Politika

Koltuktakiler değil zihniyet değişmeli

Erdoğan, "Şimdi yola çıkan bazılarına bakıyorum, bizi taklit etmeye çalışıyorlar. Önemli olan koltuktakilerin değil, zihniyetin değişmesi" dedi.

22 Mayıs 2010 03:00

T24 - AKP genişletilmiş il başkanlarının dünkü toplantısında konuşan Erdoğan, “Şimdi yola çıkan bazılarına bakıyorum, bizi taklit etmeye çalışıyorlar. Önemli olan koltuktakilerin değil, zihniyetin değişmesi. ‘İşsizlik bu ülkenin sorunudur.’ Söylemene gerek yok, el alem biliyor. Nasıl çözeceğini anlat...”


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal’ın istifası sonrası tek aday olarak bugünkü kurultaya giren Kemal Kılıçdaroğlu’na ilk eleştirilerini yöneltti. Erdoğan “Önemli olan koltukta oturanların değişmesi değildir, zihniyetin değişmesidir. Sırtını milletten başka hiçbir yere dayamadan siyaset yapılacağını ispat ettik. Şimdi yola çıkan bazılarına bakıyorum, aynı argümanları kullanma gayreti içindeler” dedi.

AKP genişletilmiş il başkanlarının dünkü toplantısında konuşan Erdoğan, Baykal’ın yanı sıra Kılıçdaroğlu’na da yönelik açıklamalar yaptı. “Bu ülkede sırtını milletten başka hiçbir yere dayamadan siyaset yapılacağını ispat ettik” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi hamdolsun bizim bu anlayışımızı taklit etmeye çalışanlar var. Şimdi yola çıkan bazılarına bakıyorum, aynı argümanları kullanma gayreti içine girdiler. Fakat bu yaşanır, konuşulmaz. Bunları konuşacaksın, ondan sonra da bu ülkede siyaset mühendisliğini bizzat uygulayacaksın. Tespit yapıp çözüm üretmedikten sonra benim milletimi aldatamazsın. ‘İşsizlik bu ülkenin sorunudur.’ Senin söylemene gerek yok ki, elalem biliyor. Nasıl çözeceksin, onu anlat. ‘Biz iktidar olduğumuz zaman onu göstereceğiz.’ İktidar olamayacaksın ki. Yolunu göster, yolunu. ‘Yolsuzluklar’, önce aynaya bakacaksın.  


O kadronun içindeydi

Düne kadar bu malum kadronun içinde olup statükoyu koruyan, hiçbir farklı düşünce serdetmeyenlerden ciddi bir değişiklik beklemek nafiledir. Önemli olan koltukta oturanların değişmesi değildir, zihniyetin, politikaların, anlayışların değişmesidir. 1940 model siyasetten vazgeçip, statükoya sırtını dayamaktan vazgeçip bugüne gelmelerini, dünyayı tanımalarını, milletin temel değerleri konusunda rezervlerini kaldırmalarını umuyoruz.”

Baykal’a da yüklenen Erdoğan şöyle konuştu:

“Nasıl ki siyasette başkalarının ailevi meselelerini, özel meselelerini, mahremiyetini istismar malzemesi yapmak çirkinse, aynı şekilde kendi ailesini, kendi mahremini, kendi özel meselelerini de siyasete istismar malzemesi yapmak o kadar yanlış, ondan da fazla çirkindir. Son derece şaşırtıcı biçimde önce eski CHP lideri, ardından da yandaş medyaları bu çirkin hadiseden dolayı hükümeti karalamaya kalkıştılar.  

Bir sorumlu arıyorlarsa Ak Parti’ye değil, önce kendilerine baksınlar. Her şey peyderpey ortaya çıkıyor. Bu kirli tezgâhın sorumlularını, gitsinler avukatlığını yaptıkları çetelerin, mafyaların, karanlık örgütlenmelerin içinde, siyaset dışı karanlık güçlerde arasınlar. Karanlık ilişkilerin, kirli hesapların, belden aşağı vurmaların bizim kitabımızda yeri yok.


Timsah gözyaşlarına baksın

Bu senaryonun yazarı olarak bizi itham etme gafletine düşeceklerine, ilk günden itibaren çarşaf çarşaf hadiseyi büyütenlere, istifa çığlıkları atanlara, bir kez daha kurultay, siyaset mühendisliği yapanlara dikkat etsinler. Timsahın gözyaşlarına dikkat etsinler. Timsahlar görüntülerde, gözyaşları görüntülerde. Şimdi nerede o timsahlar? Bunlar kameralarla tespit edilmiş şeyler. Sağa, sola gitmeye gerek yok.

Sezar, ‘Sen de mi Brütüs’ sözünü söyledikten sonra, ‘İşte şimdi yıkıldım’ dedi ya... İşte şimdi yıkılanlar Ak Parti’ye çamur atacaklarına, önce o Brütüslere baksınlar. Kendisine kazan kaldıranlara, ‘Geri dönme’ çağrısı yapanlara, milletvekillerine baksınlar. Bu olay üzerinden siyasi fırsatçılık yapanlara, ayak oyunu oynayanlara, yıllarca beraber yürüyüp de şimdi birbirlerinin yolunu... Evet, kuyu kazazarak birbirlerini engellemeye çalışanlara baksınlar.


