TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı, eski milletvekili Mehmet Elkatmış, yıllar sonra önemli itiraflarda bulundu: JİTEM’i Teoman Koman’a, kontrgerillayı Kenan Evren’e soracaktım. ANAP’lı Yaşar Topçu engelledi
Siyaset, mafya, polis ve asker arasındaki karanlık ilişkilerin açığa çıktığı Susurluk olayını araştıran TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, komisyonun ANAP’lı üyesi Yaşar Topçu’nun Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman ile Kenan Evren’in dinlenmesi olayını engellediğini söyledi.
YAŞADIKLARINI ANLATTI
• Eski RP, FP ile AKP milletvekili Mehmet Elkatmış, 3 Kasım 1996’da Susurluk’ta meydana gelen trafik kazası sonrası açığa çıkan karanlık ilişkileri soruşturmak üzere kurulan TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanlığı yaptı. 12 kişilik komisyonda Elkatmış, araştırmaları esnasında karşılaştığı güçlükleri anlatırken, ilginç bilgiler verdi.
YAŞAR TOPÇU DEVREDE
• Abdullah Çatlı ve arkadaşlarının 1980 darbe öncesi kontrgerilla tarafından kullanılmasıyla ilgili eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’i dinlemek istediğini ancak buna ANAP’lı Yaşar Topçu’nun engel olduğunu belirten Elkatmış’ın anlatımları özetle şöyle: “Bu isimlerin kullanılmasıyla ilgili olarak Kenan Evren’in dinlenmesini istiyordum. Bu düşüncemi de açıkladım. Evren, bir soruya ‘TBMM halk adına görev yapan en üst organ. Çağırırlarsa seve seve giderim’ diye yanıt verince, dinlenmesi için teklif hazırladım. Komisyonun ANAP’lı üyesi Yaşar Topçu’nun haberi olmuş. Sekreterime ‘Kendi başına böyle karar veremez. Gelince beni arasın, eğer aramazsa yarın basın toplantısı düzenleyeceğim’ demiş. Sekretere söyle ‘bildiğini yapsın’ dedim. Ertesi gün bu yönde beyanat verdi. Meclis Başkanı Mustafa Kalemli aradı ‘Sakın işinize karışıyormuşum gibi algılama, ama kararınız Evren’i çok üzmüş. Kamuoyunda yanlış anlaşılacağını düşünüyor, çağırmanızı istemiyor’ dedi... Davranışım yanlış anlaşılınca, kendisi de dinlenmek istemeyince komisyona davet etmekten vazgeçtim.
KÜÇÜK-ÇİLLER-TOPAL
• Tansu Çiller, Veli Küçük ve Ömer Lütfü Topal’ın ikinci eşini dinleyecektik. Bu yöndeki karar da benim oyumla alındı. Çünkü oylamada dinlenmesini isteyenlerle istemeyenlerin sayısı eşit çıktı. Hatta muhalefet partilerine mensup bazı üyeler de dinlenilmemeleri yönünde oy verdiler. Bazı arkadaşlar bu kararı hükümetin yıkılmasına dönük bir girişim gibi lanse edince sonraki toplantıda tekriri müzakere istendi. Baktım karar istismar ediliyor ‘O halde dinlenmesinler’ diyerek konuyu kapattım.
TEOMAN KOMAN PAŞA
• Her taşın altında JİTEM çıkıyordu. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman komisyonumuza gelseydi JİTEM’i soracaktık, ama gelmedi. Bir emekli generale Koman’ın komisyona davetli olduğu halde gelmediğinden söz etmiştim. Bunu duymuş, talep etmediğimiz halde ‘TSK bünyesinde JİTEM diye bir kuruluş yoktur’ şeklinde bir yazı gönderdi. Bu olayın perde arkası var, ilk kez açıklıyorum; Koman’ın komisyona gelmesi için yazı yazdık. Yine Yaşar Topçu geldi, ‘Rahatsızlıkları var. Ne sıfatla çağırdığımızı yazmamızı istiyorlar, sizden özel rica ediyorum, bir yazı yazın’ dedi. Topçu’nun özel ricasıyla, tuttuk, ‘MİT Müsteşarı sıfatıyla komisyona davet ediyoruz’ diye bir yazı faksladık. Ertesi sabah bir asker elinde kapalı, ‘Gizli’ ibareli bir zarf getirdi. Yazıda da ‘Komisyonunuz beni davet etmiştir. Ancak MİT kanununa göre müsteşar ancak Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve MGK’ya bilgi verebilir. Onun dışında hiçbir kurum veya kişiye bilgi veremez. Bu nedenle komisyonunuza gelip bilgi vermem mümkün değildir. Ancak bu iş, sanki silahlı kuvvetlerle TBMM arasında bir güç gösterisine dönüşmüştür’ diyordu. Komisyon toplantısında ‘Bu davranış, komisyonumuza bir hakarettir, görevimiz engellenmiştir. Buna gereken cevabı vermemiz lazım’ dedim. Bir kısım arkadaşlar ‘etme eyleme, gidip görüşelim’ dediler... ‘Bir yazı yazalım, kendi yerine bir başka yetkiliyi göndersin’ dediler. ‘Gelmezse ihale üzerine kalır. Komisyona gelmemek birtakım şeyleri kabul etmektir’ dedim...
“TUZAK KURMUŞLAR”
• Sonradan anladım ki, bu konu yukarılarda konuşulmuş, tuzak kurulmuş, bazı arkadaşlar da buna alet edilmiş. Ben oyuna geldim, iyi niyetliyim çünkü. Aynı şekilde Genelkurmay’a da yazdık. İkinci başkan Çevik Bir imzasıyla tek cümlelik bir yanıt geldi: ‘TSK mensuplarının bu gibi konularda hiçbir dahli yoktur.’ İkinci bir yazı yazdım, ‘Her ne kadar bu gibi olaylarda asker kişilerin ilgisi yoktur demişseniz de, komisyonumuza gelen bilgi ve belgeler karşısında bir takım asker kişilerin de bu gibi olaylarda rol aldığı anlaşılmıştır. Konunun yeniden değerlendirilerek komisyonumuza bilgi verilmesini...’ dedim. Çevik Bir’den bir yazı daha geldi; ‘TSK, ısrarla olayların içine çekilmek çalışılmaktadır. Bundan üzüntü duymaktayız.’ Yani ‘Bizi olayların içine çekmek istiyorsunuz, maksatlısınız’ demeye getiriyor. Aynı yazıyı MGK Genel Sekreterliği’ne de yazdım. Cevap bile vermediler. İşte biz böyle şartlarda çalıştık.”