Gündem

Kızıldere Katliamı'nın 44. yıldönümü; CHP'den Mahir Çayan ve arkadaşlarına iade-i itibar teklifi

AKP'li Ayşe Nur Bahçekapılı'da “Ben de 30 Mart’ta öldürülen Mahir Çayan ve arkadaşlarını saygıyla anıyorum” dedi

30 Mart 2016 21:21

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 30 Mart 1972'de Türkiye Halk Kurtuluş Partisi - Cephesi (THKP - C) lideri Mahir Çayan ve 9 kişinin katledildiği Kızıldere Katliamı’nı gündeme getirdi. Özel “10 devrimci yurtsever gencin katledilişinin yıldönümünü CHP olarak burada esefle hatırlıyor ve kınıyoruz. 12 Mart müdahalesi koşullarında hukuk dışı cezalandırılan tüm gençlerin cezalarının yok sayılacağı bir iadei itibarın yapılacağı ve o cezaların doğurduğu çeşitli sıkıntıların çözülerek hak iadelerinin kendilerinin ailelerine yapılabileceği düzenlemeler de herhalde bu Meclis’te tüm partilerin ortak sorumluluğunda” dedi.

Meclis Başkanvekili AKP'li Ayşe Nur Bahçekapılı, “Ben de 30 Mart’ta öldürülen Mahir Çayan ve arkadaşlarını saygıyla anıyorum” ifadelerini kullandı.

 

“Kızıldere HDP’yi var eden ruhtur”

 

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de “Çayan ve arkadaşları darbenin en karanlık günlerinde korkusuzca yoldaşlarını sahiplenmişlerdir. Kızıldere ruhu bugün HDP’yi var eden ruhtur. Mahir Çayan ve arkadaşlarının mirasının takipçisi olduğumuzu onların mücadelesi önünde saygıyla eğildiğimizi ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

 

Ne olmuştu?

 

12 Mart 1971 muhtırasından sonra yakalanan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'ndan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarını engellemek için 27 Mart 1972'de Ünye'deki NATO üssündeki yabancı görevlilerini kaçıran Türkiye Halk Kurtuluş Partisi - Cephesi kurucularından Mahir Çayan, Dev - Genç Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Dev -Genç MYK üyesi Hüdai Arıkan, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'ndan Cihan Alptekin, Fatsalı Nihat Yılmaz, öğretmen Ertan Saruhan ve Ünyeli Ahmet Atasoy, Gordon Banner ile Charles Turner adlı iki İngiliz ve John Law adlı bir Kanadalı radar teknisyenini NATO üssünden kaçırdılar. Kendilerini Kızıldere (şu an adı Ataköy)'de bekleyen Dev - Genç Genel Sekreteri Sinan Kazım Özüdoğru, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği yöneticisi Sabahattin Kurt, THKO'dan Ömer Ayna ve Hava Kuvvetleri Proleter Devrimci Örgütü'nün kurucusu olarak aranan Üsteğmen Saffet Alp ile buluştular.

 

"Biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik"

 

Grup köyün muhtarının evinde mevzilendi. Ankara Merkez Komutanlığı görevinde bulunan Tümgeneral Tevfik Türün tarafından yönetilen operasyonda helikopter destekli güvenlik güçleri, köydekilerin ihbarı üzerine evi buldu ve kuşattı. Ağır makineli tüfekler ve köylülerin iddialarına göre NATO askerleri kuşatmayı destekledi. İçeridekiler, rehineleri dışarı gösterdiler fakat bilinmeyen bir sebeple güvenlik güçleri rehinelere önem vermedi ve ateş açtı. Grup lideri Mahir Çayan, güvenlik güçleriyle iletişime geçmek için çatıya çıkıp şu sözleri söyledi:

"Sıradan askerleri çekin rütbeliler gelsin! Biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik!"

Çatıya askerlerle konuşma yapmak için çıkan Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü, Saffet Alp ve Cihan Alptekin görüşme için çatıda beklerken, gruba makineli tüfeklerle ateş açıldı. Üç kişi deliklerden eve atlamayı başarırken, geride kalan Mahir Çayan başına isabet eden bir mermiyle orada yaşamını yitirdi. Açılan ateşin ardından alınan karar gereğince teknisyenler öldürüldü ve çatışma başladı. Jandarmanın açtığı ateşte Ömer Ayna gözünden, Cihan Alptekin karnından vuruldu. Eylemciler jandarmayla görüşmeyi reddederek kendilerini savunmak üzere sahanlıkta toplandı ve el bombaları hazırladı. Ancak roketatarlar ve havan toplarıyla yapılan saldırıda sahanlık isabet aldı ve yıkılan bölümde hayatını yitiren bir veya birkaç kişinin elinden serbest kalan el bombası patlayarak bir dizi patlamaya neden oldu. Bu patlama sonucu veya atılan ateş sonucu Ertuğrul Kürkçü dışındakilerin hepsi hayatını kaybetti. Ateşin kesilmesi üzerine eve giren güçler yaralı Saffet Alp'i sağ ele geçirmiş ama daha sonra başına bir kurşun sıkarak öldürüldü. Bombalamaların devamı üzerine eve bitişik olan samanlığa geçerek kurtulan Ertuğrul Kürkçü dışında 30 Mart 1972 günü evdekilerin tümü öldürüldü. Ertuğrul Kürkçü, ertesi gün oğlunun cenazesini almak üzere Niksar hastanesi morguna gelen babasının cesetlerin hiçbirinin oğluna ait olmadığını söylemesi üzerine köydeki evde yapılan arama sırasında yakalandı.


Kızıldere Katliamı'nın 40. yılında T24 yazarı Murat Bjeduğ  "40. Yıl Dönümünde Kızıldere / Doğrular - Yanlışlar" başlıklı yazı dizisi hazırlamıştı.

Türkiye solunun genç liderleri Kızıldere yoluna nasıl çıktılar?

Mahir Çayan ve arkadaşları ile rehineler Kızıldere'de nasıl öldürüldü?

Tanık anlatımlarıyla Kızıldere iddianamesindeki yalanlar...

Ertuğrul Kürkçü: Kızıldere'de, bir anlamda intihar kararı aldık...

'Çatışma çıkmadan önce üzerimizdeki paraları yaktık!..'

Arife Alp: Benim oğlum yaralıyken bile aman dilemedi onlardan...

Kazım Özüdoğru: Ayakkabı boyacısı, sunucu ve Dev-Genç Genel Sekreteri