BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesiyle ilgili, ''Bu saldırı, Kürt halkının özgürlük mücadelesine, kadın özgürlüğüne, Öcalan ile başlatılan görüşmelere yöneliktir'' dedi.
Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesini ve arkasındaki güçleri lanetle kınadıklarını söyledi.
''Bütün ölümler vakitsizdir ancak bu üç arkadaşımıza ölüm hiç yakışmadı. Aşk olsun size, bizi bırakıp gittiniz. Siz, ölümsüzleştiniz. Sizi sonsuzluğa uğurlayacağız. Sizi, yüreğimizin en derinliklerine, en baş köşesine koyacağız'' diye konuşan ve gözlerinin dolduğu görülen Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Perşembe günü Diyarbakır halkı sizi bağrına basacak. Çok görkemli bir törenle sizi, temsil ettiğiniz değerleri saygıyla selamlayacağız. Bu topraklara barış gelmesini isteyen herkesi bu buluşmaya davet ediyoruz.
Barışa, çözüme inananlar bu cenaze törenine katılarak görevlerini yapmalılar, tutumlarını net şekilde ortaya koymalılar. Başlatılan görüşmelerin arkasında olduğunu, devam etmesi söyleyen herkes o gün bizimle birlikte olmalı. Kadın özgürlüğüne inanan herkes üç kadınla birlikte olmalı.
Buradan hükümete, mülki ve idari yöneticilerin tamamına seslenmek istiyorum: Her zaman bu tür süreçlerde en çok konuşulan şey samimiyet meselesidir. İşte bugün samimiyeti gösterme günü. Birinci sınavdan başarıyla geçilmedi. Paris'te bu katliam önlenebilirdi, önlenemedi. Samimiyet testinden geçmek için önümüzde bir imkan daha var. Gerekli sağduyuyu, saygıyı gösterin, bu acıyı paylaşın. Madem hepimize, görüşmelere yönelik saldırıydı, Türkiye'nin büyümesini istemeyenlerin saldırısıydı, o zaman Perşembe günü tüm Türkiye tek yürek olmalı ve bu güçlere gerekli cevabı vermelidir.
''Türkiye de sorumlu''
Bu cinayetlerin aydınlatılması konusunda birinci derecede sorumluluğun Fransa hükümetinde olduğunu belirten Kışanak, ''Fransa'nın gücü bu cinayet aydınlatmak için yeterli. Fransa hükümetinin sorumlu olması Türkiye'nin sorumluğunu ortadan kaldırmıyor. Türkiye de bu cinayetin aydınlatılması için en az Fransa kadar sorumluluk sahibidir. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir. Öncelikle bu üç kadın, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıdır'' dedi.
Kışanak, cinayetin işlendiği mekan ve Sakine Cansız'ın Türk istihbaratının da takibi ve kontrolü altında olduğunu öne sürdü.
''Bu ülkede derin devletten bile bahsedemeyeceksek neden bahsedeceğiz artık-'' diye soran Kışanak, şunları kaydetti:
''Bu katliam aynı zamanda hükümetin girişimini de hedeflemiştir. Peşin başka adresler göstermeye ve gerçek katillerin aradan kaybolmasına sağlamaya gerek yok. Başbakan'ın çalışma ofisine dinleme cihazı konuluyorsa, makamına böcek konulabiliyorsa Türkiye karanlık güçlerin tamamen tasfiye edildiğini, böyle bir şey oladığını kim söyleyebilir- Başbakan da bunu söyleyemiyor. Böyle bir ortamda kim bütün güçlere kefil olabilir. Türkiye bağlantılı hiçbir gücün bu işe bulaşmadığını kim diyebilir''
''Küçük düşünenler sürecin altında kalır''
''Hükümet, hakiki, büyük bir barışa hazır mı-'' diye soran Kışanak, kimsenin küçük hesaplarla bu sürece yaklaşmaması gerektiğini; vebalinin ağır olduğunu ifade etti.
Kışanak, ''Biz Öcalan ile İmralı'da başlatılan görüşmeleri geç kalmış, doğru süreç olarak görüyoruz ve arkasındayız'' dedi.
Kamuoyunda ''risk alınır, oy kaybedilir'' söylemlerine hiçbir şekilde itibar etmediğini aktaran Kışanak, ''Bu sorunu çözen kahraman olur. Tüm Türkiye, bu çatışmadan hiçbir şekilde çıkarı olmayan bütün halklar barıştan ve çözümden yanadır. Kim çözerse halklar onun arkasında durur. Bugün bu görüşmelere verilen destek de bunun bir göstergesidir. 'Çözümü yapan oy kaybeder' tezi 'çözmeyelim' tezidir. Küçük düşünenler bu sürecin altında kalırlar'' diye konuştu.
(Fotoğraf: arşiv)