Magazin

Kıskançlık bende bâkî

Yenialbümü için kısa süre önce stüdyoya giren Aşkın Nur Yengi, Seninle dergisine verdiği röportajda kıskançlığından söz etti.

30 Mart 2009 03:00

 Yenialbümü için kısa süre önce stüdyoya giren Aşkın Nur Yengi, Seninle dergisine verdiği röportajda kıskançlığından söz etti.

Ünlü şarkıcı, "Kıskançlığım her zaman baki. Çünkü kadın her zaman beraberindeki kişiyi kıskanır. Bu yönüm biraz daha yumuşadı gerçi, ama kıskanç değilim dersem yalan olur. Haluk'la (Bilginer) aşırıya kaçacak bir şey yaşamıyorum gerçi, ama birine aşırı ilgi gösterdiyse, o da içimi acıttıysa, saklamam söylerim" dedi.

Uzun zamandır sizi göremiyorduk, neler yapıyorsunuz?

- Annelik devam ediyor. Albüm çalışmalarım başladı. Geçen sene çıkacaktı, ama şarkı beğenemedim. Bizim görevimiz, derdi olan şarkıları söylemek. şimdi günün çoğunu stüdyoda geçiriyorum.

Anne olduktan sonra neler değişti?

- Nazlı iki yaşında oldu. Zor günlerden geçerek ona kavuştum. Bu yüzden evhamlı bir anneyim. ınsan evladıyla haşır neşir olduğu dönemde daha fazla çoğaldığını, derinleştiğini görüyor.

Nasıl oluyor bu?

- Hiçbirimiz o çocuğun saflığına inemiyoruz. O el değmemişliği, size olan güven ve muhtaçlık duygusunu gördükçe birçok şeyin önüne o geçiyor.

Haluk Bey’in de önüne geçti mi bu duygular?

- Bu kıyas yapılacak bir konu değil. Biri eşiniz, diğeri çocuğunuz. Genelde kadınlar anne olduktan sonra eşler ikinci plana düşer derler. Hayır. O ilginin başka yöne dönmesidir, eşinizin ikinci plana düşmesi değil. Ben eşimi ihmal etmiyorum. ılgi ve alakamı hiçbir zaman Haluk’tan esirgemem.
Eşinizle birbirinize taktığınız lakap var mı, ya da hitap şekliniz nasıl?

- İsimlerimizle hitap ediyoruz birbirimize. Tabii her eş, sevgili gibi birbirimize canım, cicim, tatlım, aşkım diyoruz.

Evlilik sonrası Haluk Bey sizin yaşamınıza ne kattı, ondan ne öğrendiniz?

- Beni insan olarak zenginleştirdi. Çünkü tecrübeleri yaşamımıza birçok açıdan mutluluk katıyor. Bana koşulsuz sevmenin, yaşam zenginliğinin önemini, aslolanın titrler değil insan olmak olduğunu öğretti.

Evde nasıl biridir Haluk Bey?

Gayet sevecen, mutlu ve pozitif.

“Sıkı Dostlar” dizisindeki gibi titiz mi?

- Evet titizdir. Ama ben de onu süslemeyi severim. Ona yakıştırdığım şeyleri alırım. Haluk alışverişi pek fazla sevmez çünkü.

Baba olmak Haluk Bey’e neler getirdi, neler değiştirdi? Sizin gözünüzden bu değişimi aktarabilir miyiz?

- Hayatına büyük bir farklılık, büyük bir enerji, büyük bir heyecan geldi. Kızı için canını verebilir. Zaten en önemli şey de bu. Hiç kimse için, hiçbir şey için birine saldıramazsınız. Ama çocuğunuz söz konusu olduğunda öldürebilirsiniz bile.

Kıskançlığım baki


Şımarttığınızı düşünüyor musunuz Nazlı’yı?

- Ona istediklerini vermeyi arzuluyorum. Ama tabii prensiplerimiz var. Her istediğini vermeyeceğiz, çünkü hayat öyle olmayacak. Çağdaşlaşmak adına birçok geleneğimizi kaybettik. 12-14 yaşındaki çocuklar okullarda neler yapıyorlar! Çivisi çıktı her şeyin. Hayatımıza iğrenç bir bilgisayar girdi. O sistem hepimizi sınırsızlandırdı. Kıyameti uzakta değil içimizde aramalıyız. Bilgisayar hepimizin hayatını kıyamete çevirdi. Asıl kıyameti çocuklarımız yaşıyor yani.

Eskiden kıskanç olduğunuzu söylerdiniz, hâlâ öyle misiniz?

- Kıskançlığım baki. Kadın her zaman beraberindeki kişiyi kıskanır. Bu yönüm biraz daha yumuşadı gerçi, ama kıskanç değilim dersem yalan olur. Bahsettiğim mantıksız kıskançlık değil. Yaşadığım olay canımı acıtacak boyuta geliyorsa, hiç de dilimden sakınmam.

Haluk Bey’de neleri kıskanırsınız?

- Aşırıya kaçacak bir şey yaşamıyorum Haluk’la. Ama birine aşırı ilgi gösterdiyse, o da içimi acıttıysa, saklamam söylerim.

Onu ilk gördüğünüzde neler hissettiniz, aşık olduğunuzu ne zaman anladınız?

- İlk gördüğümde aşk yoktu, beğeni vardı. Çok uzun zaman sonra duygularımızın biçimini, içeriğini birbirimize anlattık.

Aşk nedir peki?

- Sözlük anlamıyla ifade edilebilecek bir şey değil. Birbirinizi tanıyarak gelişen bir şey. Çünkü 20’li yaşlardaki aşk başka, 30’lu yaşlarda başka bir şey. Mantık olmalı. 20 yaşında neyin mantığını düşünüyoruz ki!

10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

- Yine sahnede...

Ya oyunculuk? O yönünüzü değerlendirmeyi düşünmüyor musunuz?

- Bu ara bir sürü teklif geldi. Dizi film daha çok vardı. Projeye inanmadım. ış yapmış olmak için yapmak istemedim. Bu kadar sene sonra bu kadar lüksüm olsun.

Londra’ya yerleşmeyi düşünüyoruz

Gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?

- Çok ciddi büyük bir müzikalde oynamak. Ancak bizim ülkemiz müzikali pek sevmiyor.

Londra’ya yerleşme söz konusu olabilir mi? Müzikalin merkezi de orası.

- Zaten orada evimiz var. Sık sık gidip geliyoruz. Kızım zaten İngiliz vatandaşı babasından dolayı. Haluk da İngiltere’yi seven, mesleğine orada başlamış, televizyon ve tiyatro dünyasıyla iletişimi olan biri. Ben de mesleğimi orada çok rahat sürdürebilirim. Konser olunca gelirim. Bu da düşüncelerimizin içinde.