dolarlık zarar ettiği vurgulandı. Raporda, kömürden çıkış senaryosunda, 2021-2035 yılları arasındaki dönemde, elektrik üretiminde yerli kaynakların payı yüzde 51,3'ten yüzde 73,6'ya yükseldiği belirtildi. 

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve E3G “Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği” isimli yeni rapor ile Türkiye’nin kömürden çıkışının maliyetini santral özelinde inceledi. 

Yakın zamanda uygulamaya konulması planlanan karbon fiyatlaması sonucunda santrallerin hâlihazırda düşmekte olan kârlılıklarını sürdüremeyeceklerini ortaya koyan rapor, Türkiye’nin 2053 net sıfır patikasına erişebilmesi için emekliye ayırması gereken kömürlü termik santrallerin muhtemel finansman ihtiyacını da belirlemeyi amaçladı. 

2035 yılında kadar elektrik üretiminde AB ETS’nin mevcut karbon fiyatının üçte biri baz alınan raporda, 2035 sonrası ise AB ETS karbon fiyatının yarısına kadar yükselen aşamalı bir karbon fiyatı uygulanması öngörüldü. Raporda, bu durumda, 30 santralden ikisi dışında hiçbir kömürlü termik santralin kârlılığını sürdüremeyeceği sonucuna ulaşıldı. 

Santrallerin bu koşullar altında çalışması durumunda, zararın boyutunun 40 yıllık senaryoda 13,5 milyar dolar, lisans sonuna kadar çalışmaları durumunda ise 44,5 milyar dolara ulaştığı belirtilen raporda, işletmecilerin zarar eden bir operasyonu sürdürmeleri beklenmediğinden söz konusu santrallerin âtıl varlıklar haline geleceği öngörüldü. 

Raporda, santrallerin lisans sürelerinin sonuna kadar işletmede kalacakları süre boyunca ortalama yıllık sağlık maliyetinin 10 milyar dolar seviyesinde olduğu belirtildi. 

Önce ithal kömürle çalışan santraller devre dışı kalıyor

Rapor, yüksek marjinal maliyetleri nedeniyle, bir karbon fiyatlandırma mekanizması uygulanması durumunda ithal kömürle çalışan termik santrallerin devreden çıkacak ilk santraller olduğunu ortaya koydu. Raporda yer verilen kömürden çıkış senaryosuna göre, 2021-2035 yılları arasındaki dönemde, elektrik üretiminde yerli kaynakların payı yüzde 51,3'ten yüzde 73,6'ya yükseliyor ve tamamı yerli ve yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. Olağan senaryoda ise yerli kaynakların (yenilenebilir ve yerli kömür) payı 2035 yılında ancak yüzde 59,2'ye ulaşabiliyor.

"Çalışmamız, oldukça düşük karbon fiyatları altında bile santrallerin faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini gösteriyor"

SEFiA Direktörü Bengisu Özenç, Türkiye için teknik olarak mümkün ve küresel gelişmeler doğrultusunda kaçınılmaz olan kömürden aşamalı çıkış planlarını geciktirmenin olası olumsuz ekonomik ve sosyal sonuçları üstünde durarak, şunları söyledi:

“Türkiye’nin 2053 net-sıfır hedefi iklim hedefleri için olduğu kadar, değişen küresel ticaret düzeni içerisinde rekabetçiliğini sürdürülebilmesi açısından da önemli bir hedeftir. Bu hedefin yakalanabilmesi için atılacak ilk adım elektrik arzında kömürden çıkışa yönelik resmi bir pozisyonun açıkça belirlenmesi ve bu hedefe yönelik planlamanın yapılmasıdır. Bildiğiniz gibi Türkiye yakın zamanda bir ulusal emisyon ticaret sistemini uygulamaya almayı planlıyor. Karbon emisyonlarının fiyatlanmasını öngören bu sistemin devreye girmesi ile kömürlü santrallerin finansal dengelerinin olumsuz etkileyeceği aşikârdır. Çalışmamız, oldukça düşük karbon fiyatları altında bile santrallerin faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini gösteriyor. Bu açıdan kömürden çıkış, kayıplar oluşmaya başlamadan, erken aşamada hedeflenmelidir. Böylelikle çok katmanlı, çok paydaşlı bir planlanma yapılabilir ve uygun finansman imkânlarının da devreye alınmasıyla kapsayıcı ve adil bir çıkış stratejisi ortaya koymak mümkün olabilir.”

"Bir an önce net sıfır hedefi ile taahhüt etmiş olduğu geçişin planlamasını yapmalıdır"

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFIA) Finansal Araştırmalar Direktörü İbrahim Çiftçi de, Türkiye’nin de faydalanabileceği kömürden çıkış mekanizmalarına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“Kömürden çıkış, net sıfır hedefi doğrultusunda karbonsuzlaşmanın başlayabileceği en uygun alandır. Kömürden çıkış için bugün uluslararası arenada Türkiye’nin de faydalanabileceği Kömür Emeklilik Mekanizmaları (Coal Retirement Mechanisms - CRM) ya da Kömür Geçiş Mekanizmaları (Coal Transition Mechanisms - CTM) gibi birçok girişim bulunmaktadır. Türkiye, yeni kömürlü termik santral planlaması yapmak yerine enerjide arz güvenliğini korumak, yüksek borç oranlarına sahip bir sektör olan elektrik sektörünün devamlılığını sağlamak ve bu sektörde yaşanacak bir krizin bankacılık sektörü ile girdi sağlayan ikincil sektörleri de etkileyerek ekonomisini tehdit etmesinin önüne geçmek için, bir an önce net sıfır hedefi ile taahhüt etmiş olduğu geçişin planlamasını yapmalıdır."

"Türkiye'nin OECD, AB ve G20'deki muadillerinin birçoğu kömürden uzaklaşma yönünde önemli ilerlemeler kaydetti"

Londra merkezli düşünce kuruluşu E3G Kıdemli Araştırmacısı Öykü Şenlen, kömürden temiz enerjiye geçişte küresel eğilimlerden ayrıştığımızı belirterek, Türkiye’nin uluslararası girişimlere veya diplomatik işbirliklerine katılması gerektiği üzerinde durdu. Türkiye'nin ekonomik zorluklara ve sosyal tepkilere rağmen yeni kömür kapasitesi planlayarak dünyanın geri kalanıyla ayrışma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Şenlen, "Yakın zamanda rafa kaldırılan veya iptal edilen projelere rağmen, Türkiye hâlâ OECD ve AB'de planlanan kömürlü termik santral kapasitesinin üçte ikisinden fazlasını planlıyor ve dünya genelinde ilk onda yer alan tek OECD ülkesi. Türkiye'nin OECD, AB ve G20'deki muadillerinin birçoğu kömürden uzaklaşma yönünde önemli ilerlemeler kaydetti. Türkiye de onlar gibi iklim hedefleri doğrultusunda kömürden temiz enerjiye geçişi desteklemek için uluslararası girişimlerde yer almalı ve diplomatik işbirliği fırsatları aramalıdır" dedi.