Annenin yıllar süren hukuk mücadelesi sonucu, kızını istismar suçlamasıyla 50 yıl hapis cezası alan baba istinaf mahkemesinden çıkan kararla tahliye edildi. Şimdi ise babanın çocuğu “yasal olarak” görme hakkı elde edebilmesi gündemde.
Babanın kızını istismarı, annenin verdiği uzun hukuk mücadelesiyle dava konusu haline gelebildi. 3 yılı aşkın süre devam eden yargılama boyunca hiç tutuklanmayan baba, ancak 50 yıl hüküm verildikten sonra tutuklanabildi. Normalde 1 yıldan az sürede karar veremeyen istinaf mahkemesi 2 ay gibi rekor bir hızla dosyayı görüşüp babaya verilen cezayı bozarak, baba hakkında tahliye kararı verdi.
İstinaf mahkemesinin 50 yıllık cezayı bozma nedeni, dava görülürken, 2017 yılının kasım ayında kanun hükmünde kararname ile Ceza Muhakemeleri Kanunu’na eklenen bir cümlelik düzenleme. Bu düzenlemeye göre Cumhuriyet Başsavcılığı “Kovuşturmaya yer olmadığı” gerekçesiyle bir dosyayı kapatmışsa, bu dosyanın bir kamu davası olarak açılabilmesi için sulh ceza hakimliğinden izin almak gerekiyor.
İstinaf mahkemesinin kararının ardından anne ve Aile Bakanlığı, Sulh Ceza Hakimliğine gerekli yargılama izninin verilmesi için başvuruda bulundu. Küçük kızın çizdiği resimler, kaleme aldığı mektupların anımsatıldığı başvuruda, bu resim ve mektupların onun elinden çıktığını gösteren adli tıp raporları hatırlatıldı.
Ayrıca istismar sanığına 50 yıllık cezayı veren İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi de dosya durduğu için Sulh Ceza Hâkimliğine başvuruda bulundu.
Evrensel'den Meltem Akyol'un haberine göre Sulh Ceza Hakimliği ise ‘Biz buna karışmayız, bu aile içi şiddet meselesi’ diyerek dosyayı ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Bürosuna gönderdi. Büro da ‘Biz yetkili değiliz’ diyerek dosyayı tekrar İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi, yani 50 yıllık ceza kararını veren ve kararı bozulan mahkemeye... Şimdi 6. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyayı tekrar Sulh Ceza Hakimliğine göndermesi bekleniyor.
"Hukuken açıklayamıyorum ben bu olanları, çaresizim"
Evrensel'den Meltem Akyol'un haberine göre dava boyunca anne ile birlikte hukuk savaşı veren Avukat Tülay Bekar gazetemize konuştu. “Bir süre sonra 6. Ağır Ceza Mahkemesi ‘Ben devam edemeyeceğim, çünkü sulh ceza hâkimliği bir karar vermiyor’ diyebilir. Böyle olursa istismar sanığı baba hakkındaki yurt dışı yasağı kaldırılacak. Ve o baba kişisel iletişim kurma kararı alıp, çocukla yeniden görüşmek isteyecek. 15 günde tahliye olan bir adam 15 günde çocukla görüşme kararı da alır. Hukuken açıklayamıyorum ben bu olanları, çaresizim.” dedi.
Avukattan çağrı: Bu çocuğun ıstırabı görülsün
İstismardan hüküm giyen ancak hüküm kararı istinaf mahkemesi tarafından rekor bir hızla bozulan babanın avukatlığını Deniz Feneri davasından bilinen bir avukatın yaptığı da gündeme gelmişti. Kız Çocuğunun Avukatı Tülay Bekar şöyle sesleniyor: “Hukuk adına utanç duyuyorum. Bu sürecin normal olmadığını açıkça söylemeliyim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, Cumhurbaşkanlığına, Adalet Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığına dilekçe verdik, randevu da talep edeceğiz. Bir kurumdan birinin bizi görüp dikkate almasını bekliyoruz. Bu çocuğun ıstırabı görülsün, buradan açık çağrı yapıyorum, duyun bu sesi. Bakın biz artık yargılamanın yeniden başlamasına, çocuğun yaşadıklarını yeniden anlatmasına razı hale geldik. Çocuk daha reşit değil, babanın onunla görüşmesi artık çocuğun ölmesi demek. Bunu ona yapmayın. Sesimiz soğuk dosyalar arasında, hukuk döngüsünde kaybolmasın...”
Ne olmuştu?
Anne A, şiddet yüzünden C.Ö.K’den 2014’te boşandı. İki çocuğun velayetini aldı, babaya çocukları görme hakkı verildi. 2014 yılında çocuklar babalarının yanından döndüğünde annenin dikkatiyle o zaman 5.5 yaşında olan kızının istismara uğradığı, “Anneni öldürürüm” dediği için de çocuğun yaşananları anlatmakta zorluk çektiği ortaya çıktı.
Annenin 7 Ağustos 2014 tarihinde yaptığı şikâyet ile hukuk mücadelesi başladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturmada çocuk ilk ifadesinde yaşadıklarını anlatamayınca savcılık yetkisizlik kararı verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet “Yeterli şüphe oluşturacak delil olmadığı” gerekçesiyle dikkate alınmadı. Anne itiraz etti, İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği itirazı reddetti.
Anne Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin hazırladığı, çocuğun istismara uğradığını ortaya koyan raporla yeniden başvuru yaptı, “Daha önce de başvuru yapmışsınız, kovuşturmaya yer yok” kararı vererek dosyayı yeniden kapattı. Anne yine itiraz etti, itiraz yine reddedildi. Anne bu kez de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı bir rehabilitasyon merkezi ve Yenimahalle Devlet Hastanesi Çocuk İzlem Merkezinden çocuğun cinsel istismara uğradığına dair kuvvetli şüphe olduğuna dair raporlarla başvuru yaptı. Çocuğun istismarını ortaya koyan farklı raporlarla tam 3 kez başvuru yapan, Yargıtaya, Anayasa Mahkemesine giden annenin sonuç alamadı. Kanun yararına bozma yoluna gidilince 2 yıllık adalet mücadelesinin sonucunda 2016 yılında kamu davası açılabildi.
Dava sürecinde çocuk defalarca ifade vermek zorunda kaldı, mahkeme 3 yılın sonunda 10 Temmuz 2019’da babaya 60 yıl 9 ay hapis cezası verdi, ceza 50 yıl 7 ay 15 güne indirildi. Baba tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Karardan kısa bir süre sonra babanın yaptığı başvuruyla istinaf mahkemesi cezayı, üstelik bir üst mahkemeye başvurma yolunu da kapatarak bozdu. Karar sonucunda 50 yıla mahkum edilen ve sadece 4 ay tutuklu kalan istismar sanığı 22 Kasım’da tahliye edildi.