Gündem

Kobani davasında 3. duruşma | Avukat Maçoğlu: Savcı dosyada bir belge unutmuş, belgede, “Bu dosyaya çalışın ve HDP kapatma iddianamesinin temelini oluşturun” diyor

14 Haziran 2021 11:12

Güncelleme: 14 Haziran 2021 17:29

T24 Haber Merkezi

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında açılan davada üçüncü duruşma bugün  Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.

Duruşmayı HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, HDP milletvekillleri, HDP MYK ve Kadın Meclisi üyeleri ile avukatlar ve diplomatik temsilciler takip ediyor. 

Reddi hâkim taleplerinin reddine yönelik avukatların yaptığı itiraz, üst mahkeme tarafından reddedildi. K

Avukat Günizi Satar, "2015’te emniyet tarafından hazırlanan araştırma tutanağı 8 Ocak 2021’te Ankara 22. ACM tarafından kabul edilen Kobanî davası iddianamesinin temelini oluşturdu. 2015’ten iddianame kabulüne kadar dosyaya emniyet tutanağı dışında hiçbir şey eklenmedi." dedi.

Avukat Maviş Aydın: "MHP’li kimliği ile bilinen Soruşturma Savcısı Ahmet Altun, İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak atanmış ancak bu karar Erdoğan’ın karşı hamlesi olarak iptal edilmiş ve yeniden Kobani Davası’nın savcısı olarak görevlendirilmiş Soruşturmayı yeni şahıslara doğru genişletmesini gerektirecek yeni bilgi, belge gelmediği halde Savcı Ahmet Altun’un, kim tarafından, nerede hazırlandığı bilinmeyen liste üzerinden araştırma başlatması, soruşturmanın siyasal hedefinin olduğunu göstermektedir." diye konuştu.

Avukat Kenan Maçoğlu şu ifadeleri kullandı: 

"HSK’ya müzekkere yazılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak atanan Savcı Ahmet Altun’un atamasının neden iptal edildiğinin sorulmasını istiyoruz. Savcının kulağına fısıldayan birileri var. Bingöl’e, Bitlis’e, Patnos’a yazılar yazarak kendisine itirafçı arıyor. Bu çabalar sonuç vermiyor. Yüksekdağ ve Demirtaş tutuklanana kadar savcı herhangi bir delil sunup gizli tanık bulamıyor. Siz böyle ciddi bir iddianameyi kabul ediyorsunuz ama gizli tanığın nasıl bulunduğunu, ifadesinin nasıl alındığını sormuyorsunuz. Bunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sorulmasını istiyoruz Savcı Ahmet Altun, bu dosyaya dahil olur olmaz Demirtaş’ın 6-8 Ekim savunmasını istemiş. Aynı savcı aynı zamanda Ankara 19.ACM’nin duruşma savcısı. Ahmet Altun, kim tarafından ne amaçla atanmıştır bunun soruşturulmasını istiyoruz.  Savcı dosyada bir belge unutmuş. Siz de incelemeden kabul etmişsiniz. Neyse ki bu artık kayıtlara geçti, kaybedilme şansı yok. Soruşturmaya müdahale eden el bu belgede diyor ki; “Bu dosyaya çalışın ve HDP kapatma iddianamesinin temelini oluşturun”

Av. Zeynep Sedef Özdoğan: "Sokak eylem alanıdır ve bu Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. ‘Sokağa çıkın, demokratik haklarınızı kullanın’ çağrısı suç sayılamaz."

"Siz görmezden gelseniz de AİHM kararı bağlayıcıdı"

Av. Benan Molu: "Siz görmezden gelseniz de AİHM kararı bağlayıcıdır. Beraat kararı vermek ya da tahliye etmek dışında başkaca verilebilecek bir karar yok"

Mahkeme Başkanı, “Tarihsiz olan evrakın bir örneğinin eklenmek suretiyle evrakın mahkeme dosyasıyla ilgilsininin bulunup bulunmadığının araştırılmasına, söz hakkı verilen avukatların taleplerinin reddine” karar verdi. Duruşmaya 14:00’e kadar ara verildi.

Avukatların sesi kapatılarak ara karara geçildi

Avukatlar söz almak istediği sırada Mahkeme Başkanı, iddia makamından belirtilen taleplere ilişkin mütalaasını açıklamasını istedi. Avukatların sesi kapatılarak ara karara geçildi.

"37 kişinin ölümüne sebebiyet vermek” çok ağır bir suçlama"

,Aranın ardından duruşma yeniden başladı. Ayhan Bilgen, "6-8 Ekim’de provakasyon IŞİD tarafından yapılmıştır. Suriye’de akrabalarına yönelik saldırılar insanları harekete geçirdi. Kadınların, çocukların kaçırıldığı ortamda benzerlerinin yaşanmamasına karşı eylemler yapıldı" dedi.

Bilgen şunları kaydetti:

"37 kişinin ölümüne sebebiyet vermek” çok ağır bir suçlama. 37 kişiyi karşıma alsalar ve başıma silah dayasalar “Ya bu kişilerden birisini öldür ya seni öldüreceğiz” deseler kendi ölümümü seçerim. Hiçbir ölümü ayırt etmeksizin, hiçbir ölümle ilişkilendirilmeyi kabul etmiyorum. İnsanlar ağlamasın, çocuklar ölmesin diye siyasete başlamış bir insan olarak bu suçlamayı çok ağır bir itham olarak görüyorum.

Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirme suçlamasına dair] Türkiye hala darbe anayasasıyla yönetiliyorsa bunda hepimizin sorumluluğu var. Anayasanın demokratik olması için değiştirme çalışma ve araçlarının da yine demokratik olmasını savunuyorum. Bir iç savaş yaşanmamışsa ve bunda payım varsa benim ödediğim bütün bedellere değer. Ben hakikati aramayı insanın varlık sebebi olarak görüyorum. Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi: “Halk nezdinde makbul olmayan hak nezdinde de makbul olmaz.”

Duruşmaya bugün itibari ile ara verildi. Yarın 09:30’da devam edecek.

Aralarında siyasetçilerin de olduğu 108 kişiye yöneltilen suçlamalar şöyle:

“İnsan öldürme (37), insan öldürmeye teşebbüs (31), yağma (24), alıkoyma (38), alıkoymaya teşebbüs (2), mala zarar verme (1750), yakarak mala zarar verme (397), kamu malına zarar verme (1060), yakarak kamu malına zarar verme (503), işyeri dokunulmazlığını ihlal (53), geceleyin işyeri dokunulmazlığını ihlal (294), geceleyin açıktan hırsızlık (26), açıktan hırsızlık (20), hırsızlık (114), geceleyin hırsızlık (272), basit yaralama (5), silahla basit yaralama (43), kamu görevlisini silahla basit yaralama (264), kamu görevlisini kasten basit yaralama (7), kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama (1), kamu görevlisini kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama (1), silahla kasten yaralama (78), kamu görevlisini silahla yaralama (51), iş ve çalışma hürriyetinin ihlali (3), ibadethanelere zarar verme (4), düşük yapmaya neden olma (1),bayrak yakma (24), 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna muhalefet (25), suç işlemeye tahrik etme, devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü bozma.”