Hülya Karabağlı
T24/ ANKARA - Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, sokak ortasında dayağı engellemek isteyen iki hukukçu asistana 3 ay 10 günlük ceza verince, ‘yardıma gidelim mi gitmeyelim mi’ sorusunu tartışmaya açtı.
Federasyon başkanı Canan Güllü, yasanın azizliğine uğrayan asistanların mağduriyetine dikkat çekerek, “Siz vatandaş olarak artık böyle bir yardıma koşar ya da duyarlılık gösterir misiniz” diyerek en can alıcı noktayı gündeme taşıdı.
Federasyon, mağduriyete neden olan CMK’nın ‘Kanun yararına bozma talebini’ düzenleyen ‘309. Maddesinin değiştirilmesini istiyor. Başkan Güllü, Adalet Bakanlığı’na söz konusu durumun düzeltilmesi için dilekçe hazırladı. İki hukukçu asistana destek imzaların yar aldığı dilekçe yarın Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele günü olan 25 Kasım’da bakanlığa verilecek.
Asistanlar saldırıya uğradı
Ankara Hukuk Fakültesi asistanları H.M, C.Y’nin başına gelenler Cebeci Semti’nde gece yarısına doğru yaşandı. Sokak ortasında eşini döven kocaya müdahale etmek istedi. Ancak, yakınları ve esnaf tarafından saldırıya uğradı. Mahkeme, karısını döven kocaya müdahale etmeyi haksız tahrik olarak değerlendirdi. Karısını dövdüğü için 5 ay hapse mahkûm ettiği Sedat Koç’u, asistanları darp ettiği gerekçesiyle de 1.5 yıl hapisle cezalandırdı. Asistanları dövdüğü için verdiği 1.5 yıllık cezada bu suçu “tahrik” altında ve "haksız bir eyleme karşı işlediği" ve "iyi halli olduğu" gerekçesiyle indirim yaptı. 6 aya indirilen ceza ertelendi. Mahkeme, eşini dövdüğü gerekçesiyle verdiği 5 aylık cezayı da erteledi. Mahkeme, hakkında hiçbir şikâyet bulunmadığı halde, dayak yiyen kadına da telefonla akrabasından yardım isteyip olayları azmettirdiği gerekçesiyle cezalandırdı.
Adalet Bakanlığı’na 25 Kasım dilekçesi
Kadın Dernekleri Federasyonu’nun ‘dayağa müdahale edelim’ derken 3 ay 10 gün ceza alan iki asistan için hazırladıkları ve imzaya açtıkları dilekçe yarın Adalet Bakanlığı’na verilecek. ‘Sayın bakan’ başlıklı dilekçe şöyle:
- CMK 309. maddede Kanun Yararına Bozma usulü düzenlenmiştir. Bu düzenlemede her ne kadar "Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hüküm" denilse de, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararlarına karşı kanun yararına bozma usulünün işletilmesinin Yargıtay Kararları ile önüne geçilmiştir.
Yargıtay incelemesinin önü kapatıldı
- Avukat ve hakimlerle yaptığımız görüşmelerde, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kurumunun amacına aykırı bir biçimde, hakimler tarafından temyiz incelemesinden geçmeksizin dosya kapatmanın bir yolu olarak işlev kazandığı görülmektedir.
-Bazı hakimler, beraat ya da mahkumiyet hükmü vermek yerine, olaylarda ceza tespit edip hükmün açıklanmasını geri bırakmakta; böylece Yargıtay incelemesinin önünü kapadığı gibi; ayrıca sicillerinin temyiz sonuçlarına göre olumsuz etki görmesinin de önüne geçtiklerini düşünmektedirler.
- Alt derece mahkemelerinin, kamu vicdanını son derece rahatsız edecek, kanuna ve adalete aykırı olarak verdikleri kararlar, temyiz incelemesinden geçmediği gibi; Yargıtay Kararları dolayısıyla Kanun Yararına Bozma usulü ile de Yargıtay önüne gelememektedir.
- Bu sebeple CMK 309. maddede bir değişiklik yapılması zaruri görülmektedir.
- Maddenin ilk fıkrasına yapılacak bir ekleme ile bu sorunun önüne geçilmesi mümkündür.
- Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen veya açıklanan hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
Kocaya müdahale ‘haksız tahrik’ diye değerlendirildi
- Nitekim kadına yönelik şiddet ile ilgili olarak basına yansımış bir vakıa da tüm bu süreç yaşanmıştır. Sokak ortasında karısını dövmekte olan bir adama, iki kişi sözlü olarak müdahale etmiş; bu müdahale sonrasında adam ve yeğeni bu müdahale eden kişilere saldırmıştır. Bu kişilerin kendilerini ve dayak yiyen kadını koruma amaçlı fiileri Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından meşru savunma olarak değerlendirilmemiş; ve hatta gerekçeli kararda meşru savunma hali ile ilgili en ufak bir tartışma dahi yürütülmemiştir.
Mahkeme ‘müdahale etmemeyi’ telkin etti
- Üstelik daha da vahimi mahkeme gerekçeli kararında, karısını döven kocaya müdahale etmeyi haksız tahrik olarak değerlendirmiş; böylece kadına karşı şiddetin başlıca problem olduğu ülkemizde topluma; kadına karşı şiddet karşısında "karışmamayı, müdahale etmemeyi" telkin etmiştir. Ne var ki kamu vicdanını zedeleyen, böylesi vahim bir karar karşısında temyiz yolu kapalı olduğu gibi; Yargıtay kararlarının bir sonucu olarak Kanun Yararına Bozma yolu da kapatılmıştır.
Güllü: Şiddete dur derken kanun suçlu saymamalı
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Türkiye’de kadın cinayetlerinin son yıllarda artan bir oranda ve içselleştirilerek devam ettiğini vurguladı. “Artık medyada ekran ve gazetelerin baş sayfalarında şaşkınlık yaratmayan sadece bugün kaç kişi oldu sayısına dönüşen bu cinayetlere dur demeliyiz” diyen Güllü, cinayetlere dur demenin kanun önünde bir bedeli olmaması gerektiğine dikkat çekti ve “Dur demeliyiz ama hep birlikte. Komşumuzun uğradığı şiddet eyleminde, caddede okulda iş te kısaca yaşamın her alanında şiddete dur demeliyiz vatandaş olarak. Ancak bu deme kanunen bizi suçlu konuma getirmemeli.”
‘Asistanlara verilen cezaya şaşırdık’
“Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu olarak şiddet artmasındaki en büyük nedenlerden biri olarak toplumsal duyarsızlık olduğunu söyleyip durduk” diyen Güllü, geçtiğimiz aylarda yaşanan iki asistanla ilgili durum karşısında uğradıkları şaşkınlığa dikkat çekti ve “Ancak geçtiğimiz aylarda böyle bir olayla karşılaşan Hukuk fakültesi asistanlarının uğramış olduğu mağduriyet sonrası bizlerde ne söyleyeceğimizi şaşırmış durumdayız. Eşinin şiddetine maruz kalan kadının yardımına koşan bu iki hukukçu 3 ay 10 gün hapis cezası aldılar. Siz vatandaş olarak artık böyle bir yardıma koşar yada duyarlılık gösterir misiniz.”
Yargının, ‘Adamın karısı döver de sever de’ anlamına gelen bir karara imza attığına dikkat çeken Güllü, iki asistanın mağdur olmasına neden olan ilgili kanun maddesinin değiştirilmesi için Adalet Bakanlığı için hazırlanan dilekçeye imza vermek isteyenlerin “0312 419 33 70” no’lu fax numarasına gönderebileceklerini söyledi.