Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından 160 yıl önce kaleme alınan Komünist Manifesto hala dünyayı değiştirmeye aday. Komünist Manifesto'nun 160. yılı dolayısıyla Türkiye'den 4 yayınevi Manifesto'nun yeni çevirilerini yayımladı. Cumhuriyet Kitap'ta yer alan Can Yayınları çevrisinin Celal Üster imzalı sunuş yazısı Manifesto'nun siyasal hareketler tarihinde ne ifade ettiğini ortaya koyuyor.
***
Komünist Manifesto 160. yıl
Komünist Manifesto, bundan yüz altmış yıl önce, 1848 Şubatının ortalarında, Londra'nın Bishopsgate mahallesindeki gösterişsiz bir basımevinde basıldı. Almanca olarak Manifest der Kommunistischen Partei (Komünist Parti Manifestosu) adıyla yayınlanan bu küçük broşür, o sıralar devrimci ayaklanmalarla çalkalanmakta olan Avrupa'nın dört bir yanına ulaşmakla kalmayacak, 1864'te kurulan Uluslararası Emekçiler Birliği'nin (I. Enternasyonal) ve daha sonraki sosyalist ve komünist partilerin programlarının temelini oluşturacak, dünyanın en çok okunan kitaplarından biri olacaktı.
Etkinliklerini gizli olarak yürüten uluslararası işçi örgütü Komünistler Birliği'nin 1847 Kasımında Londra'da toplanan ikinci kongresi, Karl Marx ve Friedrich Engels'i, gerek kuramda, gerek uygulamada yol gösterici olacak bir parti programı hazırlamakla görevlendirdiğinde, Marx yirmi dokuz, Engels de yirmi yedi yaşındaydı. Marx, ertesi ay Londra'da Engels'le birlikte üstünde çalışmaya başladığı Komünist Parti Manifestosu'nu Ocak 1848'de Brüksel'de tamamlamıştı.
Bilindiği kadarıyla, metnin ilk taslağını, sorular ve yanıtlar biçiminde Engels hazırlamış, Marx bu taslak üstünden metni yeniden kaleme almıştı. Engels'e bakılırsa, ortaya çıkan yapıtta kendisinin pek az payı vardı, Manifesto nerdeyse tümüyle Marx'a aitti. Ama Engels'in özellikle Marx'la ortak çalışmaları konusunda her zaman alçakgönüllülüğü yeğlediği biliniyordu. Kaldı ki, hazırladığı taslak da Manifesto'ya ne kadar önemli bir katkıda bulunduğunu ortaya koymaktaydı. Elyazmaları, Fransa'da Louis-Philippe'in meşrutî monarşisinin devrilmesi ve cumhuriyetin ilan edilmesiyle sonuçlanan 1848 Şubat Devrimi'nden birkaç hafta önce Londra'ya ulaşıp baskıya giren, ilk Fransızca çevirisi ise Parisli işçilerin 1848 Haziran ayaklanmasından kısa bir süre önce Paris'te yayınlanan Manifesto'da yazarlarının adları bulunmuyordu.
Marx ve Engels'in adları broşürde ilk kez yirmi dört yıl sonra, 1872 Leipzig basımında yer alacak ve bu basımda broşürün adı Kommunistisches Manifest (Komünist Manifesto) olarak değiştirilecekti.Sonuçta hemen hepsi başarısızlıkla sonuçlansa da 1848 Devrimleri'nin, nerdeyse tüm Avrupa'yı saran devrimci ayaklanmaların yarattığı devingen ortamda doğan Komünist Manifesto, bilimsel sosyalizmin kitlesel siyaset sahnesine çıkışının belki de ilk ciddi işareti oldu ve bugüne kadar kaleme alınmış sosyalist broşürlerin en etkileyicisi olarak kaldı.
Modern çağda başka hiçbir siyasal hareket, üslubunun gücü bakımından, Manifesto'yla kıyaslanabilecek bir metin ortaya çıkaramadı. Geçmişi, yazıldığı dönemi ve geleceği derin bir kavrayışla, ama aynı zamanda özlü bir biçimde çözümleyen gözüpek bir yaklaşımla yazılmış olan Manifesto'yu, özellikle kimi bölümleriyle, şiirsel bir etki uyandıran benzersiz bir düzyazı olarak görenlerin sayısı hiç de az değildir. Bertolt Brecht'in yıllar sonra Manifesto'yu altılı ölçüyle koşuk diline dökmeye kalkışmasının da, bu uğraşında başarısızlığa uğramasının da nedeni bu olsa gerektir.