Başbakan tedirgin oldu ama korksun

“Öyle anlaşılıyor ki Sayın Başbakan’ın işi gücü yok, CHP’nin içişleriyle uğraşıyor. Demek ki esen rüzgârdan tedirgin. Ama tedirgin olmasın, korksun aynı zamanda. Halkla başladık, halkla devam edeceğiz...”

CHP Genel Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın kendisi hakkındaki sözlerine yanıt verdi. Kılıçdaroğlu “Başbakan tedirgin oldu. Ama tedirgin olmasın, aynı zamanda korksun. Çünkü iktidar olacağız” dedi.

Erdoğan’ın genişletilmiş il başkanları toplantısında kendisine yönelik sözlerinden kısa süre sonra NTV’de Can Dündar’ın “Canlı Gaste” programına katılan Kılıçdaroğlu, Başbakanın “timsah gözyaşları” eleştirilerini yanıtladı. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

-  Öyle anlaşılıyor ki Sayın Başbakan’ın başka işi gücü yok, CHP’nin içişleriyle uğraşıyor. Demek ki esen rüzgârdan tedirgin oldu. Ama tedirgin olmasın, korksun aynı zamanda. İktidar olacağız, göreceksiniz.

-  Halkla başladık, halkla yola devam edeceğiz. Çünkü halkın iradesinin olduğu yerde biz varız. Mustafa Kemal ve arkadaşları halkla beraber başladılar. Biz o gelenekten geliyoruz, o geleneği sürdürmek zorundayız. Halkla beraber gideceğiz. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, ‘bu bana oy vermez, bunun ayağına gitmeyeceğim’ demeden herkesin ayağına gidip herkesle konuşup, herkesten oy isteyeceğiz.


Yolsuzluğa son

-  Biz rüşvet yemeyeceğiz, yolsuzluk yapmayacağız, havuzlu villalarda oturmayacağız. Bu ülkede yatağa aç giren çocuk kalmayacak. Halk zenginleşmeden biz zenginleşmeyeceğiz. ‘Biz bunu denemek istiyoruz, bize bu yetkiyi verin’ diyeceğiz.

-  Sayın Başbakan söylemlerinin arkasında durmuyor. Söylemde bulunmak ayrı, söylemin arkasında durup onun gereğini yapmak ayrı. Başbakan’ın en büyük zaafı; o söylemlerle yola çıktı, oy aldı ama o söylemlere muhatap olan kişiler bugün yerlerde sürünüyor.

-  Saydam bir yönetim anlayışı sergileyeceğim. Cam gibi şeffaf, buradan bakınca arka tarafı da görünecek. Siyasete saydamlığı getirmek zorundayız.

-  Türkiye’nin yarattığı rantları bu ülkenin insanları paylaşacak, bir avuç insan değil. Biz rantlara talip değiliz. Bu ülkede yaşayan insanların sorunlarına talibiz.

-  Kısıklı’daki villalarda, etrafı duvarlarla örülü yerde oturmak istemiyorum. Halkımla beraber, onlarla iç içe yaşamak isterim.

-  Büyük beklenti kuşkusuz beni kaygılandırıyor. Bölünme kaygısı olmaz. Partinin Sözcüsü ve Genel Saymanı Mustafa Özyürek, ‘Gelip destekleyeceğiz’ dedi. Küskünlük olsa bile ben onları barıştıracağım. Bu rüzgâr beni şaşırtmadı, bekliyordum. Ancak CHP’nin tek başına iktidar olması için bu yetmez.

-  Sayın Baykal için üzgün olmamak mümkün mü? Hükümetten olayın faillerini bulmasını istiyoruz. Bulmazlarsa hükümetin yakasına yapışacağız. Bizim istihbarat örgütlerimiz yok.

-  Sayın Baykal’a başvurmak, görüşlerini almak, kritik dönemlerde benim için onun görüşlerini almak benim sorumluluğum gereğidir. (Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soru üzerine) oraya çok yakışır.

-  Zonguldak’taki patlamayla ilgili bilgi aldım. Heyet gönderdim. Kurultaydan sonra ilk gideceğimiz yer orası olacak.


Dersim ve af

“Dersim” ve “af” konularında daha önce yaptığı açıklamaların arkasında olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, adaylığa nasıl karar verdiğini de şöyle anlattı:

“Kamuoyundan baskı vardı. Uzun uzun düşündüm, görüşmeler yaptım. Kimseye söylemedim. Evden çıkarken eşime söyledim. O da suratını astı. 11.30’da da çıkıp açıkladım. Onlar baştan siyasete girmemi çok fazla istemiyorlardı.”

İsmet İnönü’nün “Memlekette ahlaklılar ahlaksızlar kadar cesur olmalıdır” sözünü bugünkü kurultayda kullanacağını, bunun da kendi seçimi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, genel başkan seçilmesi halinde pazartesi günü TBMM’deki grup başkan vekili odasını boşaltacağını kaydetti.