Dünya

Kitapçılardan, hediyelik eşya dükkanlarına; Londra, Noel'e iki ayrı kutupta gidiyor

Büyük bir ‘siyasi kaos'a dönüşen Brexit'i, ‘fırsata çevirenler', ciddi bir pazar yarattı

09 Aralık 2018 03:07

Sokakları süsleyen çam ağaçları, renkli ışıklar, indirimler ve tüm şehirde göze çarpan Noel Baba figürleri ile Londra’da Noel rüzgârları esmeye başladı. Ancak İngilizlerin iki yıla yakın bir süredir gündeminden düşemeyen Brexit, bu sene Noel’den de rol çalacakmış gibi gözüküyor. Küçük turistik hediye dükkanlarından zincir mağazalara kadar hemen her yerde esen Brexit rüzgârından hediyelik eşyalar da nasibini almış gibi gözüküyor.

Birkaç sayfalık bir kitapta, bütün Brexit

Öyle ki, Londra’nın en büyük kitap zinciri Waterstones’un kasalarında, müşterileri ‘The Story of Brexit’ (Brexit’in hikâyesi) isimli kitap karşılıyor.

Birkaç hafta önce basılıp kitapçılara gönderilen ‘Brexit’in Hikâyesi’, birçok sanatçının çizdiği resimler ve J.P. Morris ile J.A. Hazeley’in yazdığı birkaç cümlelik Brexit hikayelerinden oluşuyor. Kitabın yayıncısı Penguin, ‘Brexit sizi güldürdü mü bilemeyiz ama bu kitap güldürecek’ diye tanıtıyor kitapçığı. Her kitabını aynı ikilinin kaleme aldığı, büyüklerin meselelerinin çocuğa anlatır gibi yansıtıldığı ‘Ladybird’ serisinin son yayını bu.

Noel’den hemen önce yayınlanmasının tesadüf olduğunu düşünmek doğru olmaz; tam bir ‘hediye-kitap’ profiline sahip çünkü ‘Brexit’in Hikayesi’. Söz konusu kitapçının mağaza müdürü de insanların ilgisinin son günlerde artığını, bir bayram hediyesi olarak kitabın gittikçe popülerleştiğini söylüyor.

Günahı Cameron’ın boynuna

Kitapta dönemin Britanya Başbakanı David Cameron’ın ‘AB’den çıkmak’ fikrini ortaya atmasının ardından günümüze kadar konu etrafında yaşananlar esprili bir dille anlatılıyor. Örneğin Cameron’ın Brexit referandumundan ‘çıkmak’ sonucunun alınmasının ardından istifa etmesi için yazarlar “O, herkesin ‘her şey aynı kalsın’ diyeceğini tahmin ediyordu. Ama meğer herkes, Başbakan kadar güzel vakit geçirmiyormuş; o yüzden de Başbakan kaçtı. Günahı boynuna” diyorlar.

Muzların özgürlüğü

Referandumun kendisi ise “AB’de olmak çok karışık; ondan çıkmak da. Şansımıza, sandıkta önümüze koydukları kâğıt karışık gözükmüyordu: Olay, muzların özgürlüğü gibi bir şeydi işte” diye tasvir ediliyor.

Referandum kampanyası sırasında özellikle Büyük Britanya Bağımsızlık Partisi (UKIP) tarafından dillendirilen “Britanya ile Avrupa çok farklı” teziyle de kitabın yazarları dalga geçiyor:

“Avrupa, bizden çok değişik. Mesela onların camları dışarı doğru değil, içeri doğru açılıyor. Anlaşamamamıza şaşmamalı…”

Kitapta çizilen ‘seçmen portreleri’nin hemen hepsi de neye oy vereceğini bilmeyen ‘kalalım’ ya da ‘çıkalım’cılar. Böylece Morris ile Hazeley adeta Britanya insanının ülkeyi kaderin ellerine bıraktığını ima ediyor.

‘Çıkalım’ diyenlerin ülkeden çıkması hakkında referandum isteği

Ülkedeki Brexit bazlı kutuplaşmanın derinliğini de kitapta görmek mümkün. Yazarların yarattığı kurgusal karakterlerden Helen, referandumun ertesi günü uyandığında Britanya’yı “En basitinden kötü ve bugüne kadar hiç tanışmadığı insanlarla paylaştığını” düşünüyor:

Helen, bu insanların ülkeden ‘çıkmasını’ sağlayabilecek yeni bir referandum yapılıp yapılamayacağını merak ediyor.

Londra sokaklarında Helen gibi düşünen insanların ne kadar fazla olduğunu anlatmak da, saptamak da mümkün değil. Bir akademisyenle yaptığım özel bir sohbet sırasında bana “Artık kendimi buraya ait hissetmiyorum” demişti. Bu ‘ait olamama’ ve ‘kutuplaşma’ hissi, en büyük bayramın gelişinde bile kendini belli ediyor.

Hediyelerde kutuplaşma

İngilizlerin hediye alışverişlerinde bile kutuplaşma ile karşı karşıya olduklarını söylemek mümkün. ‘Noel’den tek isteğim Avrupa Birliği’ yazılı tişörtler ile ‘Merry Brexmas’ (Kutlu Brexit-Noeli) desenli kazaklar, farklı mağazalarda satılıyor.

Kimi mağazalar ise denge sağlamanın peşindeler: AB ile Britanya bayraklarının yan yana resmedildiği bir şapkada, bayrakların altına alıcılar istedikleri metinleri yazdırabiliyorlar. ‘Tekrar beraber olalım’ diyen de var; ‘Ayrıldık, barışamayız’ yazdıran da.

Kimi hediye eşyası satan dükkânlarda, Kraliyet Ailesi’nin yeni gelini Meghan Markle’ın yüzü şeklinde tasarlanan maskelerin yanında ‘Brexit, şu tarafta’ şeklinde tabelalar da satılıyor. AB bayraklı kupaların kapış kapış satıldığından bahsediyor şehir merkezindeki bir küçük hediye eşya satıcısı.

Yani, büyük bir ‘siyasi kaos’a dönüşen Brexit’i, ‘fırsata çevirenler’, ciddi bir pazar yaratmış gibi görünüyor.

“Tek başımıza ayakta durabilir miyiz?”

‘Brexit’in Hikâyesi’, Britanya için henüz bitmiş değil. Başbakan Theresa May, 11 Aralık’ta parlamentoya AB ile yaptığı ‘çıkış anlaşmasını’ sunacak. Eğer Meclis, bu anlaşmayı kabul etmezse ülkede yeni bir ‘siyasi kaos’ dönemi başlayacak. Yeni bir genel seçimden, ikinci bir referanduma ya da anlaşmasız Brexit’e kadar her şey hâlâ masada.

Britanya için bu hikâyenin nasıl biteceği belli değil ama Morris ile Hazeley kitaplarını ‘Daha önce tek başımıza durduk; bir kez daha yapabiliriz, değil mi’ diye -ironik bir biçimde- bitiriyorlar:

“Naziler şehirlerimizin üzerinden uçtukları zaman Britanya, Doğu Avrupalı, Kanadalı, Afrikalı, Amerikalı ve Karayipli pilotlar dışında kimsenin yardımı olmadan cesurca savaştı. Nazi Enigması’nın şifresini kırdığımızda da Britanya’nın zekâsı ve Polonyalı casusların Enigma makinesini çalması dışında hiçbir şeye ihtiyacımız yoktu… Daha önce tek başımıza durduk; bir kez daha yapabiliriz, değil mi?”